Makale
Müslümanların kamusal alanla imtihanı
Yaklaşık bir aydır tesettür, takva, imaj, moda kavramları ekseninde kadının tarihi dönüÅŸümünü mercek altına alan çalışmaları tarıyorum. Ä°ncelediÄŸim kitapların hemen hepsi yirmi yıl önce basılmış. Adeta öncesi ve sonrası kabilinden bir durum güncellemesi çıktı ortaya sanki. Altını çizdiÄŸim tespitler bir kenarda dursun önce sosyal hayatın tanıklığından birkaç detayla devam edelim istiyorum.
Detay 1:
BaÅŸ örtülü bir anne, on sekiz yaşındaki kızının makyajından muzdarib, giyim tarzından muzdarip. Kafelerde geçirdiÄŸi vakitten muzdarib. Tırnağındaki ojeyi kastederek karşısına almış konuÅŸuyor:
-Kızım madem kimseden utanmıyorsun Allah’tan da mı korkmuyorsun?
-Anne Allah’ın bu kadar basit ÅŸeylerle uÄŸraÅŸacağını sanmıyorum.
Bu diyalogun taraflarından birisi olan annenin anlattıklarına davet edildiÄŸim bir istiÅŸare toplantısında tanıklık ettim. Genç kızın kurduÄŸu cümle aslında yeni neslin din algısının özeti. Sonra araya giren bir konuÅŸmacının itirafı hakikati gözler önüne seriyor:
-Kafelerden çıkmayan annelerin çocukları kafelerde yaÅŸamayı öÄŸreniyor.
Detay 2:
Ä°smini anne babasının koyduÄŸunu söylüyor üniversiteli Elif. Ve ekliyor; okudukları bir kitapta rastlamışlar bu isme. Bir cümle daha ilave ediyor: O zamanlar okuyorlarmış demek ki, ÅŸimdi okumuyorlar.
Detay 3:
Kızının baÅŸ örtüsünü çıkardığını haber veren anne oldukça üzgün görünüyor. Bu sürece nasıl gelindiÄŸi konuÅŸulurken devreye itiraflar giriyor:
Lise son sınıfı özel bir lisede tamamladı, onu Ä°mam-Hatip’ten almakla büyük hata yaptım.
Detay 4:
Okula yeni baÅŸlamış bir kız çocuÄŸu en çok sevdiÄŸi Peygamberlerin isimlerini sayıyor. Duruma ÅŸahit olan büyüÄŸü ise ÅŸükür secdesi yapıyor.
Detay 5:
Annesi ve teyzeleri ile bir hasta ziyaretine giden dokuz yaşındaki bir kız çocuÄŸu. Ä°smi Meryem, üzerinde uzun ve pek güzel bir elbise, başında ise örtüsü var. Kızını tıpkı Hz. Meryem gibi yetiÅŸtiren annesinin dizinin dibinde oturuyor.
Detay 6:
Ara tatil kitabına mola veren birinci sınıf talebesi bir kız çocuÄŸu adap bilgisine dair hazırlanmış etkinlikli kitabı eline alıyor. Bir müddet sonra bir ÅŸey fark ediyor:
“Hala öÄŸretmenimizin tatil için verdiÄŸi kitabın cümlelerinde yapalım, bulalım diyor. Bence bu kitap yanlış, baksana yapın, bulun diyor.
Bu detayları hafızamızın saÄŸlam bir kösesine göndererek geçmiÅŸten baÅŸka bir okuma notunu hatırlayarak ilerleyelim.
Romantik Sürgünler’de geçen “ideallerimizi aramak için yola çıkmıştık ama tutkular ve hayal kırıklıkları ile döÅŸenmiÅŸ uzun bir yolun sonunda sadece kendi gerçekliÄŸimizle karşılaÅŸtık” itirafını bilmeyen yoktur herhalde. Ä°çinde bulunduÄŸumuz duruma yakın bir özet. Cümleleri ödünç alarak ÅŸu ÅŸekilde uyarlamak mümkün:
Dinimizi tebliÄŸ etmek için yola çıkmıştık ama bireyselleÅŸme, meslek edinerek statü kazanma ve konforlu yaÅŸama ile döÅŸenmiÅŸ uzun bir yolun sonunda sadece kendi gerçekliÄŸimizle karşılaÅŸtık. Farkındayım biraz ironik oldu hem zaten gelinen noktada kendi gerçekliÄŸimizle karşılaşıp karşılaÅŸmadığımızdan da emin deÄŸilim.
En iyisi bu çeliÅŸkiye nokta koyup tesettür, takva, imaj, moda kavramlarını merkeze alan okuma notlarına dönelim. Meclislerin gündem maddesi mahiyetindeki yirmi yıl önce sahip çıktığımız meseleler bugün ne kadar derdimiz sorusu zihnimi meÅŸgul ederken yöneldim kitap sayfalarına. Çünkü hızla deÄŸiÅŸiyorduk ve bu deÄŸiÅŸim bizi iyi kılmıyordu. Satır aralarında rastladığım hayat tasavvurumuzun kırılma noktalarından ne kadar haberdarız sorusu beraberinde sarsılmamız gereken baÅŸka ifadeleri de getirdi:
• Modern insanla dindar insan arasında ne yazık ki pek bir fark kalmamıştır. KüreselleÅŸme zihinlerde tamamlanmış gibi görünüyor.
• Bir grup Müslüman kadın hem Müslüman hem de feminist olunabileneceÄŸine inanıyor. Gerçek Müslüman kadın feminist olamaz.
• Önümüzdeki yılların Müslüman kadınlar açısından nasıl bir evrilmeye sürüklendiÄŸini tespit edebilmek için kendi kızlarını yetiÅŸtiren annelerin nasıl davrandığına bakmak gerek. Zira ikinci nesil kamusal alanda rol alırken anneleri gibi olmak istemiyor.
• 70-80 kuÅŸağı “ötekiler” tarafından “anneleriniz gibi deÄŸilsiniz” diye eleÅŸtirildi. 90 kuÅŸağı cemaat tarafından anneleri gibi olmadıkları için. (Peki günümüz gençliÄŸi sorusunu üzerinde düÅŸünmek ve çözüm üretmek için ilave etmiÅŸ olalım)
• Biz en büyük kırılmayı kadının baÅŸta eÄŸitim hakkı olmak üzere tüm haklarını kullanmak talebiyle kamusal alana adım atması ile yaÅŸadık.
• Kul olmanın en önemli özelliÄŸi teslimiyetin kelime olarak modernleÅŸme rüzgarından etkilendiÄŸini söylemek mümkün. Ä°nanmak için önce aklileÅŸtiriyoruz.
• Ä°slami kesime getirilen her yasak Müslümanların direncini pekiÅŸtirmek yerine modernleÅŸmesini hızlandırıcı bir fonksiyon üstlendi.
Müslümanların kamusal alan tecrübesi ile birlikte yaÅŸadığı durum yirmi yılın sonunda özetle böyle. GiriÅŸte verilen detaylara binaen yol haritası Allah Resulünden gelsin. Biz zihnimizi peÅŸi sıra gelen soruyla yoralım.
“Nefret ettirmeyiniz, müjdeleyiniz, zorlaÅŸtırmayınız, kolaylaÅŸtırınız. Yargılayıcı olmayınız, bağışlayıcı olunuz.”
BaÅŸ örtüsünü zoraki örten, mahiyetini kavramadan bir ÅŸekilde başını örtü ile kapattıktan sonra açmak isteyen kızlar ve peygamberin rehberliÄŸinden bihaber kendilerine idoller bulan kızlar ve elbette erkekler için dertlenmenin ötesindeki adımları atmanın vakti ÅŸimdi deÄŸilse ne zaman?
MaÅŸallah dedirten bir güzel detay ile son verelim yazıya. “Nasıl yaÅŸarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz” rivayetinin karşılık bulmuÅŸ halini geçtiÄŸimiz günlerde Samsun’da yaÅŸadık. Kur’an’ın hem hafızı hem öÄŸreteni hem de yaÅŸayanı olan bir Müslüman vefat etti. Cenazesine yakınlarının yanı sıra, hoca arkadaÅŸları, yetiÅŸtirdiÄŸi talebeler, ÅŸehirde onu tanıyıp bilenler ya da duyup gelenler, ÅŸehir dışından, yurt dışından gelenler katıldı. Cenaze namazının kılınacağı camiyi çevreleyen tüm yolların insan seline teslim olduÄŸu ve cemaatin öÄŸle namazı için çevredeki yakın cami ya da mescitlere gittiÄŸinin bilgisine ulaÅŸtık. Vesile ile rahmetli dedemizin teyze torunu hafız Osman Erbay aÄŸabeyimize mevlâdan rahmet diliyorum.
Henüz yorum yapılmamış.