Makale
Karabağ'ın Yeni Bahçıvanı: Rus Barış Gücü
Ermeni halkı seçimlerde yeniden “PaÅŸinyan” dedi. Batı eksenli politika geliÅŸtiren PaÅŸinyan’ın iÅŸbu politikadan vazgeçmeyeceÄŸi anlaşılıyor. Her ne kadar Rusya’ya dönük ılımlı mesajlar vermiÅŸ olsa da Ermenistan’ın Batı yolcusu olmadığını söylemek imkânsızdır. Ermenistan’ın Batı’ya eklemlenmesi sürecinin tamamlandığını görmek PaÅŸinyan’a nasip olmayabilir. Ancak bu sürecin geri dönüşü olmayacak ÅŸekilde hızla ilerlediÄŸi aÅŸikârdır.
Putin’in ise ellerinden kayıp giden bir Ermenistan gerçeÄŸini görmediÄŸini söylemek naif bir yaklaşım olur. Binaen Putin’in böyle bir gerçekliÄŸe eÅŸzamanlı olarak çalışan strateji geliÅŸtirmediÄŸini düşünmek de yanlış olur. Gelecekte Ermenistan tıpkı Gürcistan gibi Batıcı tutum sergilerse, Rusya’nın Güney Kafkasya’da “beyin ölümü” gerçekleÅŸebilir. Azerbaycan’ın 1993 senesinden itibaren denge politikası izlediÄŸi, ne Batıcı ne Rusyacı hem Batıcı hem Rusyacı stratejisiyle hiçbir zaman Moskova’yı “gönülden memnun etmediÄŸi” ise bir gerçektir. Ayrıca Azerbaycan’ın Türkiye’yle teoride olan kardeÅŸliÄŸini son yıllarda pratikte de tescil ettirmesi (örneÄŸin ÅžuÅŸa Beyannamesi) Moskova’nın canını epey sıkmıştır. BaÅŸka deyiÅŸle Azerbaycan Rusya’nın Güney Kafkasya’da varlığını sürdürebilecek “liman” deÄŸildir.
Gürcistan’ı, Azerbaycan’ı ve akabinde Ermenistan’ı kaybetmek Rusya’nın hem Kafkasya hem de Orta Asya politikalarını olumsuz derecede etkiler. Durum böyle olunca, Putin’in herhangi bir önlem almadığını; Moskova’nın Ermenistan’ın Batı yolculuÄŸuna eÅŸzamanlı olacak bir strateji geliÅŸtirmediÄŸini düşünmek, Rus siyasetini anlamamak olur. Peki, nedir Rusya’nın yeni KarabaÄŸ stratejisi?
10 Kasım 2020 tarihli ateÅŸkes anlaÅŸmasıyla birlikte Rusya, “barış gücü” adı altında de-jure Azerbaycan’a ait olan yaklaşık 3.000 km2’lik araziye yerleÅŸmiÅŸ oldu. Söz konusu 3.000 km2’lik arazinin tüm kontrolü Rusya’nın elindedir. AteÅŸkes anlaÅŸması, Rus barış gücünün bu bölgede yaÅŸayan Ermeni sivillerinin hayatlarını güvence altına alacağını, yaÅŸanabilecek herhangi bir olumsuz durumu bertaraf edeceÄŸini beyan eder. Rus barış gücünün yenilenebilir beÅŸ yıllık süre boyunca bölgede kalmalarını öngören anlaÅŸma muÄŸlâk noktalar içerir. Ayrıca anlaÅŸma imzalandıktan sonraki gün Rus basınında dolaşıma giren anlaÅŸma metni esas metinden farklılıklar da arz ediyor. Ä°ÅŸin ilginç tarafı ise esas metnin deÄŸil dolaşıma girdiÄŸi ÅŸekliye metnin yürürlükte olmasıdır: Her ne kadar Azerbaycan tarafı esas metni esas alıyor olsa da…
10 Kasım anlaÅŸmasının muÄŸlâk noktalar içermesi, çoÄŸu meseleyi vuzuha kavuÅŸturmaması, söz konusu belgenin hem hukukî olarak hem de pratikte Rusya’nın lehine sonuçlar vermesinin yolunu açmaktadır. Dolayısıyla anlaÅŸma, Azerbaycan’ın ayağına pranga olabilecek ÅŸekilde sonuçlar doÄŸurabilir. Ve bu prangalardan birisi, 3.000 km2’lik arazinin statüsüne iliÅŸkindir. Aylar önce 3.000 km2’lik arazide yaÅŸayan Ermenileri temsil ettiÄŸini iddia eden “hükümet” Rusçanın ikinci resmi dil olduÄŸuna dair kanun kabul etti. Rusya’dan ise meseleye iliÅŸkin herhangi bir açıklama yapılmadı. Anlaşılan sözde hükümetin sözde kararı Moskova’yı memnun etmiÅŸtir. Lafı çok uzatmayalım. Rusya 3.000 km2’lik arazide ne yapmak istiyor? Kanaatimce, Ermenistan’ın Batı’ya olan yolculuÄŸuna eÅŸzamanlı olarak Rusya’ya yolculuk eden yeni bir “Ermenistan” oluÅŸturmak istiyor. Yani BM tarafından tanınmış, baÅŸkenti Erivan olan Ermenistan, Gürcistan’ın yolunda gidecek olursa ve giderse Moskova, uÅŸaklığını yapacak “baÅŸkenti” Hankendi (Stepanakert) olan yeni bir “Ermenistan” inÅŸa etmeyi amaçlıyor.
Bu yeni uÅŸak devletin isminin ne olacağı önemli deÄŸil, Artsak da olabilir, Fartsak da olabilir, Furtsak da. Hatta bölgede yaÅŸayacak Ermeniler de Moskova için önemli deÄŸildir. Resmî rakamlara göre 3.000 km2’lik arazide yaÅŸayan insan sayısı 120.000 kiÅŸidir. Bu sayı azala da bilir, arta da bilir. Nitekim bu insanlara Rus pasaportu verdikten sonra (ÅŸimdilik böyle bir uygulama baÅŸlatılmış deÄŸil, ama baÅŸlatılmayacağının garantisi yoktur) onların etnik kimliÄŸinin de bir önemi kalmayacaktır. Moskova açısından önemli olan, bu insanların “haklarını” koruma bahanesiyle Güney Kafkasya’da var olabilmektir. 3.000 km2’lik arazide yaÅŸayan Ermeniler, sırf ermeni oldukları için bu himayeden yararlanmıyorlar/yararlanmayacaklar. Rusya’nın Güney Kafkasya’da var olmasını saÄŸlayacak piyon oldukları için bu “himayeye” mazhar olmuÅŸlardır. Ki zaten Rusya’nın Rus olmayan halkların özgürlükleri dâhil diÄŸer hukukî haklarının savunuculuÄŸunu yaptığını iddia etmek toyluk olur. Rusya’nın kendi çıkarları için, asırlarca kardeÅŸ halk dediÄŸi Ukrayna’ya yaptıkları ortadır… Dolayısıyla Rusya’nın “himayesini”, de-jure Azerbaycan’a ait olan 3.000 km2’lik arazide yaÅŸayan Ermeniler sevinçle karşılamasınlar. Rusya, 3.000 km2’lik arazide yaÅŸayan Ermenileri her an yüzüstü bırakabilir.
Sözlerimizi toparlayacak olursak, Rusya, Ermenistan’ın izleyeceÄŸi stratejiye eÅŸzamanlı olarak B planını devreye sokabilir. Ve son aylarda yaÅŸanan geliÅŸmeler B planını sahaya indirdiÄŸinden haber verir. Ermenistan’ın Batı’ya yaklaÅŸtığı orantıda, Rusya’nın B planının uygulanma gücü hissedilecektir. Ermenistan’ın Batı’ya yaklaÅŸtığı oranda, 3.000 km2’lik arazi Moskova’ya yaklaÅŸtırılacaktır. Azerbaycan’ın bu süreçte izleyeceÄŸi stratejiye muvafık olarak ise 3.000 km2’lik arazinin statü meselesi gündeme bazen getirilecek bazense getirilmeyecektir. Azerbaycan için en kötü senaryo: 3.000 km2’lik arazisinde Rusya’ya bağımlı bir özerkliÄŸin ortaya çıkması veya bağımsız bir devletçiÄŸin kurulması olabilir. Ancak bu Azerbaycan’ın Rusya’ya sırt çevirerek tamamen Batı’ya entegre olmasıyla mümkün olabilir. Fakat yakın vadede Azerbaycan’ın böyle bir stratejiyi benimseyeceÄŸine ihtimal vermiyorum. Anlaşılan o ki Azerbaycan yakın vadede denge politikasını sürdürmeye devam edecektir.
Hal böyle iken Azerbaycan nasıl bir KarabaÄŸ stratejisi izlemelidir? Fikrimce bu sorunun yanıtı Ermenistan’ın da içinde bulunacağı bir baÄŸlamda aranmalıdır. Azerbaycan’ın Ermenistan’la doÄŸrudan temaslar kurmaksızın (her ÅŸeye raÄŸmen) doÄŸru bir KarabaÄŸ stratejisi geliÅŸtireceÄŸini düşünmüyorum. Rusya üzerinden kurulan ve kurulacak her temas her iki ülkenin aleyhine iÅŸlemektedir. Ayrıca Batı yolcusu olan Ermenistan’la daha kolay diyalog kurulabilir. Söz konusu diyaloglarda Rusya’nın her iki ülkenin tarihinde nasıl konumlandığı yeniden hatırlanmalı ve her iki ülkenin geleceÄŸi açısından Rusya’nın ne vaat ettiÄŸi masaya yatırılmalıdır.
Kaynak: Milimanaliz Düşünce Portali
Henüz yorum yapılmamış.