Sosyal Medya

Makale

İslamcılık Öldü Mü? -Gazze ve Suriye Direnişi üzerine farklı bir bakış-

Suriye Rejim Muhalefetinin baÅŸlattığı harekât ile birlikte Ä°dlib ve Halep gibi merkezlerin tamamen Rejim güçlerinden kurtarılması, yeni tartışmaları beraberinde taşıdı. Rejim Muhaliflerini Ä°srail ve ABD ile eÅŸleÅŸtirenler, Ä°srail’in bu harekâtı baÅŸlattığı vesaire üzerinden Gazze’ye ihanet olarak betimledi. Ama Hamas liderinin yaptığı açıklama ile bu durum tersine döndü. Rejim Muhaliflerinin baÅŸlattığı harekâtı destekleyen mesaj durumu giderek netleÅŸtirmektedir.

Suriye’nin kendi iç çatışmasına yönelik dışarıdan verilecek destek dün olduÄŸu gibi bugün de ümmetin parçalanmasını ve birleÅŸtirilemez bir hale getirilmesini öne çıkarmaktadır. Bir mezhep çatışması üzerinden deÄŸerlendirme yapmanın ümmetin birliÄŸi açısından bakıldığı zaman ne kadar yanlış bir algı üzerinden yürütüldüÄŸü ise gözlenmektedir. Ä°ki aydır sürekli Ä°dlib’e yapılan saldırılara tek söz etmeyen insanların buna karşı bir harekât baÅŸlatan Rejim Muhaliflerini eleÅŸtiriye tabi kılarak ümmeti parçaladıkları algısı ise sorunlu bir mezhebi tutumun dışa vurumudur.

Meseleyi daha akli ve mantıklı bir zeminde tartışmalıyız. Astana Sürecinde uzlaşılan metin niçin yok sayıldı. Sürekli Rejim Muhalifleri sivil dâhil saldırılara maruz kaldı. Ve bu konuda herhangi bir açıklama yaptı mı ÅŸu an Rejim muhaliflerini eleÅŸtiriye tabi kılanlar. Ayrıca sürekli komplocu mantık üzerinden eleÅŸtiri yapmanın bir karşılık olarak kendilerine yönelik de bir komplocu mantık üzerinden baÅŸlatılacak olan eleÅŸtiriye ne söyleyebilecekler.

Meselenin özü ise bu son durumda da açığa çıktığı gibi Ä°slamcılığın öldüÄŸü tezi kabul edilerek yorum yapılmasıdır. Ä°slamcılık gerçekten öldü mü? En son Ä°hvan-ı Müslimin’in bölünmesi ve kendisini geri çekmesi üzerine ÅŸu an sessizliÄŸini koruması ölümü gerçekleÅŸmiÅŸ kabulünü kolaylaÅŸtırmaktadır. Ama Gazze süreci ve Aksa Tufanı ile birlikte aslında Ä°slamcılığın yeniden dirildiÄŸini ve ayaÄŸa kalktığını, kendisine yöneltilmiÅŸ bütün eleÅŸtirileri boÅŸa çıkardığını açıkça göstermektedir. Ayrıca Ä°slamcılığın bütün türevleri de bu harekete destek verme konusunda birlikte hareket etmeyi baÅŸardı. MüslümanlaÅŸma sürecinin hızla arttığı bir zeminde Ä°slamofobia dünya düzeyinde geriledi. Bilakis, Ä°slam gibi temel bir dinin her yerde daha fazla konuÅŸulmasını saÄŸladı, saÄŸlıyor. Ä°ÅŸte bu noktada Suriye Rejim muhalefetinin ayaÄŸa kalkarak kendisine yapılan zulme dur deme hareketi baÅŸladı. Bu noktada Ä°slamcılık ile bağı kalmayan veya belirli bir algıyı yürütme konusunda azimli olanlar, hemen karşı propagandaya yönelmek zorunda kaldı. Sanki her ÅŸey güllük gülistanlık iken bu saldırı yapılmaktadır. Hâlbuki silahlarla sürekli vurulan, kimyasal silaha maruz kalan ve en son Kuran öÄŸrenen çocuklara yönelik saldırı üzerine dur demeye yönelik bir hareket baÅŸlatılmıştır. Bu durumu Ä°slamcılığın yeniden ayaÄŸa kaldırılmasına matuf önemli bir hamle olarak okumakta yarar var.

Gazze ile baÅŸlayan süreçte, Ä°slamcılık yeni bir yüz ile öne çıkarıldı. Ä°kinci hamle olan Suriye Rejim muhalifleri hareketini yeni hamlelerin baÅŸlamasından korkanlar, Suriye rejimini yeniden güçlendirmeye matuf arayışlara yöneltti. Ä°ster Suudi Arabistan, ister BAE, ister batılı güçler, ister Ä°srail veya ABD yeni bir Ä°slamcılık hareketi karşısında düÅŸecekleri durum ortada…

Ä°slamcılığın muhalif karakteri ve özgürlük hedefi asla bitip tükenecek bir olgu deÄŸildir. Ä°slamcılık geriletilebilinmiÅŸ olabilir. Ama zamanı geldiÄŸi zaman ayaÄŸa kalkacak bir özelliÄŸe de sahiptir. Ä°slam tarihi boyunca bu durum yaÅŸanmıştır. Müslümanlar, yenilmiÅŸ, parçalanmış, iktidarını kaybetmiÅŸ ve esaret altına düÅŸmüÅŸ olabilir. Bu durumu kabullenecek bir müslüman kiÅŸi bulunamaz! Buna itiraz etmenin yolunu, yordamını, zamanını ve hareket yöntemini belirli bir sürece yayarak elit bir yapı üzerinden hazırlanır ve ona göre yeniden hayata geçirilebilir.

Yeni dönem, Ä°slamcılık açısından büyük bir sorumluluk doÄŸurmaktadır…

Birincisi, kendisini yenilemeli, hiçbir gücün boyunduruÄŸuna girmeden, Ä°slam ile sahih ve sahici baÄŸ kurmaya yönelik önceliÄŸini öne alacak, bu düzeyde kalan hareketlerle, güçlerle baÄŸ kurmayı öncelemeli, bu sahih ve sahici bağı önemsemeyenlerle sadece taktik iliÅŸkiler geliÅŸtirilebilir. Meseleye bu açıdan bakıldığı zaman birçok olay kendiliÄŸinden çözüme kavuÅŸacaktır.

Ä°kincisi, ulus devletin önemini fark edecek, ama asla kendisini ulus devlet sınırları ile ve stratejisi ile sınırlandırmamalıdır. Ümmetin topyekûn kurtuluÅŸunu dikkate alan bir yaklaşım ile öne çıkmalıdır. Bu çerçevede ulus devletler, ancak ümmetin birliÄŸini dikkate alarak hareket ettiÄŸi zaman onaylanmalıdır. Hiçbir ulus devlet, kendisini ümmetin temsilcisi olarak öne çıkarmaya yeltenmemelidir. EÄŸer, böyle bir hedefi olan ulus devlet varsa öncelikle o devletin, ümmetin birliÄŸini saÄŸlamaya matuf stratejisini entelektüel düzeyde ortaya koyması elzemdir. Ayrıca ahlaki zeminini de açıkça gösterilebilir bir özelliÄŸe sahip kılmalıdır. Öyle sadece slogan düzeyinde sadece kendi çıkarını elde etmek adına ümmet vurgusu yapan ülkelerin Ä°slamcılık baÄŸlamında kendi asli yerlerine tevdi edilmesi ÅŸarttır. Bugün hiçbir ulus devlet, ümmetin birliÄŸi konusunda samimi bir çabası olduÄŸunu söylememiz mümkün deÄŸildir.

Üçüncüsü, Ä°slamcıların, kendilerine yönelik geliÅŸtirilmiÅŸ eleÅŸtirilerin doÄŸru olanlarını dikkate alarak onlardan kurtulmaları, entelektüel bir dili geliÅŸtirmeleri, entelektüel zeminde batılı düÅŸünce ile yeni bir hesaplaÅŸmaya yönelmeleri, tek bir çatı altında olmasa bile kıyıda köÅŸede kalan Ä°slamcıların belirli bir yöntem üzerinden birlikte hareket etmeyi baÅŸaracak bir zemin ve zamana yönelmeleri zaruret ifade eder.

Dördüncüsü ise, Ä°slam ile ahlaki bir iliÅŸki kurmanın imkânlarını üretmeleri, anlam üzerine Ä°slam düÅŸüncesinin saÄŸladığı yararlı iliÅŸkilere yönelmeleri, batıda meydana gelen anlamsızlığı, hiçliÄŸi, ahlaksızlığı, çürümeyi, geride bırakacak bir ahlaki karakteri inÅŸa ederek Ä°slamcılığın bir kurtuluÅŸ ideolojisi olmasını yeniden saÄŸlamaya yönelik çabalara öncelik verilmelidir.

BeÅŸincisi, Ä°slamcılığın öldüÄŸünü ilan eden Ä°slam dışı güçlerin varlığını unutmamaları, bugün inÅŸa edilecek Ä°slamcılığın da baÅŸka güçlere yamanarak iÅŸlevsizleÅŸtirilmesine yönelik propaganda diline karşı bir çözüm üretmeleri, en önemlisi de algı düzleminden bilgi düzlemine geçilerek, kendilerine dikte edilen algılara yönelik bir cevabın üretilmesini behemehal üretmeleri de esasa taalluk eder.

Her dine/Ä°slam’a dönüÅŸün kendisini ifade edecek bir düÅŸünceye olan ihtiyaç tartışma dışıdır. Ä°slamcılık muhalif bir düÅŸünce olarak kendisini yenilemeli, eksiklerini tamamlamalı, siyasal karakteri yanında sosyal ve düÅŸünsel karakterini de harekete geçirerek daha donanımlı bir hareket olarak hayata katılmaya baÅŸlaması elzemdir. Bu ümmetin yeniden diriliÅŸini saÄŸlama konusunda büyük bir katkı sunmayı kolaylaÅŸacaktır. Ayrıca aynı düÅŸünceye sahip olma yerine bunun önemini dikkate alarak o düÅŸüncenin eylemde bir ahlak olarak öne çıkışını öncelemenin esasa taalluk ettiÄŸini de göz ardı etmeden yola çıkmanın kaçınılmazlığını idrak etmelidir ki bu yolun güvenliÄŸi açısından esasa taalluk eder.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.