Makale
sahi bi söyleyin, eşiniz sizin tam neyiniz olur?
zulüm, ÅŸaÅŸkınlıktır ve kiÅŸinin olması gereken sınırları aÅŸmasıyla gerçekleÅŸir.
en büyük zulüm Allah’ın hakkına girmektir ki oda ÅŸirktir.
esasında her bir günah da ÅŸirk gibi benzer sınırları aÅŸmaktır
Allahın sınırlarına, korusuna yaklaşmayın uyarısı,
ki onlar da yasak ve haramlardır, diyordu ya! aziz kitap
niye yaklaÅŸmayın? çünkü yakınlık taÅŸkınlık getirebilir. bir adım ötesidir de ondan.
onun içindir iÅŸte günaha girmeyelim diye müminlere günaha giden yollarda gezinmesi de günah kabul edilmiÅŸtir
çocuÄŸa “yanan ateÅŸe yaklaÅŸma!” uyarısı gibi bir merhamet barındırır içinde…
dost, yaklaşmayın eşsiz bir uyarıdır.
her bir yakınlıkta sınır aşmaya ramak kalmaktır.
Allah ile kullar asındaki sınır nasıl aşılıyorsa
benzeri de kulların kendi arasındaki
sınırlar da aşılır.
zorunlu yakınlık kurduğumuz her bir ilişki,
içinde her an zulüm iÅŸlemeye aday olan birliktelik vardır.
mesela, rabbim ticari ortaklıklarda,
çok yakın bir iliÅŸki meydana geldiÄŸi için
ortakların çoÄŸunun haksızlık yaptığını söyler ve dikkat etmeye özenli olmaya davet eder.
bu anlayışla derim ki:
dünyada kiÅŸinin en yakınlık kurduÄŸu
kiÅŸi eÅŸidir.
iyi de, anne baba ne oluyor? der gibi baktın dost.
dost ebeveynle geçirilen ömür sayılıdır ve
birlikte geçen yılların çoÄŸu da ya çocukluk evresi veya gençliktir.
kiÅŸinin esas sorumlu olduÄŸu zamanlarda çocuklar evden uçar, gider ve evlenir.
25 yaşında evlenirse bir genç ondan sonraki ömrü eÅŸiyle geçirir
eÅŸiyle böylesi bir uzunlukta yakınlık kurması
belki de kiÅŸinin en hoyrat olduÄŸu birliktelik haline dönmesine adaydır ve
ne yazık ki çok kimsenin hesabı zor olacak bir evlilik iliÅŸkisi vardır
niye öyle derseniz?
insanın eÅŸiyle kurulan yakınlık öyle bir ÅŸeydir ki mesafesi adeta kalmamıştır.
ancak sadece Allah’tan çok korkanlar,
eÅŸlerinin haklarına girmekten imtina eder ve özenlidir.
o zaman dost şu eşlerin birbirlerinin sınırlarını aşmayı bi konuşsak diyorum;
eÅŸler arasındaki bu hoyratlığı ateÅŸleyen ÅŸey bu özensizlik
birbirlerine karşı hissettiklerinden olmasın sakın?
ne mi derim?
evlilik, kadın ve erkek cinsinin nikah akdiyle birlikteliğidir ve
sanki evlenince bir tek vücut gibi olmak anlaşılıyor.
o ara gücü elinde bulunduran ne yazık ki
sınır mınır tanımıyor
eÅŸini kendisinin sahibi olduÄŸunu zannetmeye dönüÅŸüyor.
dost, eÅŸler birbirinin sahibi deÄŸil,
yol arkadaşıdır
bu zorlu yolda eşi, kişinin eksik olan kısımlarının tamamlandığı haldir
mesela erkeklerin sınır aÅŸmasıyla ilgili örnek vereyim.
kadınlardan örnek versem haklı söylenme olur.
ÅŸimdi, evlilik akdinin oluÅŸması için kadının da kendi özgür iradesiyle evet demesi zorunluyken
yani kadın da aile de bire bir
kurucu iradeyken
sonraki dönemlerde kadının bu iradesinin tümünü erkeÄŸe devretmesi gerekir
gibi yanlış bir kanı var. öyle ki;
kadının cennete gitmesi için erkeÄŸi razı etmeli anlayışı,tam bir sınır tanımazlıktır
çokça hoca efendinin! bunu destekleyen vaazları
taÅŸkınlığa en önemli sebeb oluveriyor.
dost orada mısın?
erkek veya kadının
sadece razı edeceği, tek bir olan Allah'tır.
evlilik tam da bunu için yapılır.
çünkü eksiklerimizle bir başımıza bu
“sarp yokuÅŸta” yürümek fıtraten de dinen de tavsiye edilmemiÅŸtir.
öyleyse, eÅŸimiz bizim tam neyimiz olur? diyordum ki
ökkeÅŸ, ÅŸöyle bi toparlandı ve
“mustafam hele de merak ettim”
dedi
yoruldum be ökkeÅŸ, valla!
sonra derim
belki.…
paylaÅŸmaya deÄŸer gördüÄŸünüz yazılarımın dilediÄŸi kısmı dahil dostlarınıza ikrama açıktır.
bir gönle daha temas etmek iyidir.valla!
https://www.hertaraf.com/koseyazisi-mustafa-akmese-sahi-bi-soyleyin-esiniz-sizin-tam-neyiniz-olur-4359
Henüz yorum yapılmamış.