Sosyal Medya

Makale

Bir Deizm Analizi

Son yılların popüler kavramlarından biri Deizm oldu.

Felsefi kavramlarla arası iyi olmayanlar Deizm ile Ateizm’i aynı anlamda kullansa da ikisi farklı kavramlardır:

Ateizm, bir yaratıcının/Allah’ın varlığını inkâr eder ve hiçbir dini kabul etmez.

Deizm ise bir yaratıcının varlığını kabul etmekle birlikte o yaratıcının insanların yaşamına karışmadığına, yaşamla ilgili kurallar vazetmediğine inanır. 

Hesap günü, cennet-cehennemin varlığı noktasında kendi aralarında hem fikir olmasalar da temel ahlak kurallarına uyanların yaratıcı katında iyi/makbul bir birey olacaklarına inanırlar. 

Bahailik gibi tüm büyük dinleri (İslam, Yahudilik, Hristiyanlık, Budizm/Hinduizm) tek potada eritip yeni bir din anlayışı çıkarmaya çalışanlar da var.

Bu yazımda Türkiye’deki Deizm anlayışının bir analizini yapmaya çalışacağım. 

Bildiğim/şahit olduğum kişi ve vakalara bakınca bizdeki Deizmin bir felsefi söylemden ziyade psikolojik bir savunma biçimi olduğunu söylemek mümkün. 

Deist söylem her zaman vardı ama son yıllarda bayağı arttı. 

Eski İslamcı veya İslami söylemin hâkim olduğu aileler içinde yetişenlerde bu söylem gözle görülür bir artış gösteriyor.

Özellikle Ak Parti iktidarı sonrasında birden bire zenginleşen İslamcı kesimde bu söylem/eylem dikkat çekiyor.

Bu nedenle Deizm’i bir düşünce/felsefe biçimi olmaktan ziyade bir psikolojik savunma biçimi görüyorum:  

Deizm aslında inandığı gibi yaşayamayanların, yaşadıkları gibi inanmanın bir sonucudur.

Son dönemde İslamcı camiadan birçok kimsenin, helal-haram demeden kamu malını ganimet belleyip talan ettiği, rüşvet alıp verdiği, adam kayırdığı, ehliyete bakmayıp yakınlığa bakarak atamalar yaptığı, haksız ihale ve kazanç peşinde koştuğu hepimizin malumudur.

Aile büyüklerinin, söylemde Allah’ı var bilip yaşamda Allah yokmuş gibi davranmalarını gören çocuklar, haliyle “Allah var ama yaşantımıza karışmaz...” demeleri normaldir.

Bir zamanlar “Allah, cihad, tebliğ, tağut, takva…” diyen biri bir süre sonra zafiyet gösterip harama bulaşınca haliyle iç dünyasında büyük bir çatışma ve huzursuzluk yaşar. 

Bu çatışmadan kurtulmak için ya Allah/helal-haram/hesap günü yoktur diyecek (ki Allah’ın varlığını bildiği için bunu söyleyemez) ya da bulaştığı haramları meşrulaştırmaya çalışacak, haram ve helallerin bir dayanağı olmadığını söyleyip var olan ayetleri te’vile gidecektir yani Deist olacaktır.

Siz de karşılaşmışsınızdır; namazı hakkıyla eda edemeyenlerden bazıları, önce namazın 5 değil 3 vakit olduğunu iddia ederler sonra bir seferde toplu kılmaya çalışırlar ve nihayetinde namazın salat yani dua olduğunu söyleyip namazı tamamen terk ederler.

Nefis, bir harama meylettiğinde Şeytan onun fetvasını hemen hazırlar.

Gariptir ki; söylemi ve eylemi Deizm olan birçok kişi Deist olduklarına itiraz ederler. 

Deistler, dindar olmayan kesime hoşgörülü yaklaşırken/davranırken, dindar kesime ise anormal derecede tahammülsüz oluyorlar. 

Müslüman mahallesine (haklı veya haksız) taş atmak için fırsat kollarlar. Müslüman olduğunu iddia eden birini kirli gösterdiklerinde rahatlarlar çünkü tek başına kirli kalmak iç dünyasında kişiyi yakar bitirir. 

Deistlerin büyük çoğunluğu bilimi abartılı şekilde yüceltir ilahlaştırır. Kendi heva ve kuruntularını bilimle desteklemeye çalışırlar.

İslam’ın gaybi söylemlerine genellikle bilimsel değil diye karşı çıkarlar ama gelin görün ki İslam’a ve emirlerine karşı ortaya koydukları argümanların tamamına yakını bâtınidir/gaybidir.

Ne diyelim; herkes istediğine inanmakta özgürdür. 

Hesap günü ak ile kara olan ortaya dökülecektir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.