Sosyal Medya

Makale

Gerçek, gerçeklik ve kurgu

Ä°çinde gerçeÄŸin varlık kazandığı bir tür kapsayıcı bütünlük… Gerçek, duyularımız aracılığı ile hissettiÄŸimiz ÅŸey, gerçeklik, bu gerçeÄŸi içinde taşıyan üst yapı. Böylece gerçek ile gerçeklik arasında önemli bir baÄŸ olduÄŸu aÅŸikâr. Gözlem ve deneyim içinden farkındalığımız ile ayırdına vardığımız her ÅŸey gerçektir ve bir gerçekliÄŸe göndermedir.

Gerçeklik, hayalî olanın dışında kalan ve gündeme gelen ÅŸey için kullanıldığını biliyoruz. Yani yaÅŸamın bizzat kendisi olarak tedavüldedir. Bir baÅŸka ayrımda, olan ile olması gereken arasında da açığa çıkar. Olması gereken, gerçeklik kategorisine girmez, girdirilmez.

Modernlik baÄŸlamında gerçeklik, hakikatin yerine ikame edilen önemli kavramsallaÅŸtırmalardan biridir. Hakikatin uygulamaya dönük olmayan her ÅŸeyinin dışarıda bırakıldığı bir düÅŸünce zemininde uygulanmış olana yönelik bir ilginin varlığını da açığa çıkartır.

Modern düÅŸünce, soyut, hayali, uygulamaya matuf olmayan her ÅŸeyi dışarıda bırakarak uygulanabilir olacak ve uygulanmış olan üzerine deney ve gözlem ile elde edilen bilginin niteliÄŸi olarak da betimleniyor gerçek ve gerçeklik…

Bu insanın somut dünyasına dair yoÄŸun bir ilgiyi gündemleÅŸtirirken, zihni de bu somut durum üzerinden biçimlendirmeyi açığa çıkartıyor. Ayrıca iliÅŸkide de somut durumların sonuçları üzerinden bir vizyon ortaya koyma çabası kaçınılmaz oluyor.

Psikoloji ve sosyoloji bilimleri de bu çerçeve içinde tanımlamayı gerçekleÅŸtiriyorlar. DoÄŸa üzerinden elde edilen gerçeÄŸi, doÄŸa dışında kalan insan, toplum ve hatta tarihin yeniden yorumlanmasında da bir teknik olarak kullanılmaya baÅŸladığını gösteriyor.

GerçekliÄŸe yapılan bu yoÄŸun vurgu ile eylemin önemi gündemleÅŸtirilirken, gündemin kendisinin hangi kıstasa göre biçimlendirilmesi gerektiÄŸini de iÅŸaret etmiÅŸ oluyor. Bu kendi içinde bir paradoksal durum oluÅŸturuyor.

Bir durumun kendisi, durumun nedeni olarak inÅŸa ediliyor. Bu da ciddi sorunların ortaya çıkmasına sebep oluyor. Anlamsızlık ve yabancılaÅŸma bu sonucun tabii uzantısı olarak varlık sahasına çıkıyor.

Olan biten ÅŸey için gerçek kavramının kullanıldığını biliyoruz. Ayrıca hakikatin indirgenmiÅŸ son hali olarak kullanılıyor. Yani hakikat, aslında gerçeÄŸe dönüÅŸendir anlamını da zorunlu bir anlama olarak dikte ediliyor.

Yani gerçek ve gerçeklik, gözlem ve aklın sınırları içine indirgenmiÅŸ hakikatin kendisi için kullanılmaktadır. Ama asıl gerçeklik, yaÅŸamın oluÅŸ sürecinde meydana gelen olay, durum ve olguların bütününe yönelik kullanılmaktadır.

Bu kavrayışıyla gerçeklik hakikatten uzaklaÅŸtırılmış durumdadır. Her kavram, anlam itibarıyla soyuttan somuta doÄŸru bir indirgemeye tabi kılınır. En soyut hali ile kavram kapsayıcı bir anlamı taşırken, indirgemeye tabi kılındığında her indirgeme olgusunda baÄŸlama göre yeni ve daraltılmış bir anlamı içerir hale gelir.

Bu da hakikatin kapsayıcı özelliÄŸinin somut bir düzeyde indirgenmiÅŸ biçimi ile hakikati tam olarak ifade edemeyeceÄŸini veya kısmi bir temsiliyeti taşıyacağını söylemeyi doÄŸruluyor.

Ama sürekli indirgenmiÅŸ biçimi ile gerçeÄŸe dönüÅŸtürülmüÅŸ hakikat, süreç içinde anlam alanı daraltılmış olduÄŸu için unutulmaya yüz tutacaktır. Sonuçta gerçek hakikatin yerine ikame edilebilir hale gelir. Ki sonuç zaten böyle olmuÅŸtur.

Hakikat, tanımı gereÄŸi elbette ki baÄŸlam içinde somutlaÅŸabilir. Ancak bu somutluÄŸu gözlem ve akli sınırlar içinde tutmak her zaman doÄŸru sonuç vermez. Çünkü hakikat olandan fazla bir ÅŸeydir. Bu fazlalığı dikkate almayan her bakış hakikati sınırlar içinde hapsederek yokluÄŸuna neden olacaktır.

Soyut olan bir ÅŸeyi somutlaÅŸtıramadığımız sürece hakikat tanımı alamaz. Ama hakikat soyutu da içermektedir. Yoksa hakikatin alanının daraltıldığını söylemek durumundayız. Hakikat, her açıdan da kayıtlanamaz olana iÅŸaret eder. Bu yüzden gerçeklik ile hakikat arasındaki iliÅŸkiyi biraz daha netleÅŸtirmek lazım.

Hakikat, gerçekliÄŸin illiyetini verendir. Hakikat, kendini izhar ederken gerçekliÄŸi bir araçsal zemin olarak kullanmaktadır. Gerçeklik, hakikatin içinde bir cüz olarak bulunur, hakikat ise gerçekliÄŸi kuÅŸatan bir anlam dizgesini içerir.

Bu yüzden gerçeklik hakikat olmadan var olamaz, olsa da hakikat ile bağı kurulamayacağı için sahte ve kurguya tekabül eder. Bu kurgu, doÄŸal olan deÄŸil insan aklının eseri olan kurgudur.

Varlık ile bilgi arasındaki iliÅŸkinin niteliÄŸi ile hakikat ile gerçeklik arasındaki iliÅŸkinin niteliÄŸi eÅŸ deÄŸer görünür. Bilgi varlığı bize gösterir. Varlık ise bilgiye görünürlülük kazandırır. Karşılıklı bir etkileÅŸim söz konusu...

Hakikat ile gerçeklik arasında hem kopmaz bir baÄŸ hem de bir farklılık söz konusudur. Ama aynı zamanda karşılıklı etkileÅŸime de açıktır. EtkileÅŸimin dinamiÄŸi ise hakikate aittir. Varlık, bilgi olarak tezahür eder. Ontik yapısı ancak insan açısından bir bilgiye mebni olarak algılanabilir. Bu yüzden bilgi, varlığın insan idrakine sunulmasını saÄŸlar.

Bilgi, bir boyutu ile malumat içerir. Ancak, varlığın hem iliÅŸki biçimini dile getirilmesine imkân tanır, hem de insan ve varlık arasındaki bağı ve bağıntıyı açıklar. Bu yüzden varlık ile bilgi önemini insan idraki açısından belirgin kılar. Gerçeklik, varlığın bilgi olarak gerçeÄŸe yöneldiÄŸi zeminin kurgulanmasına imkân tanır.

Gerçek ise bilginin idrak sonucu varlık kazanmasıdır. Bu noktada varlık, hem varolan olarak varlık, hem de bilginin somutlaÅŸması üzerine varlık kazanan bilgiye de isim olarak kullanılabilir oluyor.

Soru ve sorun ÅŸu: gerçek ve gerçeklik, bilgi açısından bir kurgu üzerinden bilgiye dönüÅŸtürülebiliyorsa ki bunun örnekleri pek çoktur; o zaman gerçek ve gerçeklik öncesine dair bir bilginin varlığını gözlemleyebiliriz. Bu da bize gerçeÄŸin öncesine dair bir yaklaşımın varlığını makul kılar.

Hakikat ile gerçeÄŸin bağı da bu zemin üzerinde anlam kazanır. Ancak modernlik, tam burada gerçeÄŸi hakikatten koparmaya zemin olarak hakikatin deney ve gözlem ile keÅŸfedilemeyecek tabiatına gönderme yaparak kendisine bir makuliyet ve meÅŸruiyet zemini aramaktadır. Ama birçok farklı biliÅŸsel süreç ile gerçek öncesine yönelik bilgilere ulaÅŸma imkânının varlığı da bilinmektedir.

Bu temel gerilim noktası hakikat ile gerçeÄŸi birbirinden ayırmaya neden olmamalıdır. Bu gerilim tam tersi bir ÅŸekilde düÅŸüncenin ve bilginin dinamiÄŸini ve dinamizmini saÄŸlar.

Kurgu, her varlıkta olduÄŸu gibi bir masumiyet karinesidir. Ancak kurguyu bir düÅŸünme yetisi içinde yeni bir baÄŸlama taşıdığınızda olumlu veya olumsuz bir vasıf kazanır. Kendi başına her kurgu iyi ve kötünün ötesindedir. Ancak baÄŸlam, ona iyi ve kötü olma vasfını kazandırır.

YaÅŸam bir sistem ve sistematik bir özellik taşıyorsa bu onun kurgulandığını bize gösteren en önemli göstergesidir. Her ÅŸeyin yerli yerinde oluÅŸu veya yerinden oluÅŸu da bir sistem içinde anlamlı kılınabiliyorsa, o zaman kurgunun saÄŸlam olduÄŸunu gösterir.

Bu noktada ilahi bir kurgunun varlığının tanıkları olarak sürekli içinde yaÅŸadığımız için çok önemli olan bu durumu göz ardı ederiz. Hâlbuki yer ve gök ile içindekilerin ahenk ve uyumu birlikte düÅŸünüldüÄŸünde bir sistemin varlığı kaçınılmaz.

Her sistem ise bir kurguyu içinde barındırır. Gerçeklik, bu kurgu sayesinde anlam kazanıyor ve hayata geçirilmesinin imkânlarını izhar edebiliyor.

Bu yüzden kurguyu kötülemek deÄŸil de kurguyu geniÅŸliÄŸi, darlığı, olayla bağıntısı veya uzaklığı ile iliÅŸkili olarak deÄŸerlendirmeye tabi tutulur. Yani kurgu kendi başına bir eleÅŸtiri konusu deÄŸil, bilakis, içinde içerik olarak taşıdığı ÅŸey üzerinden eleÅŸtiriye tabi kılınmalıdır.

Kurgu olmadan herhangi bir ÅŸeyin varlığı veya yokluÄŸu tartışılamaz olandır. Bu yüzden içinde var olduÄŸumuz her ÅŸey bir kurguya mebnidir. Olacak olanda kurgudan bağımsız deÄŸildir. Bu yüzden kurgu ancak, ön varsayımlar üzerinden yeni bir baÄŸlama taşınabilir. Kurguyu yapan akıl veya düÅŸünme yetisinin neye yöneldiÄŸi ve ne için yöneldiÄŸi kurgunun neliÄŸini açığa çıkartır.

Gerçeklik ile kurgu arasındaki bağı yukarıda izah ettik. Ancak, gerçekliÄŸi inÅŸa eden akıl, insan aklı olması baÄŸlamında ve bu aklın alanının sınırlı oluÅŸu yüzünden yapılan kurgunun gerçekliÄŸi kendi baÄŸlamından kopartarak yeni bir gerçeklik inÅŸa ettiÄŸini bilmemiz gerekiyor.

Bu gerçeklik, sahte ve yabancılaÅŸmış bir gerçekliktir. Hakikat ile bağı kopartıldığı için de kendi doÄŸallığını yitirmiÅŸtir. Hakikatten kopuk, sınırlı bir akli yeti ile kurgulanmış gerçeklik, doÄŸal olarak hiçliÄŸi ve yabancılaÅŸmayı içinde taşıyarak anlamsızlığı bir anlam olarak dikte etmeye yarayacaktır.

Yani gerçekliÄŸi kendi ‘fazlasından’ kopardığınız andan itibaren onu yetim bırakırsınız. Yetim, her zaman travmaya açık bir yapı taşır. Ä°ÅŸte bu travmatik yapı, gerçekliÄŸi de travmatik hale dönüÅŸtürüyor. Yetim doÄŸal olma halini taşımadığı ve zorunlu bir süreç üzerinden iÅŸlediÄŸi için travması da daha güçlü olmaktadır. YaÅŸadığımız an bu travmatik durumun sonucudur.

Her kavramı olduÄŸu gibi gerçek ve gerçeklik kavramı gibi kurgu kavramını da kendi asli anlamına icra etmek insan olmanın temel sorumluluÄŸudur. Ama bu sorumluluÄŸu yerine getirmek için bu kavramların içeriklerinin deÄŸiÅŸime uÄŸradığını ve travmatik bir durumu inÅŸa ettiÄŸinin idrakine sahip olan bir zihni yapı travmayı giderecek bir çözümü bulabilir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.