Sosyal Medya

Makale

İnsan etkileşim içinde var olur?

EtkileÅŸim, yaÅŸam dediÄŸimiz ÅŸeyin varoluÅŸunu besleyen en önemli etkenlerden biridir. Ä°nsan, insan ile etkileÅŸime geçtiÄŸi gibi doÄŸa ile de etkileÅŸime geçer. EtkileÅŸim, kiÅŸinin varlığını belirgin kıldığı gibi, duygusal yapısını olumlu veya olumsuz etkileyerek onu yaÅŸam karşısında güçlü veya zayıf kılabilir.

Bu bize etkileÅŸimin iki boyutlu bir özelliÄŸi olduÄŸunu gösteriyor. EtkileÅŸim kiÅŸide olumlu etki yaptığında olumluluÄŸa doÄŸru bir seyir izler ve onu geliÅŸtirir. Ama aynı etkileÅŸim kiÅŸide olumsuz bir etki bırakarak olumsuzluÄŸu besleyerek onu ÅŸiddete meyyal hale getirerek bozgunculuk yapmasına neden olabilir.

EtkileÅŸim, en nihayetinde bir olgusal düzlemi iÅŸaret eder. Etkileyen ve etkilenen varlık türünün en önemli temsilcisi insandır. Ä°nsanın etkileÅŸime konu olması bir yönüyle saÄŸlanabilir. O da yapıp ettiklerinin hem kendisinde hem de çevresinde oluÅŸturduÄŸu olumlu veya olumsuz etkileÅŸimdir.

Ä°nsan, hem etkilenen bir varlıktır, hem de etkileyebilen varlıktır. Bu etkileme ve etkilenme insanı yaÅŸamın odağına taşır. Bu etkileÅŸim zemininde varlığın olumlu veya olumsuz yapılanması açığa çıkar.

Böylece insan, etkileÅŸme sürecini doÄŸru yapmadığı zaman kötüye aracılık ederek varlığın ve yaÅŸamın kötüleÅŸmesine katkı sunar. Bu kötülük dönüp o insanı da vurur.

Ama insan, iyiye yönelik bir etkileÅŸim gösterdiÄŸinde ise insan ve varlık olumsallığın içinde huzur bularak iyiyi egemen kılacak bir vasatın inÅŸasına zemin oluÅŸturduÄŸu için hem dünya’da hem de ukba’da hayra taşır.

Vahiy ÅŸöyle formüle eder bu meseleyi (anlam itibarıyla):

‘Kim kötü bir örneklik gösterirse, o kötü örneÄŸi takip edenlerin kötülüklerin ceremesini çeker, kim de iyiye örneklik gösterirse, o da o iyiliÄŸi takip eden kiÅŸilerin adedince o iyiliÄŸin ecrini alacaktır.’

Bu temel tespit, bize etkileÅŸimin öyle sıradan bir olgu olmadığını, bilakis varlığımızın temelini oluÅŸturduÄŸunu hissettirmelidir.

Varlığın bir bütünsellik içinde var olduÄŸunu ve sürekli birbirleri ile iliÅŸkili oldukları yeni felsefi düÅŸüncenin en önemli yaklaşımıdır.

Ki bu görüÅŸü eski kadim kültürlerde de bulmak mümkündür. Varlığın birliÄŸi meselesinin bu bakış ile iliÅŸkisinin farklı kültürlerde farklı yaklaşımlara neden olduÄŸu söylenebilir.

YaÅŸamın kendisine dikkatle bakıldığında bu bütünselliÄŸi görmek mümkündür. Sistemde neredeyse hiçbir açık bulunamamaktadır. Kozmos, kaos içinde düzeni taşımaktadır. En derununda düzenin izlerini görmek ilahi meÅŸiyeti görmek önemli ve vahiy bizi buna davet etmektedir. Farklı örneklerle ve farklı baÄŸlamlar içinde…

Kendi hayatımıza baktığımız zaman bunu gözlemleme imkânı buluruz. Ä°nsan olarak, öfkemizin, sevincimizin, nefretimizin, saygımızın, baÄŸlılığımızın veya inkârımızın nedenini aradığımızda etkileÅŸimin ve bu etkileÅŸimi saÄŸlayan inancımızın etkisini rahatlıkla gözlemleriz.

Olup biten her ÅŸeyin Allah ile bağıntısını doÄŸru anlamak ve sürekli varlıkta barışı ikame etme adına doÄŸru ÅŸeyler, iyi ÅŸeyler ve hakikatli ÅŸeyler yapmak için çalışmak bir sorumluluktur. Bu sorumluluÄŸu yerine getiren kiÅŸi örneklik teÅŸkil eder.

Bu örnekliÄŸe bakarak baÅŸka insanların iyi ve güzel ÅŸeyler yapmasına zemin oluÅŸturur. Ä°yilik çoÄŸaldıkça, temsiliyeti güçlendikçe kötülük geride kalacak ve insanlar sadece iyiliÄŸe yönelecekler ki bu da varlıktaki barışı ikame konusunda güçlü bir etki yapacaktır.

Ä°nsanın ontik yapısı çok katmanlıdır. Sadece beden ve ruh ikilemi deÄŸil, beden, nefs/kiÅŸilik ve ruh gibi katmanları yanında o katmanları besleyen, zekâ, akıl, kalp, sezgi, duyarlılığı saÄŸlayan hafıza, meseleyi kavramayı saÄŸlayan tefekkür, hatırlamayı saÄŸlayan tezekkür ve tedebbür ile soyut kapasitesini artıran hayal etme katmanları ile düÅŸünce mekanizmasını besleyen bütün bu katmanlar insanda tezahür eder.

EÄŸer insan bu farklı katmanları birbirinin yerine kullanırsa veya yanlış yerlerde faaliyete zorlarsa ya da ikisini yan yana getirip diÄŸerlerini göz ardı ederse iÅŸte o zaman sorun baÅŸ gösteriyor.

Yani her hangi bir meselede fikir üretirken veya yorum yaparken dikkate alınacak ÅŸeyin, o meselede geçerli olacak insandaki hangi katmanı olduÄŸu bilgisi ve bilinci ile hareket edilirse iyi sonuca ulaşılabilir.

Yanlış konumlandırma yanlış sonuçlar doÄŸurur. ÖrneÄŸin, bir bebeÄŸe annenin gösterdiÄŸi fedakârlığı görerek ona kızmak ve niye sen kendini düÅŸünmüyorsun diyerek onu kendini düÅŸünmeye sevk etmek bir yanlışa kapı aralamak olacaktır.

Ya da hayatını birlikte yaÅŸayarak geçiren bir kiÅŸi ile hayatının dışında kalan ve az görüÅŸtüÄŸü bir kiÅŸiye yönelik ilginin aynılığını istemekte de sorunlu bir yaklaşım olacaktır. -Bu bakış, soyut düzlemde varlığa gösterilecek sevgiyi dışarıda tutmadan deÄŸerlendirilmelidir.-

Farklı örnekler çok aslında. Ama her insan kendi örneklerini oluÅŸturarak meseleyi daha doÄŸru bir zeminde kavrama yeteneÄŸini geliÅŸtirmelidir.

EtkileÅŸimin doÄŸasında iki temel etken belirleyici olmaktadır. Birinci unsur, her varlığın kendi doÄŸasında var olan özellikleri sayesinde varlıkla kurduÄŸu iletiÅŸim ve iliÅŸkinin varlığıdır. Bu doÄŸa ‘ilahi tabiat’ gereÄŸi oluÅŸturulduÄŸu gözlerden uzak tutulmamalıdır. Yani her varlık bir fıtrata/doÄŸaya sahiptir. Ve bu doÄŸası gereÄŸi yekdiÄŸeri ile bir iliÅŸkiye ve iletiÅŸime geçebilecek bir donanıma sahiptir.

Ä°kincisi ise özne olarak insandır. Ä°nsan, irade ve bilgi sayesinde hem kendi varlığına etki edebilmekte, hem de diÄŸer varlık türlerine ve katmanlarına etki edebilmektedir. Bu etkileÅŸimin doÄŸası çoklu yapıya açık olduÄŸu için her insan adedince etkileÅŸim söz konusu oluyor.

Ancak insan, iktidarlar oluÅŸturarak bu iktidarlar eliyle müdahil olduÄŸunda kalıcı etkiler bırakmaktadır. Ya da akli yetisini kullanarak kendisine musahhar kılınmış varlığı dilediÄŸi gibi ÅŸekillendirmeye çalışmaktadır.

Varlıkta boÅŸluk olmadığı için bu müdahaleler insana yeni varoluÅŸlar olarak geri dönmektedir. Tarih ve tarihin sürekliliÄŸini saÄŸlayan ÅŸey ile tarih tekerrür eder dedirten olgunun nedeni, bu iktidar ve bilgi üzerinden elde edilen gücün kullanımı ile varlığı kendi doÄŸasının dışına taşıma arayışı ve arzusudur.

Ä°lahi müdahale bu iki etkileÅŸim sürecinde meydana gelen çatlakları yeniden tanzim ederek normalleÅŸmeyi saÄŸlamaya matuf etkilemelerdir. Çünkü gücü elinde tutan iktidar ve insan yıkıcı bir rol aldığında yaÅŸamı kendi doÄŸasının dışına taşırma hamleleri yaparak kendi bencilliÄŸini doyuma kavuÅŸturma emeline sahiptir.

Ä°ÅŸte bu noktada diÄŸer insanların ve yaÅŸamın kendi doÄŸasına geri dönüÅŸünü saÄŸlama alma ilahi iradenin olaya müdahalesini gerekli kıldığında bu müdahale kaçınılmaz oluvermektedir. Ä°nsanlık tarihinde bu tip kırılmalar ve ilahi müdahale örnekleri hem dinin vahyedilmiÅŸ metinlerinde hem de mitolojik anlatılarda bulmak her zaman mümkündür.

Fakat bütün bu tip müdahaleler varlığın kendi tabii akışını sürdürmesine halel getirmeden olup bitmektedir. Ä°nsan, sürekli yeni arayışlara yönelerek hem fesat/yıkıcı, hem salihat/yapıcı eylemlere yönelmekten vazgeçmemektedir.

Artık insanın rüÅŸtünü ispat ettiÄŸi dile getiriliyor. Yalnız, bu rüÅŸt, insanın kendi sonunu hazırlamaktan imtina etmiyor. EtkileÅŸim sürekli sos vermektedir, tehlike çanları çalmaya devam ediyor.

Öyle bir hayatı yaÅŸamaya baÅŸladık ki her adımda insan yabancılaşıyor; hem kendine, hem Rabbine, hem varlığa, hem iliÅŸkinin mahiyetine, hem yaptığı iÅŸe, hem duygunun ve rasyonun kendisine…

Ä°nsanın gürültüye boÄŸularak düÅŸünmesinin önüne geçildiÄŸi bir zeminde etkileÅŸimin doruÄŸa çıktığı söylenebilir.

Bugün insan, bir an bile yalnız bırakılmamaktadır. Her anı doldurulup onu gürültüye boÄŸmaktadır. Ä°nsan, bu kalabalığın içinde yalnızlaÅŸarak kendi vicdanında mahkûm ediliyor.

Kendi kendisini cezalandıran insan, baÅŸkasını cezalandırmada normalleÅŸme buluyor. Böylece insanın yıkıcılığı çoÄŸalıyor.

EtkileÅŸim burada çok yüksek bir frekans üzerinden iÅŸ görüyor. Bir taraftan sağır ediyor, diÄŸer taraftan sadece kendi sesini duyuracak bir mekanizma kuruyor. Gözleri köreltiyor, sadece kendisinin gösterdiÄŸi ÅŸeyi görecek bir düzenlemeye sahip oluyor.

Böylece insan, gözü var, göremiyor, kulağı var, iÅŸitemiyor, kalbi var, ama hissedemiyor. Dolayısıyla bugün etkileÅŸim tek yönlü iÅŸletiliyor…

Ancak, etkileÅŸim kendi doÄŸasına ihanet etmez. Bu noktada insanın devreye girerek etkileÅŸimin bozulan kodlarını yeniden düzeltmesi elzemdir. Bu düzeltme arayışında eÄŸer insan takat getiremezse bilmeli ki ‘ilahi müdahale’ yardıma gelecektir.

Burada asıl olan ÅŸey; insanın bu kötü gidiÅŸatı görmesi, giderilmesi konusunda irade beyanında bulunması, iradeden sonra nasıl yapması gerektiÄŸi konusunda düÅŸünce zeminine sahip olabilmesi ve birlikte paylaÅŸarak bu sorumluluÄŸu ifa edecek bir topluluÄŸun varlığıdır.

Sabır, güneÅŸ gibidir diyen Peygamberin takipçileri olarak, aydınlatmalıyız, hem kendimizi, hem varlığı ve hem de etkileÅŸimi…

O zaman yeni bir etkileÅŸim zemini kurularak yeni bir iliÅŸki ve etkileÅŸim saÄŸlanabilir. Kötüye giden her ÅŸeyin yeniden iyiye yönelmesinin vasatı kurulabilir.

Bunu saÄŸlayacak insanların ise Allah’ın sevdiÄŸi kullar olacağı ve kendi kulluklarını büyük bir aÅŸkla yerine getirme arzuları kabul edilecektir.

Son olarak insan, iyi etkileÅŸime kapısını sonuna kadar açmalıdır. Kötü etkileÅŸime ise kapısını kapamalıdır. Ä°nsan, kötü etkileÅŸimi ortadan kaldıracak bir fıtrata/doÄŸaya sahiptir. Bu insana verilen en büyük lütuftur.

Ä°nsan etkilendiÄŸi kadar etkileyebildiÄŸi oranda insan olur. Bu etkileÅŸimi tek yönlü deÄŸil, çift yönlü gerçekleÅŸtirdiÄŸinde kendini bulacaktır. Bütün hikâye ise insanın kendisini bulması ve bu buluÅŸ üzerinden etkileÅŸimi derinleÅŸtirerek etkileÅŸimin kendi doÄŸal seyrine kavuÅŸmasını saÄŸlamaya çalışmasıdır.

Bu etkileÅŸimde ise insan ne kadar etkin olabilirse o kadar insan olur…  Etkilenmesi ise kendi iradesi ile gerçekleÅŸtiÄŸinde insan, kendi olabilen ve kendi olarak varlığı iyiye yönelterek kendi sorumluluÄŸunu ifa ederek vuslata kavuÅŸan olacaktır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.