Makale
Siyah yüzlü çocuklar yakacak başkentlerinizi
Bunu duymayan kaldı mı? 21. Yüzyılda, tek diÅŸi kalmış canavar olan Avrupa Medeniyeti, sırf derisinin siyah olmasından dolayı zenci halklara tahammülsüzlüÄŸünü, faÅŸistliÄŸini, zorbalığını sürdürmektedir. Siyahi insanlar, kurÅŸunlar sopalar altında öldürülüyorlar, sokaklarda köpeklere parçalattırılıyorlar. Biz zenci çocuklar özellikle vahÅŸi batıda ve Amerika’da hayatın üçüncü mevkiisinde yer alıyoruz. Biliyorsunuz buralara doÄŸduÄŸumuz topraklardan kopartılıp, silahlar ve kırbaçlar altında getirildik. Bizler vahÅŸi batıda aÅŸağılandık, ezildik, horlandık, insan yerine konmadık bir köpek kadar deÄŸerimiz yok beyazların gözünde, onların yanında en iÄŸrenç varlıklarız. Bizler bunca haksızlıklara bakıp birbirimize daha fazla tutunmaya, deÄŸerlerimizi daha fazla paylaÅŸmaya, kardeÅŸlerimizi daha fazla sevmeye karar verdik. Umutla, coÅŸkuyla aÅŸkla tepeden tırnaÄŸa devasa sevda yangınlarını haykırmaya kararlıyız, beyaz adamın suçlu suratına. Kan ve irinden baÅŸka bir ÅŸey sormayan batının suratına hep beraber tükürme hakkını kendimizde görüyoruz çünkü tenimizin renginden tiksiniyorlar. Bizim var olmamız onların keyfini kaçırıyor. Biz de inadına o beyaz adamların özgürlüÄŸümüz adına, insanca yaÅŸamak adına, insan olduÄŸumuzun verdiÄŸi o muhteÅŸem zevk ile keyiflerini kaçırmaya devam edeceÄŸiz. Allah’ın katında sineÄŸin kanadı kadar deÄŸeri olmayan bu yeryüzünde Afrikalı olmanın, siyah olmanın, insan olmanın gururunu taşıyoruz.
O vahÅŸi batılılar kendi tasavvurlarındaki insan tipini sevdiler, seviyorlar. Bizim üzerimizde barbarca bir hâkimiyet kurdular. Aristokrat düzenlerinde bizi köle gibi üçüncü sınıf mevkilerde, iÅŸlerde çalıştırdılar. Bu karnı toklar ülkesinde biz onların korkulu rüyası olduk, uyanışa geçtikçe, köklerimize döndükçe, kendimize geldikçe haklarımızı, özgürlüÄŸümüzü haykırdıkça beyaz beylerin huzuru kaçtı. Ä°nsan hakları martavalları denen putlarını yemeÄŸe baÅŸladılar. Dedelerimizin ve babalarımızın cesetleri üstünde yükselen zenginliklerini ağız tadıyla yedirtmeyeceÄŸiz artık o beyaz vahÅŸilere. VaroÅŸlardan göçmen mahallelerinden, barakalardan, gettolardan, çamurlu sokaklardan baÅŸkentlere inip yakıp kül edeceÄŸiz faÅŸist gaspçıların keÅŸanelerini, bunda kararlıyız. ÇiçeÄŸi, toprağı, havayı, gökyüzünü, gerçek insanlığı sevdiÄŸimiz kadar zorbalara baÅŸkaldırmayı seviyoruz. Rengimizden dolayı her doÄŸan gün hüzündür bize. KardeÅŸlerimiz kör kurÅŸunlara kurban gider batının kusmuk dolu caddelerinde. Her gün gözyaşı iner üstümüze, ellerimizi sıkarız yumruk olur bu hüzünler, varoÅŸlardan baÅŸkentlere boÅŸalan isyan olur çağıldarız, ateÅŸ oluruz, kimse duramaz önümüzde “ kızdı mı Cehennem” kesiliriz baÅŸtan ayaÄŸa kıyam oluruz ve zaferle döneriz. Yüreklerimize Malcolm X diye nakÅŸedilen o siyahi kahraman misafir olur. Bizi kurÅŸunlayan, öldüren o beyaz ahlaksız güç, içimizdeki özgürlük ateÅŸiyle yanıp kül olacak sonunda. Tüm Dünya ÅŸunu bilsin ki; biz siyahlar uyanınca dev bir isyanı tutuÅŸturacağız, yakacağız tüm Batının baÅŸkentlerini ki tüm insanlık aydınlansın. Ä°çinde sessiz çığlık büyüten annelerimize sözümüz var. Kölelerin ezilmiÅŸlerin tarihi olarak fırlayacağız baÅŸkentlere, deÄŸiÅŸecek artık vahÅŸi batının bize bakan yüzü.
Ey beyazlar! Önce ruhumuz aydınlanacak, sonra kömür karası gözlerimizle eriteceÄŸiz sizleri, derin bir sevda oldu içimizde onca yıldır ezilmiÅŸliÄŸimiz, dışlandığımız, horlandığımız yıllar. Bu hüzün, bu acı bedenimize deÄŸince artık ateÅŸimizi tutuÅŸturmanın vakti geldi ve her ÅŸeyinizi yaÄŸmalayacağız çünkü bu mallarınız bizim atalarımızdan gasp ettiÄŸiniz mallar, yer altı ve yer üstü zenginliklerimizi sizler sömürdünüz. Sizlerin bu mallarınızı artık KureyÅŸ kervanları gibi görüyoruz. Bu kervanları vurmak hakkımızdır. Biz adaleti ve özgürlüÄŸü direnme bilinciyle elde edenlerdeniz. AÅŸk ehline de bu yakışır, global kirlenmenin, çöküÅŸün, bozulmanın içinde zulüm sarmalı sistemlerin bir bir yok oluÅŸunun örneklerini bu insanlık daha çok seyredecek ve görecek bu zulüm sarmalında aslında herkes bir yönüyle tutsak bir yönüyle köle bir yönüyle bir ÅŸeylere mahkumdur. Bir idrak edebilseler keÅŸke, Biz siyahiler, ezilmiÅŸler, beyazların suratlarındaki perdeleri tek tek açacağız ve gerçek yüzleri çıkacak ortaya. O insancıl görünen suratlarının aslında nasılda insanlık düÅŸmanı olduÄŸunu Dünyaya göstereceÄŸiz. Zulanızda ne kadar akrep varsa hepsini dökeceÄŸiz ortaya ve acayip bir zevk alarak hepsini ezip gideceÄŸiz yolumuza. Ä°nsanlığın asıl düÅŸmanının, yer altı ve yer üstü zenginliklerini talan edip o bölgenin insanlarını açlığa mahkûm eden siz emperyalist batılı beyazlar olduÄŸunu ÅŸüpheye yer bırakmadan ispatlayacağız.
Ey Beyazlar! Bizim gözlerimize iyi bakın, anlarsınız niçin yaÅŸadığımızı. Söz veriyoruz sizi ürkütmeye devam edeceÄŸiz.
Sizi tarih sahnesinde yargılayıp silmeye azimliyiz.
Aşkımız ve sadakatimiz bunu size haykırıyor.
Ä°çimizdeki sevda bombasının fünyesini ateÅŸlediniz artık, baÅŸkentleriniz alev alev olacak, size rahat yok, size rahat yok.
Simsiyah bulutlar üzerinizden eksik olmayacak.
Biz ezilmiÅŸler artık sizin için bir tehdidiz, sizin cicili biçili insan hakları martavallarınızdan, siz ırkçılardan, siz yamyamlardan, siz beyazların tek diÅŸi kalmış canavar medeniyetinden, siz ikiyüzlülerden, siz barbarlardan nefret ediyoruz. Anladınız mı? NEFRET…
Bizler adımızla, rengimizle, insanlığımızla, inancımızla gurur duyuyoruz.
Bünyamin DOÄžRUER
Not: Bu yazıyı 2014 yılında kaleme almıştım. GördüÄŸüm lüzum üzerine ÅŸimdi tekrardan yayınlıyorum.
Henüz yorum yapılmamış.