Makale
Aşağı Çekilmek
Ä°nsanın fıtrat standartları dışında muhatap olduÄŸu ve maruz kaldığı her tutum, davranış, iliÅŸki, sistem, ortam, baÄŸlam, zemin, atmosfer, onu aÅŸağı çeker. Çünkü insanı deÄŸerli, önemli, saygın, mutlu, baÅŸarılı ve üstün kılan ÅŸeyler, fıtrat standartlarına sahip olanlardır.
Aklı dumura uÄŸratıp, devre dışı bırakan iletiÅŸim ve iliÅŸki biçimleri insanı aÅŸağı çeker. Tek taraflı ve düÅŸünüp, muhakeme etmeyi bloke edip, filtresiz kabulü esas alan konuÅŸmalar, eÄŸitim ya da iletiÅŸim usulleri bunun örnekleri arasındadır. Zira akletmek fıtrat standartları içerisinde önemli bir yere sahiptir.
Anlayışın, paylaÅŸmanın, desteklemenin, iÅŸ birliÄŸinin, deÄŸer vermenin, hasbiliÄŸin esas olmadığı; akletmemenin, anlamsızlığın, bencilliÄŸin, küçük hesapların, ufuksuzluk ve meselesizliÄŸin cari olduÄŸu iliÅŸkiler, insanları aÅŸağı çekerler. Ä°nsanlara; umutlarını, güvenlerini, motivasyonlarını, isteklerini, heyecanlarını kaybettirirler.
Rekabet, iliÅŸkileri aÅŸağı çeker, dostluk mertebesine ulaÅŸmasına izin vermez. Zira dostluk, alışveriÅŸ ve mütekabiliyet iliÅŸkisine tahammül etmez. Dostların kalbi aynı ritimde atar, o yüzden nadidedir ve nadir bulunur. Bu nedenle insan-insan iliÅŸkilerinde zirvedir. Ancak Allah'ın velisi olduÄŸu kiÅŸiler arasında tahakkuk edebilir. Çünkü ritmi bu hal oluÅŸturur.
Ä°nsanın dahil ve müdahil olmadığı yani özne olarak katılmadığı yönetim süreçleri de bir baÅŸka örnektir. Yeryüzü halifesi olmanın anlamı hayata iradi olarak müdahale edebilmektir. Bu da insanın fıtri olarak özne olması standardını ifade eder. Ä°nsanların etkisiz eleman, pasif nesne pozisyonu ile dahil edildikleri her sistem ve süreç, insanı aÅŸağı çeken bir olgunun ifadesidir.
Ä°nsan fıtratının en önemli standartlarından birisi; anlam, ilke ve sınırlarının yaratılış özelliÄŸi olarak belirlendiÄŸi, özgürlüktür. ÖzgürlüÄŸün, fıtrat standardı olarak esas alınmadığı, yönetim, davranış, iliÅŸki, sistem ve süreçlerin, insanları doÄŸal konumlarından aÅŸağı çektikleri ÅŸüphe götürmez bir gerçektir.
EleÅŸtiri, yargılama ve suçlama mahiyetli iletiÅŸim biçimi; kesinlikle insanların haklarını, saygınlığını, psikolojik mertebesini, güvenini aÅŸağı çeken bir standart ihlalidir.
Adaletsizlik üreten herhangi bir sistem, süreç veya iliÅŸki, insanların güven duygularını ve umutlarını, olmaları gereken fıtri mertebeden aÅŸağı çekip tahrip eden, bir imha örneÄŸidir.
VaroluÅŸtan, standart unsur olan saygınlık ve önemli olmak hallerini elde edebilmek için dilenci durumuna düÅŸürülüp, birçok hak ve erdemini feda etmek durumunda kalan insan; fıtraten insan olmak mertebesine yükseliÅŸi engellenerek, aÅŸağı çekilmektedir.
Korkulara boÄŸulup, fıtri güven ve cesareti tahrip edilen insanın aslında, asli iliÅŸkilerinden, hakikate taraf olmaktan, mücadele etmek azminden uzaklaÅŸtırılıp, en güçlü fıtrat standartları tahrip ediliyor demektir.
Ä°çerisinde, Rabla-insan arasındaki iliÅŸkinin birincil deÄŸer kabul edilmediÄŸi; karar ve davranış süreçleri, yönetim ve iliÅŸki biçimleri, sistem ve ortamlar, insanları; en deÄŸerli, güçlü, güvenli, tatmin içerisinde, baÅŸarılı, üretken ve adil olduÄŸu yerden aÅŸağı çekerler.
Birbirlerini dinginleÅŸtirip, bütünleyerek, hayatın tükettiklerini takviye edip, yeniden dolmayı hedeflemeyip; kadının ve/veya erkeÄŸin, bencil ve aptal taleplerine maruz kalmış evlilik iliÅŸkileri; kadını, erkeÄŸi, çocukları, akrabaları, toplumu ve hatta insanlığı, fıtri mertebesinden aÅŸağı çekerler.
Ä°nsan doÄŸasına özdeÅŸ bir kuruluÅŸ felsefesine, sistemine, yönetim biçimine, iliÅŸki ve süreçlerine uygun kurulup, iÅŸlemeyen devletler; bütün insanları fıtri düzeylerinden aÅŸağı çekerler.
Fıtri mertebelerinden aÅŸağı çekilmiÅŸ inançlara, amaçlara, kalite, kapasite, ahlak ve ÅŸahsiyetlere sahip insanlar, toplumları ve devletleri aÅŸağı çekerler. AÅŸağı çekilmiÅŸ devletlerin daima; baÅŸarısızlık, güvenlik, beka, verimsizlik, zayıflık, adaletsizlik, çatışma, kaos, özgürlük sorunları olacaktır.
Liyakat, hakikate sadakat, adalet, ahlak ve ÅŸahsiyet sorunları olan insanlar, aÅŸağı çekilmiÅŸlerdir. Åžüphesiz bunların yönettikleri her sistemin, taraf oldukları her iliÅŸkinin, fıtri standartlarının çok altına çekilmesi kaçınılmazdır. Bu da etkiledikleri bütün insanların hukuklarını, tatminlerini, kalite ve kapasitelerini aÅŸağı çeken bir döngüyü oluÅŸturur.
Nefse ittiba, ÅŸeytana maÄŸlubiyet, korkaklık, hakka itimatsızlık, kıbleyi bulamamak; insanı aÅŸağı çeker, mertebesini de kaybettirip, aleladeleÅŸtirir, "orta oyuncusu" yapar ve ortalıkta bırakır.
BaÅŸlangıçta adil bir biçimde, yükselmek ve insan olmak potansiyelini içerisinde taşıyan beÅŸer; eÄŸer doÄŸasına uygun koÅŸullar, hükümler, sistemler, iliÅŸkiler çerçevesinde yaÅŸarsa, kemal süreçleri ile fıtrat standartlarını muhafaza ederek insan olmak mertebesine ulaşır ve orada cennet misül bir hayat yaÅŸarken, ebedi cennetine doÄŸru yol alır. EÄŸer bu imkânı bulamayıp, sürekli aÅŸağı çekilerek bir yaÅŸam sürdürmek durumunda kalırsa; kendi doÄŸalarının dışında yaÅŸamayan hayvanlardan daha aÅŸağı çukurlara yuvarlanarak, yaÅŸadıkları cehenneme benzer cehennemler kurup, insanları buralarda yaÅŸamaya mahkûm ederler ve ebedi cehennemlerine yürürler.
Hayat bir nevi yükseliÅŸ ve çöküÅŸ tercihleri ile tarif edilebilir. Bunu belirleyen temel unsur, insanların karar ve davranışlarında hangi standartların esas olduÄŸudur. Bu nedenle insanların varlık nedeni, sadece Allah'a kulluk etmektir. Zira sadece Allah'a kulluk; çöküÅŸleri ve aÅŸağı çekmeleri olmayan, mahza yükseliÅŸleri ve kemalleri saÄŸlayabilecek yegâne olgudur.
Kısaca, aÅŸağı çeken politikalar, sistemler, yönetimler, süreçler, iliÅŸkiler, kararlar, davranışlar ve insanlar; aÅŸağı çekenlere ve çekilenlere çok ağır bedeller ödeten müsebbipler, büyük mücrimler ve hukuk katilleridir. Basit nedeni ise fıtrat standartlarının ihlalidir.
Ä°nsanların, ailelerin, toplumların, devletlerin; karmaşık kaos süreçleri ile yeniden yapılanmak mecburiyetine maruz kaldıkları bu dönemde; belirleyici yüksek strateji parametresi, fıtrat standartları ile tasarım olacaktır. Zira kaçınılmaz biçimde görülmektedir ve görülecektir ki; yükselen ve yükseliÅŸi destekleyen unsurlar, kazananlar; aÅŸağı çeken ve çekilen unsurlar da kaybedenler olacaktır. Ekonomilerin, teknolojilerin, iliÅŸkilerin, örgütlerin, bu durumu deÄŸiÅŸtirmeye gücü yetmeyecektir. Böyle olmadığını tarif eden her yaklaşımın da imal edilmiÅŸ sahte bir teklif olacağından ÅŸüphe edilmemelidir.
Henüz yorum yapılmamış.