Sosyal Medya

Makale

Dünya artık bundan sonra böyle mi?

“Artık hepimiz eÅŸitlendik” dedi hatırını sormak için aradığım hocam. Öyle artık, hepimiz evdeyiz, evde çalışıyoruz ya da tembellik etmeye devam ediyoruz. Bir ÅŸeyler üretiyoruz ya da depresyona girmeyi seçiyoruz.

Sürekli ÅŸarj ediyoruz pili biten makineleri. Bir uygulama olmazsa baÅŸka bir uygulamadan yakalamaya çalışıyoruz hayatın akışını. Tavana monte edilmiÅŸ kameradan çekilen hızlı ve kısa film ÅŸeritleri gibiyiz.

Malum pandemi süreciyle birlikte önce eÄŸitim alanında baÅŸlayan görüntülü uygulamalar bir hayli yaygınlık kazandı. Hatta bu uygulamalara neredeyse her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Halihazırda kendisini pazarlamaya ihtiyacı olmayan teknoloji devleri ise hamle üstüne hamle yapıyor.

Sadece bir saatliÄŸine fiÅŸleri çeksek ve neler olup biteceÄŸine bir baksak. O tavana monteli kameradan izleriz nasıl olsa her ÅŸeyi. Her gün en az bir saatliÄŸine fiÅŸleri çekmeye ihtiyacımız var iÅŸin aslı. Çünkü sükuneti unuttu kalplerimiz. Derin bir nefes alıp yavaÅŸlamaya ihtiyacımız var. Hakikâte yaklaÅŸmak için kendimizle kalmaya ihtiyacımız var.

Fıtratın ritminden bir hayli uzaklaÅŸtığımız ekranlarla çevrili sanal atmosferde hakikâtin sesine kulak vermek daha fazla ehemmiyet arz ediyor sanki.

ÇaÄŸlar boyunca çarpık sistemlere itiraz eden tüm dert sahiplerinin referansı Hz. Ä°brahim olabilir pekâla. Zira onun Rabbini arama süreci tam anlamıyla bir hakikât yolculuÄŸu. Hz. Ä°brahim’in izini sürerek ömrünü hakikati aramaya vakfetmiÅŸ isimlerden birisi de Ä°mam Gazzali. Onun zihin yolculuÄŸu “bilgi nedir” sorusu ile baÅŸlıyor. Bu arayışı uzun duraklarda verdiÄŸi tefekkür molaları ile devam ediyor ömrü boyunca. Asırlar sonra hâlâ okunan, üzerinde düÅŸünülen cümlelere imza atmış bir Müslüman o. Duayla baÅŸlıyor her kitabına ve ruhuna rahmetle bitiriyorum.

Ömrünü bir meseleye vakfeden Gazzali’nin çabası model olabilir bize. Meselâ gençler neden dinden kaçıyor? Neden namaz kılmamız gerektiÄŸini sorguluyor? Niye baÅŸörtüsü takmak istemiyor? Ve niçin bu kadar mutsuzlar diye soralım ve peÅŸine düÅŸelim cevapların.

Gençlerin her çaÄŸda çeÅŸitli fikir akımlarına kapılmasının temel sebebi ne acaba? Meselâ neden deist oluyorlar sorusu kalbimizi ne kadar acıtıyor? Hayatta en önemli ÅŸey nedir bir Müslüman için? Sinemayı manevi bir alan olarak gören sıra dışı yönetmen Semih KaplanoÄŸlu, hayatta hiçbir ÅŸey çok önemli olmamalı diyor. Hatta film yapmanın bile çok önemli olmadığı inancına sahip. Çünkü bakışı baÅŸka bir yere ayarlamış. Hayatın içindeki dinamikleri açığa çıkarmanın derdini taşıyan KaplanoÄŸlu’na göre en önemli ÅŸey Onun rızası için gösterilecek çaba. Ä°ÅŸte mevzumuz tam olarak bu aslında. Yaptığımızın iÅŸin anlam kazanması, kalbimizin mutmain olması hep adımlarımızı Allah’ın rızası için atmamıza baÄŸlı.

Bu niyetle sadece eÄŸitimin deÄŸil hemen her iÅŸin ekranlar aracılığıyla yürütüldüÄŸü dijital atmosferden binlerce gence anında ulaÅŸmak mümkün. Bundan sonra dünya böyle demek yerine ben nasılım tavrını tercih edelim ve genç zihinlere soru iÅŸaretleri bırakalım zira kalpler Allah’ın elinde.

Meselâ Diyanet görevlisi bir hanımefendinin ümit ve heyecan yüklü sözleri ÅŸöyle :

“Dünyanın dört bir tarafına ulaÅŸabilmek harika bir ÅŸey. Kur’an’ın bize ne dediÄŸini konuÅŸuyoruz. Kalplere dokunuyorum biiznillah.”

Hepimizin eÅŸitlendiÄŸi ÅŸu günlerde duruÅŸ sahiplerinin farkı göstereceÄŸi çabayla ilgili. Belki eylem ruhunu canlandırır düÅŸüncesiyle geçtiÄŸimiz günlerde okuduÄŸum bir tiviti ÅŸuraya bırakayım:

“Bir gün bu ülkede her ÅŸey normalleÅŸecek. Bir baÅŸörtülünün protestocu olması yadırganmayacak, LGBT’yi desteklemesi hor görülmeyecek, dans etmesi ayıplanmayacak, siyasal Ä°slâmcı kimliÄŸi unutulacak. Bugün o güzel günlerin sancısı çekiliyor.”

Ä°tidali tavsiye eden cümleler ise Hacı Veyiszade’den gelsin:

“Daireyi geniÅŸ tutun. Gençleri Ä°slam’dan soÄŸutmayın. Usul usul alıştırın. Korkutmayın, kaçırmayın. Müsamahalı olun. Allah Resulünün çevresindeki ilk Müslümanların gençler olduÄŸunu hatırda tutun. Tedricilik ilkesi ile hareket edin.”

Peki yeni nesil adına umudumuzu canlı tutacak bir cümle için yedi yaşındaki bir can parçasına hayran olmayıp da ne yapalım?

“Biliyor musun hala, Hz. Hamza ve Hz. Ömer tek tek yürüseler evler birlikte yürüseler dünya sarsılır.”

Bu cümleden sonra daÄŸları görmeye gidiyorum ben. Evden çıkıp yokuÅŸları tırmanayım da tepeye varıp bir soluk alayım.

Ä°stersen sen de kendine bir kahve piÅŸir. Cezveden gelen sesi dinle.

Secdede kal ve hisset kalbini.

Uygulamalar üzerinden toplantılar yapmaya ara ver.

SalâvatlaÅŸmayı da unutacağız bu gidiÅŸle umutsuzluÄŸuna teslim olma sakın.

Bundan sonra dünya böyle diyenlere aldırma azizim.

Sen çabana bak ve rızayı ilahiye odaklan.

Unutma dünya biz nasıl istiyorsak öyle olabilir.

O halde selam ver karşılaştığın her insana, hatta dağa, taşa, ağaca.

Allah var gam yok.

Zira güldüren de O’dur aÄŸlatan da.

Dert de O’ndan ÅŸifa da. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.