Sosyal Medya

Makale

Hizmete Eyvallah Ama Ranta Hayır

tarihinde yayınlandı.

Ak Parti ve Ak Parti sevenleri şunu iyi bilsinler; Ak Partiyi her eleştiren düşman değil.

Kabul, %20’lik azgın bir kesim var ki Ak Parti ağzıyla kuş tutsa onlara yaranamaz.

Erdoğan, onların çok sevdiği/istediği bir icraatı bile yapsa bir kulp bulup karşı çıkarlar.

Ama gerçekten Ak Partiye düşman olmadan, hakikat namına yanlış olduğuna inandıkları için bazı icraatlara itiraz eden/muhalefet eden insanlar bunlardan daha fazla.

Üstelik bu insanların önemli bir kısmı sandığa gittiğinde yine de Ak Partiye oy veriyor.

18 yıllık Ak Parti iktidarını 2 eşit kısma ayırmak lazım.

İlk 9 yılda, asker ve derin yapının tüm baskısına rağmen halkla beraber yürüyen, adeta destan yazan bir Ak Parti vardı.

Sonraki 9 yılda ise asker ve derin yapıyla dirsek temasına geçmiş; her geçen gün halktan uzaklaşan; icraatların azaldığı, polemiklerin/çatışmacı dilin arttığı; dava adamlarının partiden uzaklaştığı ve buna paralel akbabaların partiye üşüştüğü bir döneme şahitlik ediyoruz.

Ak Parti şuan ilk 9 yılın mirasını yiyiyor. O da tükendiğinde ve özellikle bu son dönemdeki çizgisinde ısrar ederse sonu bir ANAP’tan veya DYP’den çok farklı olmayacak.

Hizmetlere kimsenin itirazı yok.

Marmaray’a, 3. Havalimanına, 3. Köprüye, Osmangazi Köprüsüne, İstanbul-İzmir Otoyoluna, Şehir Hastanelerine, yerli otomobile vs karşı çıkmak için ya hain ya da aptal olmak gerekiyor.

Ama bu işlerin ihale ediliş şekline, benzer örneklerinden daha pahalıya mal edilmesine, yüklenici firmalara abartılı garantilerin verilmesine, göz göre göre yapılan yanlış anlaşmalardan kaynaklı doğan tazminatlara vs ses çıkarmamak için de ya aptal ya da başka bir şey olmak gerek.

Nitekim bu işletmelerden ve imzalanan antlaşmalardan kaynaklı hazineden ciddi rakamlar çıkıyor.

Öyle bir noktaya geldik ki bir proje gündeme geldiğinde parti çevresindeki akbabalar hemen o projeye üşüşüp projeyi ranta çevirme derdinler.

Örneğin Kanal İstanbul projesi gündeme geldiğinden beri, proje güzergâhındaki arsa el değiştirmelerini mercek altına alırsanız ne demek istediğimi anlarsınız.

Açıkçası, Kanal İstanbul projesi gerçekten bir ihtiyaç mı yoksa birileri için rant oluşturma gayreti mi emin değilim.

Bal tutan parmağını yalasın eyvallah ama baldan milletin ağzına bir parmak, kendine avuç avuç götürmesin.

Ak Parti freni patlak kamyon gibi yokuş aşağı gidiyor. Her geçen gün tabanı eriyor.

Bu saatten sonra ancak ve ancak yolsuzluk ve hırsızlıkla samimi bir mücadele kendisini uçuruma yuvarlanmaktan kurtarır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.