Sosyal Medya

Makale

Bilgelikten yoksun bilgi yığınları

Bilgi çağında insanın içine düÅŸtüÄŸü belirsizlik, boÅŸluk ve bulanıklık; kaygı verici boyutlarda seyrediyor. Gerçekten bilgi çağında boÄŸazına kadar cehalete batmış bir toplumla karşı karşıyayız. Buna “Enformatik Cehalet” mi deriz, yoksa “Pozitivist Musibet” mi bilemiyorum. Bilinen bir ÅŸey var ki, o da bilgi ile şımaran bir dünyanın tasallutu altındayız.

Batı’nın elinde bilgi, insanı nesneleÅŸtirme silahına dönüÅŸtü.

Bilgi obezitesine yakalanan çağın insanı; bilinç, basiret ve bilgelik iklimine uzak düÅŸtü. Kendini bilgin sayma gururu ve üstün görme kibri, yeni budalalıkların zemini oldu.

Artık bilgi, bize çok yakın... Tek bir tuÅŸla ulaÅŸmak mümkün... Peki ya bilgeliÄŸe, insanlığa?

Bilgiye boğulduk, bilenlerin yorumları ile yorulduk, ancak insanlık yolunda ne kadar yol alabildik, bilemiyorum...

Bolca diplomalı, icazetli, etiketli, titri ve kariyeri olan okumuÅŸlarımız var, ama kimlik erimesinin, ÅŸahsiyet yozlaÅŸmasının önüne geçilemiyor...

Popüler, profan, pagan okumalar ufkumuzu açmıyor, umut vermiyor...

Bilgi peÅŸinde koÅŸanlar, bilgelik arayışında olanların açık ara önlerine geçti ve yol baÅŸlarını tuttular...

Seküler yaÅŸam kodlarında, bilgiyi bilgeliÄŸe dönüÅŸtürme kısırlığı yaÅŸanıyor... Bilgesiz dünyalar çoraklaşıyor... Ciddi bir kaht-ı rical, başını almış gidiyor...

Peki, ÅŸimdi biz; bilginlik, bilgelik ve bilgiçlik üçlemesinde nerede duruyoruz?

Ama öncelikle bilgelik ne demektir, bu soruya cevap arayalım...

Bilgelik, sadece bilmek değildir; bilgiyi yerinde ve doğru kullanmaktır.

Bilgelik; dürüstlük, kararlılık, iyilik, doÄŸruluk, isabetlilik, istikrar ve istikamet içerir.

Bilgelik, erdemin rahmidir.

Bilge, düÅŸünceyi eyleme dönüÅŸtürendir.

Bilgeler geçmiÅŸe bakarken, geleceÄŸi de görebilme ferasetini taşırlar.

Bilgelik; kemale yürümenin, erdemi kuÅŸanmanın adıdır.

Bilgelik; hikmet, irfan, marifet pınarından beslenmektir.

Görsel olana takılmadan, göksel lütuflara mazhariyetin tecellisidir... Hamd’e vesile olan, bilgidir... Malumat yığınları arasından, marifet iklimine yolculuktur...

Artık bize düÅŸen bilginin müridi, bilgeliÄŸin mürÅŸidi olmaktır... Ancak bilgelikle; kaoslar, kâbuslar, karanlıklar, kumpaslar, karmaÅŸalar aşılır... Dünya arınır... Hayat anlam kazanır...

Bilginin öznesi olan insan, bilgedir... Acısı, çilesi, derdi, davası olan bilge ÅŸahsiyetler, hayatın bereketi ve rahmetidir...

BilgeliÄŸin sihirli bir formülü yoktur, ancak bilgeliÄŸin yol haritasından bahsedebiliriz;

Bir; kiÅŸi kendini bilecek...

Ä°ki; kiÅŸi Rabbini bilecek...

Üç; kiÅŸi haddini bilecek...

Dört; kiÅŸi hesabını bilecek...

Bir de bilgeliÄŸi anlatan bir Fars dörtlüÄŸünü görelim;

O ki, bilmiyor ama biliyor bilmediÄŸini; çocuktur, onu eÄŸitin, yetiÅŸtirin.

O ki, bilmiyor ama bilmiyor bilmediÄŸini; cahildir, ondan uzak durun.

O ki, biliyor ama bilmiyor bildiğini; belki uykudadır, onu uyandırın.

O ki, biliyor ama biliyor bildiÄŸini; bilge kiÅŸidir, onu takip edin.

Ä°nsanda bilgelik potansiyeli vardır; yeter ki kendini keÅŸfetsin, fıtratına dönsün, vahyin öÄŸretisine teslim olsun...

Ä°yi bir kafaya sahip olmak yetmiyor; mesele onu iyi kullanmak, yani akletmektir. Kitabi tefekkür etmektir...

Ä°leriye bakmak ve görmek de yeterli deÄŸil, önemli olan aynı zamanda kendine doÄŸru içsel bir yolculuÄŸa çıkabilmektir... O vakit anlarız, içimizde depreÅŸen benlik ve bencilliklerimiz mi yoksa bilgelik potansiyelimiz mi?

Unutmayalım ki; biz neye hazırsak, o da bize hazırdır...

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.