Sosyal Medya

Makale

Sürüyü korkuyla yönlendirmek

Farkında mısınız? Son dönemde topluma sürekli bir korku pompalanıyor.

İklim değişikliği ve kuraklık;

Covid ve sürekli çıkan yeni bir varyant;

Küresel ekonomik kriz ve kıtlık;

Ukrayna ve Rusya üzerinden çıkabilecek bir küresel savaş;

Çin’in ile ABD arasında her an çatışmaya dönecek hissi veren gerginlik.

Ya da Kuzey Kore’nin başlatacağı küresel bir nükleer savaş…

İnternete girdiğinizde, TV izlediğinizde veya gazete okuduğunuzda mutlaka bunlardan biriyle/birkaçıyla mutlaka karşılaşırsınız.

Anlatılanlar gerçek/potansiyel bir tehlike olsa da bilinçli ve abartılı bir korku pompalaması olduğu aşikâr.

Korku dikkat çeker. Gazetecilerin bu korku dili üzerinden haberlerini pazarlamalarını pekâlâ anlayabiliriz.

Bana sorarsanız, iş bunun ötesinde.

Küresel bir toplum mühendisliği var ortada.

Korkutulmuş sürüleri gütmek ve yönlendirmek çok kolay.

Korkunun insanlar üzerine sis gibi çöktüğü bir ortamda kitleler, kimin sesi daha gür ve otoriter çıkıyorsa sürü gibi onun peşinden gider.

Birileri bizi korkutarak güvenlik adına, hak ve özgürlüklerimizden taviz vermemizi istiyor.

Bugün güvenlik adına attığımız her adım izleniyor ve takip ediliyor.

Teknolojinin de yardımıyla artık mahremiyetimiz kalmadı.

İsteklerimiz, ilgilerimiz, hedeflerimiz, korkularımız, bildiklerimiz vs. bir yerlerde sürekli not ediliyor.

Kimisi ticari amaçla kimisi de toplum mühendisliği adına bu bilgilerimiz işleniyor.

Bu yazıda daha çok Covid üzerinden pompalanan korkuya değinmek istiyorum:

Covid bir gerçek. Ölüme götürecek kadar bir potansiyele sahip.

Ama tüm bunlara rağmen Covid’in laboratuvarlarda özel olarak tasarlanmış bir biyolojik silah olduğu kanaatindeyim.

Muhtemelen birileri dünya nüfusunu dizayn etmeye çalışıyor.

Bu hastalık başladığından beri yetkililerimiz, sürekli bizleri korkutarak tedbir aldırmaya çalışıyorlar.

Belki kendileri iyi niyetli olarak işin ciddiyetini anlamamız için korkutmak istiyor olabilirler.

Ama bu korku bizi daha fazla öldürüyor.

Araplar arasında kullanılan bir söz var:

İnsanı hastalık değil korku öldürür.”

Korku ve gerilim anında vücut epinefrin hormonu üretir.

Epinefrin hormonu, uzun süre vücutta salındığında vücudun direncini ve savunma sistemini yıpratır.

Eğer yetkililerimiz toplumu bu kadar korkutmasalardı mutlaka Covid’den kaynaklı ölümler yine de olacaktı ama (oranını söylemek zor olsa da) sayı bundan daha az olurdu.

Yani korku bizi korumuyor tam tersine daha fazla öldürüyor.

Her ne kadar tıp ve tedavi yöntemleri gelişse de insanlar eskiye oranla daha zayıf ve daha dirençsiz.

Bu zayıflık/dirençsizlikte korkunun etkisi büyüktür.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.