Sosyal Medya

Makale

Bölünüyorum O Halde Varım!

İnsan dâhil canlılarda biyolojik büyüme, hücrelerin bölünüp çoğalması ile meydana gelir. Yani bir canlının topyekûn nihai olgunlaşmaya erişebilmesi ancak hücrelerinin bölünebilme yeteneği ile mümkün olmaktadır. Hücrelerin bölünüp kendi bir benzerini meydana getirebilmesinin ve benzer hücrelerin bir arada ahenkli duruşlarından doku, organ ve sistemlerin oluşmasının temel şartı; bölünecek hücrelerin belirli bir olgunluğa ulaşmış olmasıdır. Hem mikro planda hem de makro planda bir olgunluğa erişim söz konusudur.

Olgunluğun temel göstergesi bölünme olmakla birlikte asıl hayati olan; bölünme aşamasını yaşıyor olan hücrelerin nerde duracaklarını da biliyor olmalarıdır. Zira sürekli büyüme bir olgunlaşma göstergesi değil bir ciddi bir hastalık belirtisidir. Diğer taraftan sağlıklı ve olgun bir hücreyi taklit eden ama hücre olmayan patolojik unsurlara ‘kanser hücresi’ denildiğini de hatırda tutmak gerekiyor.

Toplumsal hayat canlı bir organizma gibidir. Toplum insan tekleri ile meydana gelir. Toplum, insan teklerinin kendi öznel varlıklarını inkâr etmeden ünsiyet temelli bölünmesinden (doğum) yaratılan yeni insan teklerinin ahenkli birliktelikleri (aile, boy, aşiret, köy, kasaba, şehir, devlet) ile hayat bulur. Toplumsal yaşamda ahenkli bir birliğin tesisi için bölünebilme temel şarttır. Bölünebilme yeteneğinin, ‘olgunlaşmış olma’ haline işaret ettiğini zikretmiştim.

Toplumsal çatışma neden husule gelir?

Hatırda tutmamız gereken kanser hücresini yakın plana almanın vakti gelmiştir.

Kanser hücresi iki ana eylem üzerinden canlı organizmayı ifsad eder. Birincisi; ahenkli bir büyümeyi mümkün kılan bölünebilme yeteneğine eşlik etmesi gereken ve en üst olgunlaşmaya işaret eden ‘durabilme’ şuurunu ortadan kaldırır. Böylece doku ve organlar içerisinde sürekli bir büyüme olayı ortaya çıkar. Doku ve organ içinde ama doku ve organ olmayan adına tümör dediğimiz birikimler meydana getirerek asıl doku ve organı teslim alır. İkincisi; hücrelerin bölünerek kendi benzerlerini meydana getirebilme yeteneğine müdahale ederek, ahenkli büyümeyi ortadan kaldırır. Böylece doku ve organlar ve nihayetinde organlardan oluşan sistemler oluşamazlar, gelişemezler.

Eğer bir toplumsalda bütün toplumsal rollere müdahale eden, toplumsal yaşamın olağan ritmini denetlemek, baskılamak, sınırlamak, yönlendirmek isteyen bir irade var ise o toplumsalda kanser hücreleri aktif hale gelmiş demektir. Toplumsal bedenin ihtiyacı olmayan şuursuz bölünmeler yaşanıyorsa o bedende de kanser hücreleri aktif haldedir. Şuursuz bölünme; olgunlaşmadan çoğalmak demektir. Esasında bu durum ‘ölü doğmaktır.’ Ölü doğanlara ne diyebiliriz ki…

Organizmalar kendilerine yönelmiş tehditlere cevap verirler; eğer ortada bir tehdit algısı var ise. Kanser hücreleri sureti haktan gözükerek olgun hücre taklidi yaptıkları için çoğu zaman organizmalar kendilerine yönelmiş hayati tehditleri algılayamazlar. Şükürler olsun ki ‘vahiy’ nimeti inananlara ‘sürekli teyakkuz’ halinde olma ayrıcalığını bahşetmiş. Elhamdülillah.

Bu arada itiraf ediyorum; bu yazım oldukça ‘Platon’vari oldu. İyisi daha bizden birisine atıf yapmak; pek bir ‘Farabi’vari oldu diyeyim. En iyisi daha sıcak ve daha müktesebatımıza uygun olsun; ‘Vahdet içinde Kesret’ arayışı… Doğrusunu Allah bilir. O Alîm ve Hakîmdir.

Selam ve dua ile

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.