Sosyal Medya

Makale

Küf

Kadim zamanların hikayelerini anlata duran ulu kapının pirinçten irice tokmağına ne zaman musallat olduÄŸu bilinmeyen yeÅŸil küf, hikaye müptelalarının imtihanı, maceraperestlerin kendilerini sınama yeri, kalem efendilerinin yeknesak günlerine çarpacakları esaslı bir dalga, tevatür derecesine varmış söylencelerde ima edilen ama hakikatı derinini ancak gayba kanat deÄŸdirmiÅŸ koca babaların, külahlı dedelerin baygın göz düÅŸürmelerinde saklı büyük sır...

Hikaye buhranına giren zevatın serden olmasa da akıldan vazgeçerek çengel yaptıkları iki parmakları ile asılı kaldıkları ulu kapının tokmağından zar zor koparıldıklarındaki meczup halleri, günlük hikayelerle uÄŸuldayan çarşının birden bire derin bir sükuta geçiÅŸinin sebebidir.

MuÅŸtu almışların mesut gülümsemesi ile zümrüt yeÅŸili olduÄŸuna yemin ederek elini göz hizasından çekemeyen meftunun koluna girenlerin iflahı için zaman tayin iddiaları ile ikindi ezanının günü toparlayan nidası...

Çarşının asude mırıldanmalarını sustalı bir tedirginliÄŸe tahvil eden korkunç çığlık, aÄŸzında kükürtlü köpük, gözleri yuvalarından fırlamış, elini kilitlediÄŸi bacakları arasında eziyor. Küfün çürüttüÄŸünü iddia ettiÄŸi elinin lime lime dökülmekte olduÄŸuna yeminler ediyor kenetlediÄŸi diÅŸlerinin boÄŸukluÄŸunda...

Kalem efendilerinin alttan bir tırnak atıvermeye ancak yeten cesareti ya Belkıs tahtında bir lahza salınma ya da zebani topuzunun kılında akıl seÄŸirmesi.  

Maceraperestlerin kaf dağı niyetine iki elle tutundukları topmak halkasında ya zümrüdü anka  bahtı ya da Leylasız garip mecnun sonsuz çöllerde...

Hiçlik vadisinde Araf’a çoktan razı olmuÅŸ tövbekarların iflah olmadığa yemin eden çarşı, yatsı mumuna üflediÄŸinde çıkagelen ihtiyarı merak etmemeyi hayli zaman önce öÄŸrenmiÅŸ olmalı ki fitilin daha koru sönmeden derin uykuya dalmakta...

İhtiyar elindeki kadife bez ile tokmağı fecri kazibe kadar ovalamakta, ulu kapıya başını dayayarak tokmağı fecri sadıka kadar seyretmekte...

Ä°htiyar, ovarak altın sarısı yaptığına inandığı yeÅŸil küflü tokmağı son bir kez ucunu avucuna sıkıştırdığı cübbesinin yeni ile sildikten sonra geldiÄŸi gibi gidiveriyor. Tokmak güneÅŸin ilk ışıkları ile kah zümrüt yeÅŸili çakıyor kah kükürt buhurlu yeÅŸil küf ile kararıyor. 

Çarşı cami imamı, kadim zamanların hikayelerini anlata duran ulu kapının pirinç tokmağına, tokmağın yeÅŸil küfüne gaybın sahibine hamd ile bakmadan geçip gidiyor...

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.