Makale
Negatif davet!
Efendimiz(sav)’in hadisi ÅŸeriflerinden beni en heyecanlandıran ve harekete geçmeme vesile olan ÅŸu hadistir diyebilirim:
“Allah’a yemin ederim ki, senin irÅŸadınla, Allah’ın bir tek kiÅŸiye hidayet etmesi, senin için kırmızı deve sürülerine sahip olmandan daha hayırlıdır.” (Buhari)
DiÄŸer bir rivayette ise;
“… üzerine güneÅŸin doÄŸduÄŸu her ÅŸeyden daha hayırlıdır.”
Bu nebevi müjdeden anlıyoruz ki, bir kiÅŸinin kurtuluÅŸuna vesile olmaktan daha büyük bir kazanım düÅŸünülemez…
Ä°ÅŸte en muhteÅŸem yatırım… Ä°nsana yatırım… Sadece kendi kurtuluÅŸunu deÄŸil ötekilerin kurtuluÅŸunu dert ve dava edinmek, Ä°slami davet için çırpınmak…
Bataklıkta çırpınan bir gencin elinden tutup çekmek, hidayet iklimine taşımak için didinmek, gök kubbenin altında yapılabilecek en anlamlı ve en güzel eylem…
Evet, bir kiÅŸiyi Allah ile barıştırmak, vahyin hakikati ile buluÅŸturmak, secdeyi sevdirmek… Bundan daha öncelikli ve önemli hangi iÅŸ olabilir ki…
Yüce nebi (sav)’in önümüze koyduÄŸu net hedef…
Mesele, Müslümanların toprak, ganimet, iktidar kazanması deÄŸil, insan kazanması…
Fetih bilincinin kapsam alanını izah ediyor…
Yukarıdaki hadis üzerinde tefekkür ederken, bir yandan toplumsal sorumluluklarımızı düÅŸünüyor diÄŸer yandan hadisin çaÄŸrışım yaptığı baÅŸka bir boyuta takılı kalıyorum…
Bir de madalyonun diÄŸer yüzü var… Gelen müjde ile öÄŸrendik ki; bir kiÅŸinin hidayetine vesile olmak, bu kadar büyük bir kazanımı saÄŸlıyor… Peki, bir kiÅŸinin Ä°slam’dan soÄŸumasına ve uzaklaÅŸmasına sebep olmanın vebali nedir?
Bize bakıp da Ä°slam’dan soÄŸuyanları nasıl deÄŸerlendireceÄŸiz?
Ne bileyim? Kapris, kompleks, kuruntu, kibir, kin, kıskançlık, katı tutum, kaba davranış, nefret, ÅŸiddet, öfke, hırs, haset, husumet ve davranış bozukluklarımız hedef kitle üzerinde ters tepki doÄŸuruyorsa, doÄŸruları temsil ve tebliÄŸ ettiÄŸimizi söyleyebilir miyiz?
Unutmamak lazım gelir ki; Ä°slam temsil edilmeden tebliÄŸ edilemez…
Bazen düÅŸünüyorum, bu halimizle Ä°slam için avantaj mıyız yoksa dezavantaj mıyız?
El-Emin’in ümmeti olarak ötekilere güven verebiliyor muyuz? Ä°slam adına bir çekim gücümüz var mı? Cazibe merkezi oluÅŸturabiliyor muyuz?
Maalesef Müslümanları sorgulayanların, Ä°slam’dan soÄŸuduklarını görüyoruz… Malzeme de bulabiliyorlar…
Birçok mühtediden ÅŸu cümleyi duymuÅŸtuk:
‘’Ä°yi ki Müslümanları tanımadan Ä°slam’ı tanımışım.’’
Ä°slam’ın nezih yüzünü, bizim hatalarımızdan dolayı insanlar seçemiyorsa, kendimizi sorgulamamız kaçınılmazdır…
Ä°slam’a mesafeli ve tepkili duran gençlerin gerekçelerini bilmemiz gerekiyor…
Aşırılıklarımız, arzularımıza yenik düÅŸmemiz, ahlaki yozlaÅŸma ve iç tutarsızlıklarımız, özgül ağırlığımızı, saygınlığımızı almakla kalmadı, toplum içinde güven kaybına da neden oldu…
Bir de Ä°slam adına anlamsız tartışmalar, kavga ve çatışma konusu edilen Ä°slami deÄŸerler, din ve dindarlar adına adeta bir yıkıma neden oluyor…
BaÄŸnazlıklar, bedevilikler belimizi büküyor, din adına insanları yoruyor… Sonuç;
Müslümanlara raÄŸmen Müslüman olmaya çalışanların arayışına tanık oluyoruz…
Bu gidiÅŸata yani kendimize ‘’Artık yeter!’’ diyebilmeliyiz…
Ä°slami aidiyet ve temsiliyetimizi gözden geçirmeliyiz…
Allah (cc) sevgili peygamberini nasıl uyarmıştı?
‘’Sen onlara sırf Allah’ın lütfu sayesinde yumuÅŸak davrandın. EÄŸer kaba, katı kalpli olsaydın hiç ÅŸüphesiz etrafından dağılır giderlerdi…’’ (Al-i Ä°mran 159)
Kırıp dökmeden, itip incitmeden, Ä°slam’ın istikbalini riske etmeden ve bir nesli heba etmeden sorumluluklarımıza dönmeliyiz…
Henüz yorum yapılmamış.