Sosyal Medya

Makale

BeÅŸer TaÄŸut'a Ä°syan Ä°le Ä°nsan Olur...

Herhangi bir olaya, olguya ve duruma yönelik yüklediÄŸimiz pozitif veya negatif sıfatlar, o olgunun, olayın ve durumun içinde bulunduÄŸu koÅŸulları gözeterek gerçek anlamını bulur. Yani her olgu, olay ve durum birden fazla sıfatı kazanırken kendisine yöneltilmiÅŸ iliÅŸkiler ağına yönelik bir tespiti içermektedir. Bu sıfatın verilmesinde ise insan ve bu insanın o olay, olgu ve durum ile iliÅŸkisi, iletiÅŸimi ve yönelimi de belirleyici olmaktadır. 

Aslında varlıkta neyi konuÅŸur isek konuÅŸalım; insan söz konusu edilmeden onun anlamını ve konumunu belirleme konusunda sorunlar yaÅŸarız. Bu noktada iki temel özne vardır: Allah (cc) ile Ä°nsan… Allah’ın varlık ile iliÅŸkisi kaçınılmaz ve zorunlu bir iliÅŸkidir. Varlığı, olayları, olguları ve durumları zorunlu iliÅŸki baÄŸlamında deÄŸerlendirmeye tabi kıldığımızda anlamın açığa çıkışına kesinlik kazandırır. Ancak yaÅŸam söz konusu olduÄŸunda ve yaÅŸamın anlamlı olması açısından meseleye bakıldığında insan temel bir eksene haizdir. Ä°nsan, etrafındaki her ÅŸeye anlam yükleyen ve bu yüklediÄŸi anlam ile iliÅŸki kurarak yaÅŸamın niteliÄŸini oluÅŸturan bir unsura dönüşmektedir. Ä°nsan, retleri ve kabulleri üzerinden bu yaÅŸamın formunun anlam kazanmasındaki birincil etken oluÅŸunu ise yeryüzünde imtihana tabi tutuluÅŸuna borçludur. 

Temelde insan, pozitif olarak betimlenir. Allah ile iliÅŸkisi baÄŸlamında teslimiyeti öncelemesi buna bir örnek olarak gösterilir. Yalnız, bütün pozitif önermelere ulaÅŸmanın yolu ise negatif bir boyutu içermesidir. Bu gizli önermeyi açık halde ifade etmeyi irade etmeliyiz. Ä°nsanın sahici bir teslimiyeti gerçekleÅŸtirmesi için sahici bir isyana ihtiyacı vardır. Tam bir güvenin/imanın olgunlaÅŸması için inkârın kesinlik kazanması esastır. 

Ä°nsan, sahte ilahları, güç merkezlerini, gönül çelici unsurları reddetmeden iman edemez… Bu bize insanın öncelikli olarak negatif boyutu üzerinden pozitif boyuta yönelmesi gerektiÄŸini öne çıkartır. Niçin mesele bu biçimi kazanmıştır? Çünkü din, pozitif emirler yumağını öne çıkartır, Allah’a ve emirlerine yönelik inkârı, negatif tutumu ise yanlışlar. Bu eÄŸitim açısından doÄŸru bir yaklaşımdır. DoÄŸrular ve yanlışlar ile kiÅŸinin eÄŸitimi gerçekleÅŸtirilir. Ancak bir olgu olarak doÄŸrulara ulaÅŸmanın imkânlarını tartışmaya baÅŸladığımızda önceliÄŸin inkârda olduÄŸu açık bir ÅŸekilde ortaya çıkar. Önce ‘lailahe/ilah yoktur’ tümcesi üzerinden yola çıkılır. Sonraki adım ise ‘illallah/ancak Allah’ vardır ilkesine ulaşılır. Buradaki negatif baÅŸlangıç bir isyanı öne çıkartır. 

İnsanın kendisini gerçekleştirdiği temel noktalarından biride bu isyan duygusuna sahip oluşudur. İsyan, aynı zamanda kişinin karakteristik özelliklerini ve kahramanlık öyküsünü oluşturan temel unsurdur. Bir insanın, yiğit, kahraman ve kurtarıcı oluşu; onun herhangi bir şeyden korkmadan o şeyin üzerine varmasını ve yenilgiye uğratacak bir iradeye sahip oluşudur. İyi insan, kötülüğe isyan edendir. Kötüden uzak kaldıkça ve onu yenilgiye uğrattıkça kişi iyi olur.

Bu noktada iyi insanın isyan eden insan oluÅŸunu gündemleÅŸtirmek ÅŸart oldu. Ä°yi insan, kendisini ayartacak her türlü ÅŸeyden uzak kalmayı saÄŸlayacak bir psikolojik vasata ve iradeye sahip olmak anlamına gelmektedir. Çünkü insanı güçlü, onurlu ve iradeli kılacak olan ÅŸey, kendisine dayatılan yanlış ve kötü ÅŸeylerden uzak durmayı ve onları geriletecek bir iradeye sahip olmasıdır. Bu isyanın,  insanın ÅŸahsiyetinin olmazsa olmaz ÅŸartı haline geldiÄŸini gösterir.

Tarihsel süreç içinde mevcut durumun düzeltilmesi gerektiÄŸi konusunda insanların kahır ekseriyeti olumlu yaklaÅŸtığı halde o durumun devamına yönelik bir tepkisellik üretilmediÄŸi sürece devamında bir sorun oluÅŸmamaktadır. Ancak, biri çıkar, mevcut durumun kötü olduÄŸunu haykırır ve deÄŸiÅŸimi için isyan ederse, o kötü duruma karşı bir isyanı baÅŸlatan kiÅŸi olarak kahraman olduÄŸu andan itibaren zaten o durum deÄŸiÅŸmeye baÅŸlamış olur. Tarih boyunca, büyük ÅŸahsiyetler, mevcut durumu kabullenmeyip isyan ederek yeni durumların oluÅŸumunu saÄŸlayan kiÅŸiler olarak tanımlanmışlardır. ÖrneÄŸin; peygamberler, gönderildikleri toplumların, içinde bulundukları halleri deÄŸiÅŸtirmeye ve isyana davet etmiÅŸlerdir. Yani teslimiyet isyanla baÅŸlayan bir süreçtir. Ä°yilik, kötülüğe uzak kalmakla ilintili bir durum olduÄŸu gibi…

Ä°syan, kiÅŸinin karakterini oluÅŸturan temel etmen… 

Bir insan, yumuÅŸak huylu, merhametli ve ÅŸefkatli olduÄŸu kadar kararlı, iradeli, geri adım atmayan ve tepki vermede cesur olmayı baÅŸardığında iyi insan olur. Bu yüzden insan, isyan ederek varlığını açığa çıkartır. Varlığını isyan ederek güçlendirir ve onun yerini saÄŸlamlaÅŸtırır. Boyun eÄŸmeyen bir karakter olarak sürüleÅŸtirilemez olan insan, oyun kurucu olur. Yönetilen deÄŸil, yönetimi bozan, doÄŸru bir zeminde her kesin kendi iradesine uygun bir kiÅŸilik kazanacağı vasatı önceler. Boyun eÄŸmediÄŸi gibi boyun eÄŸdirmez de…

Meselenin bam teline vurgu yapalım: içinde yaÅŸadığımız mevcut dünya kirletilmiÅŸ ve kötülükle malul bir dünyadır. Ä°yilik yapmanın imkânı tanınmamaktadır. Çünkü sahtenin ve yabancılaÅŸmanın doruÄŸunda yalanın doÄŸrunun yerine ikame edildiÄŸini gözlemleyebiliyoruz. AdaletsizliÄŸin kol gezdiÄŸi, zulmün ayyuka çıktığı zamanlarda yaşıyoruz. Gerçeklik, hakikatin yerini çoktan almıştır. DoÄŸrular yalanlarla yer deÄŸiÅŸtirmiÅŸ ve doÄŸruya ulaÅŸma imkânı tanınmamaktadır. Yeryüzü ifsat edildiÄŸi gibi hep ıslah ettikleri söylemi yere göğe sığdırılamamaktadır. Bütün bu yaÅŸam tarzına karşı çıkanlar ise her türlü kötü sıfatla; en asgarisinden ÅŸiddet ile suçlanmaktadır.

Bir adım öteye geçerek; insanın doÄŸasının deÄŸiÅŸime uÄŸratıldığını ve insan kalabilmenin neredeyse imkânsız hale geldiÄŸini de tecrübe ile bilmekteyiz. Bu ağır koÅŸullarda ve her taraftan insan sarıldığı halde bir kurtuluÅŸ umudu olabilir mi?

Tek bir kurtuluÅŸ yolu vardır: mevcut duruma isyan… Ä°nsan, isyan ederek kendi kiÅŸiliÄŸini oluÅŸturarak kötülükten ve yanlışlıktan uzaklaÅŸmayı ve doÄŸrunun görülebilir hale gelmesini saÄŸlayabilir. Ä°nsan, isyan ederek güçlü olur, gücünü göstererek yeni bir gerçeklik zemini kurmanın mümkünlüğünü oluÅŸturabilir. Ä°syan, burada iyiye yönelik deÄŸil, iyiyi ortadan kaldıran ÅŸartların bütününe yönelik olmalıdır. Varlığı karamsarlığa iten, kötümser kılan bütün unsurlara yönelik bir isyan bizi onlardan uzaklaÅŸtıracak ve iyinin, doÄŸrunun, hakikatin neliÄŸini açığa kavuÅŸturacaktır. Mevcut akışı deÄŸiÅŸtirmek yerine o akışa teslim olan bir karakter ancak kendisine biçilen rolü oynar. Hâlbuki insan olmak, kendi rolünü kendisi seçen ve oynayandır. Ä°nsan olmak, isyan ederek insan kalmanın yegâne yoludur.

Tevhide giden yol, ÅŸirki inkârdan geçmektedir. Müslüman olmanın yolu, günaha isyandan geçer. Ä°yiye giden yol ise kötülüğü isyandan baÅŸlar. Ä°nsan yeryüzüne düştüğü andan itibaren isyan ile baÅŸlar yaÅŸamaya, çabaladıkça isyanı güçlenir. Ama aynı ÅŸekilde insan, teslim olarak sükûnet bulur. Ä°syan ve teslimiyet ikiz kardeÅŸler. DoÄŸru zeminde doÄŸru bir irade ile beslenmelidirler. 

Ä°nsanın yatışmaz bir yapısı vardır. Kendisine doÄŸal olmayan yollarla büyüklük taslayanlara karşı öfke duymaktadır. Bu öfke soylu olduÄŸunda kiÅŸiliÄŸinin temel parçası haline gelmektedir. Ä°syan, öfke tarafından beslenir. Ama bu öfke, isyanı güçlendirir. Ancak salt öfke ile insan yaÅŸayamaz, sevgi temeldir. Öfkesi sevginin yokluÄŸuna olmalıdır. Bu paradoksal durumdur insanın karakter yapısını oluÅŸturan unsurlar. 

Ä°nsan, kendisine ait bütün duyguları, yaÅŸadığı ve onları yerli yerinde kullandığı zaman ÅŸahsiyeti tamlığa ulaşır. Ä°nsan, sevgi, merhamet, ÅŸefkat ile beslendiÄŸi gibi öfke, isyan, sert, kararlı ve yumuÅŸak olarak da beslenmeye muhtaçtır. Bütün bu duygusal olgular insanın geliÅŸiminin temel dinamiklerini oluÅŸturmaktadır. Bu olguları doÄŸru bir zeminde ve doÄŸru bir kararda yaÅŸamak, kiÅŸiyi insan kıldığı gibi onu kahraman kılar. Bu kahramanlığı insanların onu sevmesi ve saygı göstermesi için deÄŸil, insan olarak sahip olması gereken vasfı taşıması baÄŸlamında olmalıdır. O sadece Allah/ Yaratıcı Kudrete bağımlı, boyun eÄŸer ve kendi varlığını O’nun varlığı için hiçler. Ä°nsan bu çerçeve içinde hiçlendikçe varlık kazanır. Sahici varlığı ise anlamın sahibi olur. 

Ä°syan, insanın anlama ulaÅŸmasının baÅŸlangıç adımıdır. Anlam, insanın tutum ve davranışlarının pozitif deÄŸerlerini ortaya çıkaran olgusallığıdır. Böylece insan, isyan ederek anlama ulaÅŸarak yeni bir yaÅŸamın kodlarını yeniden üretmenin derin hazzı ile kendi gerçekliÄŸini yeniden kurmanın imkânlarını saÄŸlar. Ä°syan yeni bir baÅŸlangıcın ilk adımı olur böylece…

Modern dünyaya kök söktürecek isyan erlerine ihtiyaç, her tarihsel dönemden daha fazla bu dönemde vardır. Ä°syan erleri, isyan ahlakı ile taçlanarak yeni bir dünyanın kurulmasının imkânı olurlar. Bu yeni bir umut demektir. Yeni bir diriliÅŸ ve yeni bir ruh demektir. Bütün bu olumlu olguların olumsuz bir olgu üzerinden gerçekleÅŸmesi de insanın bir cilvesi olarak kayıtlara geçmelidir.

Ä°syan burada bir ötekileÅŸtirme üzerinden gerçekleÅŸmez, ÅŸiddet (negatif) unsuru taşımaz. Ä°syan, kötülüğü kurumsallaÅŸtıran ve süreklileÅŸtiren düşünce ve eylemlerin kendisine yönelik olmalıdır. YüreÄŸinde kocaman bir sevgi ile bu isyanı taşımalıdır. Bir taraftan kötülüğe karşı çıkarken diÄŸer taraftan yaraları saracak bir merhamet yumağı olmalıdır. Böylece isyan anlamlı yerini alacaktır. 

‘Kim ki TaÄŸut’u/kurumsal kötülüğü inkâr eder ve Allah’a iman ederse; kopmak bilmeyen sapasaÄŸlam bir kulpa tutunmuÅŸ olur.’ (Bakara: 256- ilgili bölüm)

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.