Makale
Dinin özünde özgürlük karşıtlığı yoktur
Ä°slam’ın, tüm ideolojilerin hedefi olan insana eÄŸiliÅŸi, insan hayatına bakışı onu deÄŸerlendiriliÅŸi ve sorunlarını çözümleyiÅŸi son derece hassastır. Ä°slam, insan hayatının bütün evrelerini birleÅŸtiren, bütünleÅŸtiren ve topyekun insanlığın biricik yaÅŸama ÅŸekli halinde ve gerçek hayatın müjdecisi olarak takdim eden ilahi bir düzendir.
Ä°slam dini, özgürlüÄŸü insan hayatının anlamını gerçekleÅŸtiren ÅŸey olarak görür. Gerçek özgürlük Allah’a kulluktadır. Bu kulluk bilinci kaybolduÄŸunda insan adeta ölür, velev ki yiyip içip dolaÅŸsın...
Din ile özgürlük hiçbir zaman karşı karşıya gelmemiÅŸtir. Dini, özgürlükleri baskı aracı olarak kullananlar, kendi yorumlarını insanlara dayatanlardır. Dinin özünde özgürlük karşıtlığı yoktur. Ä°slam, akla, düÅŸünmeye, tefekküre, taakkula, tedebbüre, özgürlüÄŸe saygı duyan bunları teÅŸvik eden dindir...
Mekke oligarÅŸik ÅŸirk devletinde kölelik bir kurum idi. Ä°nsanlar alınıp satılıyordu köle pazarlarında. Kölelik nehrini kurutan Ä°slam olmuÅŸtur... Kuran’ın diriltici nefesiyle köleleri özgürlüÄŸe kavuÅŸturmanın önemini biliyoruz. Öyle ki kölelerin özgürlüÄŸe kavuÅŸturulması Allah a yaklaÅŸtıran bir ibadet ve Müslümanlardan günah iÅŸleyenlerin günahına kefaret olmaktan baÅŸka Ä°slam devletinin genel gelirlerinin sarf edildiÄŸi belirli alanlardan biridir.
Ä°slam’ın gelmesiyle kölelik düzeni tedricen ortadan kalktı. Müslümanları köle azad etmeye teÅŸvik etti. Köleler gerçek özgürlüÄŸü Ä°slam’a sarılmakta, Allah a kullukta buluyorlardı. La ilahe illallah diyerek gerçek özgürlüÄŸe kavuÅŸan kölelerin çokluÄŸu köle borsasını tepe-taklak etmiÅŸti...
Allah’a karşı sorumluluk gerçek özgürlüÄŸü getirir, nefsinin her istediÄŸini yapan adam, canının her istediÄŸine köle olmuÅŸ ve onu put edinmiÅŸtir. Burada ilahi sınırları korumak gerekir. Helaller ve haramlarda evet ve hayır demeyi bilmelidir. Çünkü Allah a iman edene mümin denir. Mümin özgür iradesi ile içten gönüllü bir tercih sonucu ulaşılan güven halini ifade eder.
Bu noktada Allah da kendisine mümin demektedir. Åžu halde burada karşılıklı güven söz konusudur. Bu ise insanı özgürleÅŸtiren bir durumdur. Çünkü insan kendi tercih ve kararlarından dolayı güven hali yaÅŸar. Ancak kendi tercihleri ile yaÅŸanan bir hayat özgür hayattır.
Özgürlükten maksat, insanların davranışları, adaletle ve ölçülü Ä°slami deÄŸerlerle dengelemektir. Yoksa hayvani içgüdülerin serbestçe tatmin edilmesi deÄŸildir. Özgürlük esaretin karşıtı olarak düÅŸünülürse haklı bir talep gibi görülebilir. Fakat birçok kimsenin sandığı gibi kuralsız yaÅŸamak ise, bu ne mümkün ne de doÄŸru olan bir ÅŸeydir.
Ä°slam insan aklı üzerindeki her çeÅŸit baskının kaldırılmasını amaçlar. Aklın üzerindeki baskı derken aklı her türlü ÅŸartlanmadan korkutmadan ve düÅŸünce alanının daraltılmasından söz ediyoruz. DüÅŸüncenin önünün sonuna kadar açılması iyiyi kötüden temyiz edebilen aklın kirlerden arındırılması salim akıl diye nitelediÄŸimiz üretmek, konuÅŸmak, fehmetmek melekesinin ortaya çıkmasını temin eder.
Ä°ÅŸte düÅŸünmekten, akletmekten, fikretmekten korkmayan baskılardan arındırılmış bu akıl Ä°slam’ın muhatabıdır. Aklın üzerindeki baskı kalktığında hiçbir zorlama ve ikraha tevessül etmeden Ä°slami teklifler insanlara sunulur. Böyle salim bir aklın Ä°slam gibi doÄŸrulardan oluÅŸan bir dine itiraz etmesi düÅŸünülemez. Ama yinede dileyenin iman etmesi dileyenin reddetmesi kendi tercihine kalmıştır.
Ä°nsanlar dinlerini seçme konusunda serbest bırakılmıştır. Dinin kabul edilmesiyle birlikte kulluk görevi baÅŸlar. Ä°slam’a göre Allah tan baÅŸka hiç kimseye hiçbir otoriteye kulluk edilmez. Tevhidde de, taatte de Ä°slam’ın bütüncül anlayışı hâkim olmak zorundadır. KulluÄŸa da, itaate de layık olan yalnızca Allah tır. O âlemlerin rabbidir.
Ä°nsan yalnızca yaratıcıya kulluk ettiÄŸi sürece eÅŸrefi mahlûkattır. (Tin-4)Zira insan yeryüzüne salıverilmiÅŸ önemsiz gereksiz bir varlık deÄŸildir. Ä°slam, insanı yaratılmışların en ÅŸereflisi kılarak onu vahyin muhatabı kabul etmiÅŸ kulluÄŸa davet etmiÅŸtir. Ä°nsana düÅŸen, vahyin istediÄŸi ÅŸekilde kulluk etmektir. Bu onu kullara kul olmaktan kurtarıp yalnızca Allaha kul olmaya sevk eder. Ä°nsanın Allaha kulluk görevlerini yerine getirirken gerçek özgürlüÄŸü de elde etmiÅŸ olur.
Ä°badetler, sevgi rahmet, ÅŸükretmeye, boyum eÄŸme mantığıyla yapıldığı zaman bir anlam ifade edebilecek salt ÅŸekilsel olmaktan çıkacaktır. Zorlama yoktur, tercih vardır, laubalik yoktur. Ciddiyet ÅŸuur teslimiyeti vardır. BaşıboÅŸluk, sınırsızlık, sorumsuzluk yoktur. Ä°hlas vardır. Ä°badetler o zaman bir anlam ifade edecektir.
Allaha kullukla diÄŸer kullukları birbirine karıştırmamak gerekir. Hayatın içinde gerçekleÅŸen efendi-köle kul iliÅŸkisiyle duygusal yönden baÅŸka insanlara yaratılmışlara olan bağımlılığın tehlikeli oldukları ve Ä°slam’ın bunlara mücadele ettiÄŸi bir gerçek. Allaha gerçek manada kulluk edemeyenler her an baÅŸka kullukları yerine getirmeye mükelleftirler. Onun için kula kulluktan kurtularak âlemlerin rabbine kulluk için yapılan her ÅŸey ibadettir aslında. Zaten hayatın tamamının bir ibadet hususiyetine dokunması gerekmiyor mu? Ä°badet, gerçek özgürlüÄŸün kula kul olmaktan kurtulmanın ve varlığın sahibine yönelmenin adıdır.
Ä°slam’ın insanlara vaat ettiÄŸi özgürlük ile modernizmin sunduÄŸu özgürlük anlayışları birbirine karıştırılmakta. Modern dünyada özgürleÅŸme adına üretilen hemen her mekanizma insanları bir yandan gönüllü köleliÄŸe itmekte diÄŸer yandan da yabancılaÅŸtırılmaktadır. Özgürlük her istenilenin yapılması daha çok ÅŸeye sahip olunması hakkı olarak tanımlandığı zaman, bazılarının özgürlüÄŸü diÄŸerlerinin köleliÄŸi anlamına gelmektedir. Bu ikilemden kurtulmak için özgürlüÄŸü Ä°slam da aramak gerek.
Özgür olmak, Ä°slam inanç sisteminin ilk koÅŸuludur. Özgür olmayan kiÅŸi Allaha ibadet edebilmek için öncelikle özgürlük mücadelesi vermek zorundadır. Özgürlük, beÅŸerden insana dönüÅŸ yolundaki engellerin ortadan kaldırılması demektir. Özgürlük maddeyi aÅŸmak ona hükmedebilmektir.
Modernizmin özgürlük tanımının altında yatan emniyet duygusu farklı bir kölelik iliÅŸkisini ortaya koymakta. Bu özgürlük anlayışında birey kendisini tanrısal güçlerle donanmış sanmakta kendisine tapmaktadır adeta. Aklını ve hevâsını ilah edinenler uyuÅŸturucu bağımlıları gibidirler ve özgür olduklarını sanırlar. Oysa insan olma sıfatı ortadan kalkmakta, aklın ve hevânın ilah edinilmesiyle.
ÖzgürlüÄŸü yalnızca negatif bir kavram olarak tanımlamak doÄŸru deÄŸildir. Her ÅŸeyden önce özgürlüÄŸü merkezden kopuÅŸ olarak görenler özgürlük ile kimliksizliÄŸi birbirine karıştırıyorlar dense yanlış olmaz. Zira özgürlük bir köksüzlüÄŸü, aidiyetsizliÄŸi ortaya çıkarmaz. Modern birey özgürleÅŸme adına yersiz yurtsuz olmaktadır. Bu doÄŸrudur, ancak Ä°slam ile kazanılan özgürlük sonlu ve sınırlı olanlardan kurtulup sonsuz ve ebedi olana doÄŸru koÅŸmak o yolda kemale ermektir. Bu anlamda özgürleÅŸmek yalnızca yatay deÄŸil dikey bir süreçtir aynı zamanda. Ä°nsan kendine ayak bağı olan engellerden kurtuldukça yücelmektedir. Ä°ÅŸte Ä°slam adına ortaya çıkan yapılanmalar Müslümanların her biri için yücelmenin yolunu açıyorsa güzeldir.
Ä°slam, gerçek özgürlüÄŸü bağışladı insana. Din adına, dinsizlik adına eli kolu baÄŸlı insanı serbest hale getirdi.
Ä°nsan, Ä°slam’la bin bir put, tasvir esaretinden kurtuldu. Bugün bile Avrupa da birçok kiÅŸi Müslüman oluyorsa, inceleyiniz sebebi, ruhun selametine kavuÅŸma isteÄŸi, yani özgürlük hareketidir.
Özgürlük ve Ä°slam iki mücevher gibi birbirine geçmiÅŸ durumda. Sahici ve kalıcı özgürlüÄŸün ve güvenliÄŸin tek adresi Ä°slam dinidir.
Velhasıl insanı ayakta tutan esas muharrik gerçek özgürlük Allah a kayıtsız ÅŸartsız baÄŸlılıktır. Sünnetullah gereÄŸi insanın görevinin boyutunu bilmesi gerekir. Sınırsızlık ve başıboÅŸluk yoktur.
<<İnsanoğlu başıboş bırakılacağını zanneder. >>(Kıyamet 75/36)
Henüz yorum yapılmamış.