Makale
Depremin bana hatırlattıkları
Son Elazığ, Malatya depremi bana yıllar önce yaÅŸadığım bir deprem anımı hatırlattı.
Gençlik yıllarım, Malatya’da ikamet ettiÄŸim yıllar… Üniversiteli gençlerle bir öÄŸrenci evindeyiz… Yüksek bir apartmanın üst katındayız… Gündüz saatleri… Åžiddetli bir depremle sarsıldık… Korku ve ÅŸaÅŸkınlıkla dairenin kapısına koÅŸtuk ancak yapılabilecek bir ÅŸey yok… Ne çatıya çıkabiliriz ne de aÅŸağıya inebilme ÅŸansımız var… Rengimiz sararıp solmuÅŸ, bildiÄŸimiz duaları okumakla meÅŸgulüz… Deprem geçtikten sonra sakinleÅŸtik, herkes kendi odasına geçti… Ben de odama geçtiÄŸimde yerde rahle üzerinde açık vaziyette Kur’an’ı Kerim duruyordu… Hatırladım, depreme yakalandığımda Kur’an okuyordum… O an düÅŸündüm; acaba tam deprem esnasında hangi ayeti okuyordum? Hafızamı toparlayınca ayeti hatırladım… Ayet aynen ÅŸöyle:
“ De ki: Sizin kendisinden kaçmakta olduÄŸunuz ölüm var ya, o mutlaka size ulaÅŸacaktır. Sonra görünmeyeni de, görüneni de bilen Allah’a döndürüleceksiniz. O size yapmakta olduklarınızı haber verecektir.” (Cuma,8)
Evet, ayet aynen bunu vurguluyordu… Ben koÅŸarken ayet bana sesleniyordu… “ Kaçmakta olduÄŸunuz ölüm size ulaÅŸacak!”
DüÅŸünüyorum… Kendi yaman çeliÅŸkimi! Kur’an ne diyor? Ben neredeyim? Sanıyorum biz Türkiyeli Müslümanların Kur’an’a ilgisini tasvir eden en çarpıcı örnekti benim durumum…
Anladım ki, okuduÄŸum Kur’an ayetleriyle titremeyen kalbimi Rabbim kevni ayetleri ile titretiyordu…
Her afetin aynı zamanda bir ayet olduÄŸunu da anlamış oldum… Deprem ayeti üzerinden Allah kendini ve ölümü bize hatırlatıyordu…
Bu olayın üzerinden yıllar geçmiÅŸti artık Ä°stanbul’da ikamet ediyorum. Sakarya’ya bir panele konuÅŸmacı olarak davet edilmiÅŸtim. Panelin konusu: “Kur’an’ı anlamak ve yaÅŸamak”
Panel konuÅŸmamda yukarıda paylaÅŸtığım deprem anımı paylaÅŸtım… Biz Müslümanların Kur’an’a yaklaşımı ile ilgili somut ve çarpıcı bir örnek olduÄŸu için…
Program bitti. Salondaki dinleyiciler, dostlar yanıma geldiler; “Hocam fark ettiniz mi?”
“Neyi?”
“Siz tam deprem anınızı anlatırken Sakarya’da deprem oldu.”
ÅžaÅŸkınlığım bir kat daha arttı… Ä°kinci defa yine uyarılıyordum… Acaba bu anımı bir daha anlatmasam mı diye de düÅŸünmedim deÄŸil…
Allah (cc) insanî sınırlarımızı tekrardan bize hatırlatıyor, acziyetimizi gösteriyordu… Silkinmemiz ve sakınmamız için… Hiçbir ÅŸey ilahi iradeden bağımsız deÄŸildir… Ä°slam itikadında Allah’tan bağımsız, sıradan bir “doÄŸa olayı” diye bir ÅŸey yoktur… Her bir iÅŸ Allah’ın iradesi dâhilindedir. Ancak bu durum kulların sorumluluÄŸu ve suçunu ortadan kaldırmaz ve üstünü örtmez…
BeÅŸeri kusurlarımızı ilahi iradeye fatura edemeyiz…
Bize düÅŸen ilahi mesajı nasıl okuyacağız?
Sınırlı olanı, sınırsız olan Allah’ın iradesi ile birlikte nasıl deÄŸerlendireceÄŸiz?
Musibetlerin fısıldadığı mesajı doÄŸru idrak edip sebeplere takılı kalmadan müsebbibu’l-esbaba yöneleceÄŸiz…
Depremler dengemizi bozmasın, dengeli bir duruÅŸa vesile olsun…
Kusurun sadece binaların beton kalitesizliÄŸinde deÄŸil, insanın kalitesizliÄŸinden de kaynaklandığını unutmayalım…
Neslin ve ekinin ifsadı sonuçta bu türden ihtarları beraberinde getiriyor…
Ä°man, vicdan, mizan ayarı bozulunca dünyanın denge ve düzeni kalmıyor…
Herkesin deprem uzmanı kesildiÄŸi böylesi bir zeminde biz ilahi uyarıya odaklanalım… Allah’ı ve ölümü unutmayalım…
Sonuçta imtihan dünyasındayız… Her imtihanın içerdiÄŸi ibret ve hikmetleri kaçırmayalım… Dünyaya kazık çakamayacağımıza göre başımızın çaresine bakalım…
Tevekkülü elden bırakmayalım, ancak bizden istenende aktif bir tevekküldür…
Kaynak: ramazankayan.com resmi web sitesi
Henüz yorum yapılmamış.