Makale
Doğu'dan Batı'ya Uzanan Bir Dokunuş: Yazımda Kardeşlik Var
Allah'ın günleri haftaların, ayların, mevsimlerin içinden geçerek ilerliyor. Geçerken içimizde çeşitli izler, hafızalarımızda bazı oluşlar bırakıyor, çok sayıda habere şahit kılıyor.
Malum olduÄŸu üzere okulların yaz tatiline girmesi ile birlikte camiler kapılarını çocuklara açtı. "Camiler Çocuk Dolsun, Ahlâkı Kur'an Olsun" sloganı ile hayata geçirilen yaz Kur'an kurslarında sona gelindi. Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı ile Türkiye Diyanet Vakfı iÅŸbirliÄŸinde yürütülen 'Yazımda KardeÅŸlik Var' projesi ise tamamlandı. Proje kapsamında DoÄŸu ve GüneydoÄŸulu terör maÄŸduru ailelerin çocukları ile Ege ve Marmara bölgesinde eÄŸitim gören orta öğrenim öğrencilerine yönelik yaz kampı gerçekleÅŸtirildi.
Kampın kapanış programına katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada "en yüce idealin Yaratana itaat ve yaratılanlara merhamet olduğunu öğrendiniz" dedi. Programda katılan bir diğer isim İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise "bu kamp bizi yeniden özümüzle buluşturan bir program oldu" şeklinde konuştu.
Açıklamalar özetle böyle. Peki yaz Kur'an kurslarından geriye kalan ne? Bizim dikkat kesilmemiz gereken nokta tam da burası. Sekiz haftalık eÄŸitimin sonunda talebelerin bir çoÄŸu Kur'an-ı Kerim'e geçti, dualar ezberledi, çeÅŸitli etkinliklere katıldı. Buraya kadar olan kısım buz dağının görünen kısmı. Asıl mühim açı derinlerde olan bitenler. Bu süre zarfında çocuÄŸun belleÄŸinde unutamayacağı kareler birikip birikmediÄŸini merak ediyorum. Meselâ hocasıyla arasında sıcak bir baÄŸ kurulabildi mi? Sonra severek mi gitti kursa yoksa zorla mı? En yüce idealin Yaratana itaat ve yaratılanlara merhamet olduÄŸunu gereÄŸince kavrayabildi mi?
Tüm bu soruların odağında öğreticilerin duruÅŸu var şüphesiz. Zira çocukların özellikle camiye severek gitmeleri çok mühim. Tebessüm sadakadır hadisinin vücut bulmuÅŸ hali olmalıdır hoca. Yine çocuklarla çocuklaÅŸmalı, onların ruhundan anlamalı. Bir ders halkası gördüm geçenlerde. Samsun Derebahçe'de köy camisinin avlusuna kurmuÅŸ masayı genç hoca. SaÄŸ tarafına kız talebeleri sol tarafına erkek talebeleri yerleÅŸtirmiÅŸ. Sükut ile dinliyordu talebeler, aÄŸaçlar gölge olmuÅŸ kuÅŸlar ise ritim yapıyordu. Öyle güzel bir tabloydu ki. FotoÄŸraf makinesiz gezdiÄŸim ender anlardan birisiydi, zaten düşünmedim pozlamayı. Evvelen izinsiz olmaz saniyen bu naif kareyi kalbimin bir köşesine yerleÅŸtirmeyi daha makul buldum. Kâh yolda yürüdüğüm bir gün kâh seminer anlatırken hatırlayıp gülümserim artık kendi kendime. Hem böylesi daha saÄŸlam, hafızanız sizi terk etmediÄŸi müddetçe kaybolması zor bu karelerin.
Cami ve çocuğu aynı kadrajda buluşturan bir haber ise şöyle:
Çamlıca camiinde düzenlenen etkinliÄŸe binlerce çocuk ve ailesi katıldı. Normal gibi görünen bu anonsun detaylarında dolaÅŸan zihnim avlunun lunapark havasında olmasına takılıyor. Kantarın topuzunu kaçırıyoruz sanki. Çocuklar camiyi sevmeli elbette ancak bu minvalde verilecek uÄŸraÅŸlar baÅŸka türlü olmalı diye düşünüyorum. Aksi taktirde cami çocukların kafasında oyun oynanan bir yer ÅŸeklinde yerleÅŸecek. Camiyi sevdireceÄŸiz tamam ancak anlayacağı ölçüde ibadete vurgu yapılmalı. Cami adâbı evde öğretilmeli vs.
Yazının giriÅŸinden itibaren bahsi geçen çalışmalar pek kıymetli şüphesiz. Ellerinde elif cüzleri ile camilere koÅŸan çocukların seslerinden daha güzel bir tını var mı ÅŸu gürültülü dünyada. Düşünsenize belirlenen zaman dilimi içerisinde rabbini ve peygamberini tanıyor bu güzide talebeler. Bundan daha güzel bir ders aynı programın kış mevsiminde de devam etmesi olur herhalde. Zira bu tür çalışmalarda esas olan ilke devamlılıktır. Bir yerde kesintiye uÄŸradığı taktirde sil baÅŸtan yenilemek icap eder. Hem de insan unutur, hakikâtleri hatırlamaya ve birbirimize hatırlatmaya ihtiyacımızın olduÄŸu aÅŸikâr. EÄŸer burayı atlar isek karşımıza her geçen gün iç daraltan bir haber çıkacaktır.
Yurt haber kapsamında ekranlara düşen hamile kediyi pitbula parçalatan çocuklar vtr'si geçtiÄŸimiz günlerde tanık olduklarımızdan birisi. Haber deÄŸeri taşıyıp taşımaması bir tarafa habere konu olan detayları akıllara ziyan veren cinsten. Ne tarafından tutsak elimizde patlayacak bir durumun özetidir ÅŸahit olduÄŸumuz. Ä°ster psikolojik açıdan ister sosyolojik ister teolojik açıdan bakalım son tahlilde tehlikenin farkında olmaktan ve çözüm üretmekten alâ çıkış yok.
Yine son günlerin bıktıran tekrarlarından birisi ise Suriyeliler üzerinden yürütülen propaganda. Ne hazindir ki kuyuya düşen kedi, köpek kadar kıymet görmeyen Suriyeliler üzerinden bilinçli ve programlı bir istismar politikası yürütülüyor. Sürekli aÅŸağılanıyor, dışlanıyor ve haklarında asılsız iddialar sıralanıyor. YaÅŸanan bu geliÅŸmelerin ardından harekete geçen AK Parti yönetimi, Ankara’da toplanan il baÅŸkanlarına, vatandaÅŸlara ulaşıp “kara propagandaya karşı Suriyeli misafirlerle ilgili gerçekleri anlatma ödevi” verdi. Söz konusu ödeve nasıl çalışıldığını zaman gösterecek diyelim ve geçelim.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 'Yazımda Kardeşlik Var' projesi görünürde sadece bir mevsim ve bir bölge ile sınırlı, ümid edelim göremediğimiz açıları Tüm ülkeyi kuşatsın. Çocukların kalbi merhamet dolsun, Suriyeli kardeşlerinin elinden tutsun, kedileri rahat bıraksın. Ben bu başlığı ödünç alarak hayatın bütününe taşımak istiyorum: Sağımda kardeşlik var, solumda kardeşlik var, evimde kardeşlik var, mahallemde kardeşlik var, parkımda kardeşlik var, okulumda kardeşlik var. Karşılaştığımız ve yaşadığımız durumlara göre bu başlıkları çeşitlendirmek mümkün.
Dışarıdan kulağıma bir ses geliyor. Fatiha suresini ezberlemiş bir çocuk, sürekli okuyor. Anneannem bayram için ülkelerine giden Suriyelilerin ardından ağlayarak "vah vah, Allah kimseyi yerinden yurdundan etmesin" duasını yapıyor. Sonra Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği'nin Samsun şubesi yönetimini belirleyerek çalışmalarına başlama kararı alıyor. Bize de hayırlı olsun duasıyla hayata, şehre ve insana naif bir iz bıraksın temennisinde bulunmak düşüyor. Vesile ile yaklaşmakta olan kurban bayramı şimdiden mübarek olsun.
Henüz yorum yapılmamış.