Sosyal Medya

Makale

Yeni bir sosyal sözleşmeye doğru -4

Anlam…

Anlam, insanın varoluÅŸ sürecinde sürekli yanında bulunması gereken en temel azık olarak varlık kazanır. Çünkü insan her düÅŸünüÅŸ ve ediminde bir anlam arayışını dillendirme ve delillendirme sorumluluÄŸu taşımaktadır. Anlam yoksa saçma bir durum söz konusu olur ki bu da kiÅŸinin tanımında ve tanıtılmasında derin bir kırılmaya iÅŸaret eder. Åžahsiyetin özgüven sahibi oluÅŸu, yapıp ettiklerinde bir anlamın varlığını görmesi ve göstermesinde yatar.

Anlam, hayatın üzerine bina edilen yaÅŸamın kendi varlığının anlamını izhar etmesi baÄŸlamında da kaçınılmazdır. Hayatın beyhude olmadığı tezinin hayat kazanması ise anlam açısından esasa tekabül eder. Anlam; kiÅŸinin, toplumsalın, siyasetin, sokağın, kültürün, ticaretin, ailenin, toprağın, eÄŸitimin, terbiyenin vesaire gerekliliÄŸini izah eden en önemli etkendir. Anlamı çekip alırsanız yaÅŸamdan geriye sadece bir fosil yığınağı kalır. Ki bu fosilin bir karşılığının olmadığı da bedihidir.

Bir sosyal sözleÅŸmenin ve bir insanın ÅŸahsiyet kazanması baÄŸlamında anlam, bir zorunluluÄŸu iÅŸaret eder. Çünkü karşılıklı bir bağı oluÅŸturan sözleÅŸmenin temeli anlama dayalı olma zorunluluÄŸu taşır. Gayesiz, hedefsiz, amaçsız bir sözleÅŸmenin geçerliliÄŸi saÄŸlanamaz! Belirli bir güç üzerinden bu sözleÅŸme dayatılsa da karşılığı oluÅŸmayacağı gibi vicdanlarda makes de bulmaz ve reddedilir.

Anlam, hem kiÅŸiliÄŸin üzerine bina edileceÄŸi ÅŸahsiyeti, hem de o kiÅŸiliÄŸin iliÅŸki ağını belirlemede temel bir kıstası oluÅŸturur. Anlam, insan söz konusu olduÄŸunda onu çepeçevre kuÅŸatan bütün olay, olgu ve durumlarını kuÅŸatan bir ÅŸey demektir. Ä°nsanın aile oluÅŸu, bir topluluk ile birlikte; ister kan bağı, ister deÄŸer baÄŸlı olsun iliÅŸkisinin niteliÄŸini, siyasal arayışlarda tarafını, iktisadi tutumlarında tepkisini, savaÅŸ ve barış arenasında katılımını, tabii afetlerde tutumunu belirler. Bu temel gerçekliÄŸi dikkate almadan bir iliÅŸki ağı oluÅŸturmak mümkün görünmemektedir. Zıttı olan anlamsızlığın üreteceÄŸi kabalık, ÅŸiddet ve öfke patlamalarının iliÅŸkiye yükleyeceÄŸi olumsuzluÄŸu hepimiz günlük hayatımızda tecrübe edinmiÅŸizdir.

Farklı anlamlar oluÅŸturulabilir denebilir. Elbette ki anlam derken kastedilen içerik açısından belirli bir anlamı içinde taşıyan demek istemeyiz. Elbette ki farklı anlamlar olacaktır. Ama en temelde anlam bütün farklılıklarına raÄŸmen içinde bir deÄŸeri taşıdığı için bu deÄŸerin üzerine bir iliÅŸki bina etmeyi kolaylaÅŸtırır. Farklı anlamlar bizi ayrıştırabilir, ama aynı zamanda bizi bir birimizi anlamaya yönelterek birlikte var olmanın imkânını sunabilir.

Anlam kendi içinde bir deÄŸer taşır. Bu deÄŸer ise anlamı hem süreklileÅŸtirir ve hem de anlamın somut bir olgu olarak öne çıkarılmasını saÄŸlar. DeÄŸer, kendi baÄŸlamı içinde iliÅŸkiyi birbirine baÄŸlayarak bu iliÅŸkinin niteliÄŸini temellendirir. Çünkü deÄŸer farklı anlam katmanlarına sahip olsa bile kendi içinde bir ihtiramı taşır. Bir ÅŸey deÄŸerli ise dikkate deÄŸer olandır. Bu dikkate deÄŸer olma hali ise kiÅŸileri birbirini anlamada ve beraber hareket etmede kolaylık saÄŸlar. DeÄŸer, kiÅŸilerin birbirini anlama ve tanımada da önemli bir iÅŸleve sahiptir. KiÅŸi hayata deÄŸer katarak kendi varlığının anlamını bulur. DeÄŸer, kiÅŸinin özgüvenini saÄŸlama alarak süreklileÅŸmesini saÄŸlar. Bu süreklilik üzerinden anlam saÄŸlam bir temele yaslanır. En temel nokta ise ihtiram üretmektir. Anlam ve deÄŸerin ürettiÄŸi ihtiram, kiÅŸiyi insan kılan temel bir özelliÄŸi açığa çıkartır. Ä°nsan olmak, kiÅŸiye karşı bir ihtiramı taşımaktır. Bu da iliÅŸkileri naif bir zemine taşır. Bu naiflik insaniliÄŸi artırır. Ä°nsanilik ise kin, nefret, buÄŸz ve kıskançlığı azaltarak yokluÄŸa tevdi eder. Bu noktada deÄŸer ve ihtiramın bir sosyal sözleÅŸmedeki önemi çok katmanlıdır. Yani sözleÅŸmeye dayanak olacak psikolojik vasatın temelini, deÄŸer ve ihtiram açığa çıkartır. Ä°htiram, kiÅŸinin farklı bir deÄŸer ve anlama müsamaha ile yaklaÅŸmasını mümkün kılar. Çünkü bir sözleÅŸmede taraf olanların, farklılıkların sözleÅŸmeye zarar ve zaaf oluÅŸturmaması için karşılıklı ihtirama ihtiyaçları olduÄŸu bedihidir. Bu noktada farklı kültür ve medeniyetlerin karşılıklı diyaloga yönelmesinin temelini de kiÅŸide insani olarak var olması gerekli olan ihtiram saÄŸlar. Ä°htiramı ise besleyen deÄŸer ve bu deÄŸeri içinde taşıyan anlama borçluyuz.

Yukarıda ifade ettiÄŸimiz kavramları içeriÄŸinden bağımsız bir ÅŸekilde tanımlıyorum. Ä°çerikleri o kavramların farklılaÅŸmasını saÄŸlar. Ama en temelde anlam, deÄŸer ve ihtiram içerikten bağımsız insani bir temele sahip ve birbirini besleyen ve tamamlayan bir özelliÄŸe sahiptir. Bu temel kavramlar üzerine bina edilmiÅŸ bir yapı, farklılığa tahammül göstereceÄŸi gibi anlayışı da taşır. Bu tahammül ve anlayış ise diyalog kapısını aralık tutar. Ä°ÅŸte bu aralıktan iliÅŸkinin farklılıklara raÄŸmen kurulabilmesinin zemini doÄŸar.

Anlamsızlık, deÄŸersizliÄŸi ve doÄŸal olarak ihtiramı ortadan kaldırır. Anlam, deÄŸer ve ihtiram, olumsuz bir kullanıma ait kılınamaz! O yüzden anlamsızlık, deÄŸersizliÄŸi, deÄŸersizlik ise ihtiramsızlığı içinde taşır. O zaman iliÅŸkinin niteliÄŸini güç belirler. Gücün belirlediÄŸi yapı ise tek boyutlu bir iliÅŸkiyi dayatır, otoriter ve totaliter olur. Buradan bir sözleÅŸme çıkmaz. SözleÅŸme tek boyutlu deÄŸil birden fazla tarafı olan karşılıklı bir anlayışı içerir. Bu yüzden otoriter bir yapı sözleÅŸmeye taraf olmaz, dayatır. Bu da çatışma ve kaosu belirgin kılar. Bugün içinde var olduÄŸumuz tarihsel koÅŸullarımız bu ÅŸekilde biçimlendirilmektedir. Zayıfların ezildiÄŸi, çocukların açlıktan öldüÄŸü, yaÅŸlıların yalnızlığa terk edildiÄŸi bir sosyal yaÅŸamın sözleÅŸmeye tekabül ettiÄŸini söylemek imkânsızdır. OrtadoÄŸu’nun kan gölüne dönüÅŸmesi, göç eden kiÅŸilerin kendi sınırlarına yaklaÅŸtırılmaması için devletler tarafından denize dökülmesi vesaire, ülkelerindeki yabancıların evlerini yakma eylemleri bu anlamsızlığın oluÅŸturduÄŸu çatışmanın sosyo -psikolojik zemininin göstergeleridir.

ModernleÅŸme, tek boyutlu bir karakteri dayatarak bütün bir dünyayı/ insanları aynı karaktere dönüÅŸtürme arayışı, baskıyı, ÅŸiddeti, yok etmeyi, sindirmeyi içinde taşıyor. Buradan bir sözleÅŸme çıkmıyor, çıkmayacak da… Çünkü göreliliÄŸin oluÅŸturduÄŸu anlamsızlığın hem politik olanı, hem iktisadi olanı, hem sosyal olanı ve hem de kiÅŸiliÄŸin oluÅŸumunu temellendirdiÄŸi için gücün öne çıktığı bir zemini dayatıyor. Medeniyetin bizzat anlamsızlığı ürettiÄŸi açıktır. Yapay zekâ üzerinden anlamın tamamen yokluÄŸa tevdi edilecek bir sistemin varlığını öne çıkartır. YaÅŸam merkezli vurgu ile hümanizmi devre dışı tutar. Otoriter de olsa insanın var olan anlamını berhava ederek fare ile insanın eÅŸ deÄŸer oluÅŸunu gösteren yeni bir felsefi zemine doÄŸru hızlı bir akış saÄŸlar. Buradan anlam, deÄŸer ve ihtiram üretmek imkânsız iken bir sözleÅŸme üretmek ise hiç mümkün ve makul olamaz!

Yukarıdaki satırlar bize anlamın ne kadar önemliliÄŸini ve gerekliliÄŸini iÅŸaret ettiÄŸini gösterir. Anlam, oluÅŸturduÄŸu deÄŸer ile ihtiramı içinde mündemiç kılan yapısı ile iliÅŸkiyi mümkün kıldığı gibi bir sözleÅŸmenin varlığını zihne taşır. Bu temel gerçeÄŸi dikkate alarak anlamın hem kiÅŸi için, hem sosyal yapı için, hem siyasal yapı için, hem de iktisadi yapı için ve hem de hukuki/adalet zemini için kaçınılmaz olduÄŸu kadar barışın da temelini kurar.

Adalet ve barışı ikame edecek olan anlamdır. Anlama bina edilmeyen bir adalet zulüm aracı olur. Barış ise anlamlı ise karşılık bulur. Yoksa ilk anda yıkılır, kaybolur. Adalet ve barış bir sosyal sözleÅŸmenin vazgeçilmezleridir. Ä°nsanın kendi özgürlüÄŸünü anlamlı kılabilmesi için önce kendisine verdiÄŸi ihtiram ile adım atar. DeÄŸer ile özgürlüÄŸünü garanti altına alır. Anlam ile de özgürlüÄŸünü saÄŸlama alarak tadını çıkarır. ÖzgürlüÄŸü başıboÅŸ, ser seri, amaçsız, hedefsiz bir zemin olarak düÅŸünmek özgürlüÄŸü anlamamakla eÅŸ deÄŸer bir iÅŸleve sahip olur. Anlam özgürlüÄŸümüzün temelini ve teminatını saÄŸlar. ÖzgürlüÄŸü sadece kendi isteklerini yerine getirme olarak betimlemek, kendiliÄŸinden baÅŸkalarının haklarını, özgürlüklerini, isteklerini yok saymak ve çatışmayı zorunlu kılmak anlamına gelir. Bir sosyal sözleÅŸme bu zemin üzerine kurulamaz!

Anlam kendi içinde bir arayışı, bu arayış ise insanın yaÅŸama isteÄŸinin amacını belirgin kılar. Bu arayış üzerine farklılığı muhterem kılar. Çünkü farklılık bu arayışın anlamlı oluÅŸunu ve niteliÄŸini artırır. BaÅŸlangıcı anlam olmayan her ÅŸey yıkılmaya mahkûm olur. Anlamsızlık sadece yıkımı iÅŸaret eder.

Farklılıklara raÄŸmen bir anlam arayışı, kendi anlam arayışı tecrübesi üzerinden her anlam arayışının bir ihtirama sahip olması gerektiÄŸi idraki ile bir iliÅŸki ve diyalog zemini kurulur. Bu da farklı anlamlara kapı aralamayı ve birlikte o anlamı yaÅŸarken baÅŸka anlamlara da ihtiram gösterilerek birlikte var olmayı mümkün kılar. Bu da bir sözleÅŸmenin bel kemiÄŸini oluÅŸturur.

Yeni bir sosyal sözleÅŸme anlama bina edilmeli ve bir anlamı taşımalıdır. Bu anlam aynı zamanda farklı anlamları da içinde var kılmaya matuf olmalıdır. Böylece barış içinde her insan ve topluluk kendi anlamını yaÅŸarken baÅŸka kiÅŸilerin anlamını yaÅŸama isteÄŸine saygılı olarak var olmasına gönüllü desteÄŸini esirgememelidir ki böylece yeni bir sözleÅŸmenin baÅŸlangıcını kurma zemini inÅŸa edilebilsin…

Denge anlam üzerinden sosyal sözleÅŸmeyi garanti eder. Anlamın dengeye olan ihtiyacı, mutlaklaÅŸtırmayı engellemesi ve kendisine tanıdığı hakkı diÄŸeri içinde var saymasının imkânı oluÅŸudur. Bu yüzden denge, anlamın varlık sahasına çıkmasının önündeki engelleri ortadan kaldırırken tek taraflı bir hak yerine çok taraflı bir anlam ve hak arayışını önceler. Denge barışın teminatı, anlamın varlık kazanması, deÄŸerin itibarını artırırken, ihtiramın önemini ise aÅŸikar kılar…

Kaynak: Åžark'ul Awsat

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.