Sosyal Medya

Makale

İhtiyaç mı, ihtiras mı?

Ä°htiyaç… Ä°htiyaç… Ä°htiyaç…

Artık insanların ortak paydası, ortak kavgası, ortak arayışı bu kelimede saklı… Hatta diyebiliriz ki ihtirasların ismi bile ihtiyaç olmuÅŸ… Ä°htiyaçları belirleyen kim belli deÄŸil… Ä°htiyaç kalemlerimizi belirleyen Kapitalist sistem, bizleri ikna etmiÅŸ hatta ayarlamış görünüyor… KiÅŸisel ihtiyaç listeleri uzayıp gidiyor…

Aslında sınırsız olan ihtiyaçlar deÄŸil, insan tekinin ardı arkası kesilmeyen istekleri ve bitmeyen arzularıdır… Tekil insanın tüketim çılgınlığı, doyumsuzluÄŸu yaygınlaÅŸtırıyor…

Ä°ÅŸin gerçeÄŸi insanoÄŸlu ihtiyaçlarını disipline edebildiÄŸi oranda var olabilir…  Ä°htiyaçlar hiyerarÅŸisi içinde harcanan bireylerin bunalımını görmek gerekiyor… Bencil, bireyci, bana neci akım akıl tutulması yaşıyor…

Bu baÄŸlamda ihtiyacı yeniden tanımlamak gerekiyor… Ä°htiyaç listemizi inanç deÄŸerlerimize göre güncellememiz lazım… Önceliklerimizi gözden geçirmemiz icap ediyor… Aksi takdirde açgözlülüÄŸün getirdiÄŸi acziyeti aÅŸamayız…

Evet, ihtiyaç anlayışına yeni bir açılım getirmek zorundayız… Åžöyle ki, Osmanlı zamanında, havanın çok soÄŸuk olduÄŸu bir günde bir kiÅŸi evin penceresinden dışarıyı izliyormuÅŸ. YoÄŸurtçunun sesini duyup hanımına:

-Kap getir de yoğurt alalım, demiş. Hanım da:

-Yoğurt var, ihtiyacımız yok, deyince, adam hanımına:

-Bizim ihtiyacımız yok ama yoÄŸurtçunun ihtiyacı var. Bu soÄŸukta bu sokaktan üçüncü geçiÅŸi, demiÅŸ…

Ä°ÅŸte erdemli toplumla, tüketim toplumunun farkı…

Ä°ÅŸte “medine-i fadıla’’…

Evet, bugün insanların ‘’insanlığa’’ ihtiyacı var… BaÅŸka bir insanın ihtiyacı bizim ıstırabımız olabiliyor mu?

Yine Osmanlı’dan bir kesit paylaÅŸmak istiyorum… Hem de batılıların gözünden…

Elie Kadourie’nin kaleme aldığı ‘’Osmanlı’nın Son Döneminde Ä°ngiltere’nin OrtadoÄŸu Politikası’’na dair kitabının bir bölümünde anlatıldığına göre, 19. yüzyıl sonlarında DoÄŸu Anadolu’da müthiÅŸ bir kıtlık baÅŸ göstermiÅŸti. Bunun üzerine Ä°ngilizler kıtlıktan hareketle bölgede Osmanlı’ya karşı bir isyan çıkarıp çıkaramayacaklarını tespit için oraya bir casus gönderdiler. Casusun yaptığı araÅŸtırma neticesinde müÅŸahede ettiÄŸi gerçek, son derece ibretli idi.

Raporda deniliyordu ki:

‘’Burada kıtlık var, ama açlık yok! Herkes birbirini gözetiyor, yardımda bulunuyor. Bu yüzden de kıtlık açlığa dönüÅŸmüyor. Sonuç olarak böyle güçlü bir içtimai yapı içinde kıtlıktan hareketle isyan üretmek imkânsız.’’

Çünkü o toplumun temel kriteri netti:

“KomÅŸusu aç iken tok yatan bizden deÄŸildir.’’

Bugün, her ÅŸeyden önce ÂdemoÄŸlu erdeme ve kardeÅŸleÅŸmeye muhtaç…

Ä°nsan insanın yurdu olmayınca kurdu olmaya baÅŸlıyor…

Evet, yeryüzünün merhamet medeniyetine ihtiyacı var…

AteÅŸ topuna, kan gölüne dönüÅŸen dünya, vahyin doÄŸrularına ve deÄŸerlerine muhtaç…

Küresel kötülüÄŸün karanlığından ve kokuÅŸmuÅŸluÄŸundan mustarip olan insanlık, iyilerin insaf ve vicdanına sığınmak istiyor…

Cehalet ve çaresizliÄŸin pençesinde yitik nesiller, duyarlı davetçilerin dokunuÅŸunu bekliyor…

Bizim dünyalıklara olan ihtiyacımızdan çok daha fazla dünyanın bize ihtiyacı var… Ahlaklımıza, adaletimize, davetimize, kardeÅŸliÄŸimize, sözümüze, soluÄŸumuza…

Ä°nsanlık hakikate aç… Ruhu aç… Kalbi aç… Ä°ntihar ve isyan arasında gelgitler yaşıyor… EzilmiÅŸler, itilmiÅŸler, kimsesizler bir sese, bir nefese, bir selama muhtaç…

Dostlar! Zor günlerden geçiyoruz…

Gizemli bir virüs en çok ekonomileri vuruyor… Geliyorum diye bağıran bir felaket kapımızda… Korona ile birlikte gelmekte olan kriz ve kıtlığa dikkat çekmek istiyorum…

Ä°bn-i Haldun’un bir tespiti ile bitirmek istiyorum:

“Kıtlık zamanlarında insanları açlık deÄŸil, alışmış oldukları tokluk öldürür.’’

Bir duyum; Covid-19 en çok ÅŸiÅŸmanları seviyor… Tahkike deÄŸer bir durum…

 

Kaynak: Milat Gazetesi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.