Makale
Tecrit günlerinde tecdid
Yıllar önce -yıllar önce dediÄŸim şöyle bir kırk yıl öncesini kast ediyorum – Diyanette cami görevlisi olduÄŸum dönem… Her Cuma akÅŸamı yatsı namazını müteakiben cemaatle birlikte yaptığımız toplu bir tevbe ve istiÄŸfar duası vardı… Yaygın bir gelenekti… O duanın içerdiÄŸi iki nokta vardı hiç unutmuyorum;
Tecdid-i Ä°man…
Tecdid-i Nikâh…
Evlere çekildiÄŸimiz ÅŸu Korona günlerinde, eski hatıralar da depreÅŸmeye baÅŸlıyor… O günlerde imanı ve nikâhı koruma duyarlılığı ile böyle bir duaya ihtiyaç duyuluyordu.
Bu duayı hatırlamamın bir nedeni de evlerimizde yoğun bulunduğumuz şu tecrid günlerinde yeni bir tecdid-i hayat girişiminde bulunamaz mıyız?
Evet, tecrid günlerinde tecdid diyorum…
Korona karamsarlık, kaos, kâbus, kriz, karanlık günlerimiz olmasın, kurtuluÅŸ ve kendimizi yeniden kurma günlerimiz olsun…
Ye’s deÄŸil, yenilenme günleri…
Her krizin yeni bir fırsat olma potansiyeli içerdiÄŸine inancımız var… “Her zorlukla beraber mutlaka bir kolaylığın olduÄŸunu” yüce Kitabımız bize müjdelemiyor mu?
Musibetlerle gelen mesajı doÄŸru okuyabilirsek, yeni misyonların bizi beklediÄŸini görebileceÄŸiz…
Gelen belaya kahretmek değil, yeni başlangıçların işareti olarak görmek gerekmez mi?
Kim bilir belki ÅŸu virüs bizim için bir milat olacak… Alıştıklarımızı, arzularımızı, aşırılıklarımızı, ataletlerimizi, acziyetlerimizi gözden geçirme vesilesi olacak… Yeni dünyaları keÅŸfetme, yeni yaÅŸamlara açılım nedenleri olacak… Neden olmasın?
Virüsler bile kendilerini yenileyerek geliyorlar… Mevcutlar mutasyona uÄŸrasa bile, bakıyorsunuz yeni virüs sırada bekliyor… Bağışıklık sistemimiz zayıfsa bünye kendini savunamıyor…
Kendimizi yenilemez, sistemimizi güçlendirmek isek virüsler, darbeler, krizler, belalar bizi bitirir…
Ä°ÅŸte bunun için yeni baÅŸlangıçlar zamanı demeliyiz… Yeni ufuklar, yeni umutlar, yeni pencereler, yeni perspektifler kuÅŸanmalıyız…
Yeni halin yeni ilmihalini yazmalıyız… Yeni durumun gerekli kıldığı yeni duruÅŸu netleÅŸtirmeliyiz… Yol haritasını ve ruh halitasını belirginleÅŸtirmeliyiz…
Korona’ya teslim-i silah etmeden kutsal kavgamızı yeniden kuÅŸanmalıyız…
Hz. Yunus (as) balığın karnındaki karantina günlerinden sonra Ninova’yı ve Ninovalıları fethedebilmiÅŸti…
Hz. Yusuf (as) zindanın karanlığından Mısır’ın iktidarına yürümüştü…
Hz. Muhammed (sav) Hira’nın sessizliÄŸinden hareketle yeni dünyanın sırrına intihal etmiÅŸti…
Bu inanç ve bu bilinçle diyoruz ki, ev günlerimiz kasvet ve kahır günlerimiz olmasın… Karamsarlığa prim vermeyelim…
Korona günleri Kur’an günlerimiz olsun… Evlerimizi Kur’an kursu edinemez miyiz? Hane de Kur’an bilmeyen bir Allah’ın kulu kalmasın diyerek hemen “besmele” çekebiliriz…
Korona günleri kardeÅŸlik günlerimiz olsun… Yıpranan, yozlaÅŸan kardeÅŸliÄŸe yeni bir ruh yükleyebilir… Yeni bir kardeÅŸlik rüzgârı estirebiliriz…
Korona günleri kıble günlerimiz olsun… Tam da evlerimizi kıblegâh edinmemiz gereken günlerden geçiyoruz… Birlikte secde, birlikte sohbet, birlikte sofra fırsatımız var…
Korono günleri kabir hayatı ve kıyamet saatini tefekkür günlerimiz olsun… Artık ölüme alışmamız, ölümle barışık yaÅŸamamız gerekiyor… Yüce Dosta giderken hazırlıklı olmak mecburiyetindeyiz…
Kaynak: Ramazan Kayan kiÅŸisel web sitersi
Henüz yorum yapılmamış.