Sosyal Medya

Makale

'Bu da geçer ya hû'

Ä°slami öÄŸretinin, kulluk sınavımızın özet ve esaslı ifadelerinden biri de ÅŸu cümledir;

‘Bu da geçer ya hû’

Bu topraklarda asırlardan beri bu yana kullanılan, doÄŸayı andıran, tevekkül içeren, maneviyatımızı besleyen bu güzel deyiÅŸ ÅŸimdilerde daha çok hat sanatının nadide örneÄŸi olarak duvar yazısına dönüÅŸmüÅŸ durumda...

Hattatların kamışından dökülen mürekkeple sanat eseri kategorisine indirgenen bu deyimi hayatın merkezine taşımamız gerekiyor.

EÅŸyaya vurulan fanilik mührünü en iyi hatırlatan, her ÅŸeyin geçici olduÄŸu gerçeÄŸini en çarpıcı haliyle yüzümüze vuran bu ifade bugün için daha bir anlam kazanıyor…

Salgın günlerinin periÅŸanlıkları toplumsal psikolojimizi bozdu… Karamsarlıklar, krizler, korkular ve kaygılar yaÅŸamın tüm ünitelerini tehdit ediyor…

Teskin edici cümlelere, teselli verici tavsiyelere ÅŸiddetle muhtaç olduÄŸumuz günlerden geçiyoruz…

Tevekkül ve teslimiyetimizi tamamlayacak reçetelere ihtiyaç duyarken, bu cümle gerçekten sadra ÅŸifa olacak bir ilaç gibi geldi…

‘Bu da geçer ya hû’

Gelen hüzünler, hicranlar hepsi misafirdir… Belalar, musibetler, acılar ve çileler üst üste gelse de nihayetinde mutlaka bir gün biteceÄŸini unutmamak gerekir… Allah’ın yeni kapılar açacağından emin olmamız lazım…

En onulmaz yaralar, en aşılmaz duvarlar, en yenilmez düÅŸmanlar eninde sonunda bir gün gelir son bulurlar…

Evet, kimler geldi, kimler geçti?

Yeryüzünü gezip dolaÅŸtığımızda bizden önce gelip geçenlerin ibret yüklü öykülerine tanıklık ederiz…

Biliyorum belki de yaÅŸam kimileri için çekilmez oldu, sınav zorlaÅŸtı, acılar büyüdü…

Unutmayalım; ‘’Bu da geçer ya hû’’

DüÅŸmez kalkmaz bir Allah… DüÅŸenin dostu olmaz derler… Ama biz yine de düÅŸtüÄŸümüz yerden doÄŸrulmasını bileceÄŸiz…

Bıktım, bittim, tükendim, demeden önce: ‘’Allah bes bâki heves / Allah yeter baÅŸkası gelip geçicidir.’’ diyebilmeliyiz.

Derdimiz büyük olabilir ama derdimizden büyük Allah’ımız var... Derdimiz ne olursa olsun, umudumuz her zaman Allah olsun…

Ä°hanet, istismar, vefasızlık, tuzak, kumpas, dümen, dolap hayatımızı çekilmez kılsa da, ‘’günleri döndüren, devranı deÄŸiÅŸtiren Allah’tır.’’ bunu unutamayız.

Aile içi sorunlar, kardeÅŸler arası problemler, ekonomik açmazlar, yapısal bozukluklar, kurumsal krizler, düÅŸünsel anaforlar, sosyal depremler, depresyonlar, bitmeyen dertler her ne ise dünyanın sonu deÄŸil… Külli iradenin, sonsuz Kudret’in hükmünü unutamayız…

Mevsimler, devranlar, konjonktürler ve iktidarlar geçicidir, deÄŸiÅŸkendir…

Önemli olan bizim nerede durduÄŸumuz… Ä°stikamet ve itidali koruyup koruyamadığımız…

Kula düÅŸen korku dağında kavrulmak deÄŸil, tedbiri elden bırakmadan Rabbine tevekkül etmesidir…

ÜretilmiÅŸ korkulara, öÄŸretilmiÅŸ çaresizliklere yenik düÅŸmeden, kendimizi yeniden yenilemek ve bilemektir…

Krizleri bahane edip tükenmiÅŸlik sendromuna kendimizi terk edemeyiz…

DoÄŸrudur; biz küçük, zayıf, aciziz fakat büyük olan Allah’ımız var…

‘’Ä°llallah’’ ettiÄŸimiz zamanlarda ‘’Hasbünallah / Allah bize yeter.’’ diyebilmeliyiz.

Krizlerde fırsat aramak varken kırıp dökmenin ne anlamı var?

Korku ile ümit arasında durabileceÄŸimiz yer bellidir…

Allah’tan ümit kesilmeyeceÄŸi kesindir…

Kaynak: Milat Gazetesi
 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.