Sosyal Medya

Makale

15 Temmuzu Bitirmek

Olayın hatırası küllendikçe 15 Temmuz kutlamaları devletin soğuk protokol kutlamalarına dönüşecek....

15 Temmuz gecesi yaşananlar bu ülke tarihi açısından çok önemliydi.

Bu ülkede yaşayan insanlar nesillerdir, üniformalı ve silahlı birini gördü mü, yolunu değiştirir karşı kaldırıma geçerdi.

Belki ülkenin %99’unun sevdiği Adnan Menderes hukuksuzca idam edildiğinde kimseden çıt çıkmamıştı.

Ardından kaç muhtıra/darbe daha oldu ama herkes sus pustu.

Bu sadece bu ülkeye mahsus bir durum değil; dünyanın çoğu yerinde toplumların benzer durumudur.

Normalde namlunun ucunu görünce ortadan kaybolan bu millete o gece bir şeyler oldu. Kurşunların karşısına dikildi, tankların üstüne çıktı. Yere düşen arkadaşını kenara çekerken kendi öne fırladı.

(Burada hakkını vermek lazım ki Erdoğan’ın darbe karşısında ortadan sıvışmayıp dik durması ve bunu millete göstermesi önemli bir etkendi.)

Bunu sosyolojik açıklamasını öyle kolay yapamazsınız.

Bu duruş, başta Ortadoğu olmak üzere dünyadaki birçok topluma da takdir edilecek bir ders oldu.

Aynı zamanda bu vakadan sonra Türkiye’de darbe yapmak isteyenler olursa artık iki kez düşünmek zorunda kalacak.

Bu açıdan 15 Temmuz direnişini önemsiyor ve unutturulmaması gerektiğini düşünüyorum.

15 Temmuz direnişinin önemi konusunda (bunu Erdoğan’ın başarısı sayıp Erdoğan düşmanlığından dolayı buna karşı çıkanlar hariç) herkes hemfikir.  

Fakat bir olayı olduğu gibi değerlendirip kabul etmek yerine olaydan zoraki hain/kahraman çıkarma; olayı ululaştırıp tapınmaya çevirme hastalığımız, 15 Temmuz vakasını olduğu mecradan uzaklaştırıyor.

15 Temmuz’u resmi bayram ilan etmek, bu olayın önemine vurulacak en büyük darbeydi. Çünkü bu ülkede insanlar resmi bayramlara karşı değil ama dini bayramlar gibi kendine ait de hissetmez.

Belki olayın sıcaklığını hissedenler 15 Temmuz’u birkaç yıl daha kutlar ama olayın hatırası küllendikçe 15 Temmuz kutlamaları devletin soğuk protokol kutlamalarına dönüşecek.

15 Temmuz’u bir “Demokrasi Mücadelesi” gibi göstermek çok basit kalır; hele ki o gece ölenleri “Demokrasi Şehidi” diye adlandırmak o kahramanlara yapılabilecek en büyük hakarettir bence.

O kahramanları düşündükçe (çoğu yerde) 15 Temmuz’un şarkılı türkülü şenlik havasında kutlanması insanın içine oturuyor.

Kabullenemediğim bir diğer konu da 15 Temmuz gecesi hanımlarının etekleri altına saklananların sonradan ortaya çıkıp kahramanların kanları üzerinden kahramanlık taslamalarıdır.

O gece Erdoğan’ın duruşu çok önemliydi; dik durmasaydı muhtemelen bu direniş de bu kadar büyümez ve muvaffak olamayabilirdi. Erdoğan için sokaklara çıkanlar olduğu gibi Erdoğan’ın şahsından bağımsız sokağa ineneler de vardı.

Erdoğan’ın 15 Temmuz gecesi direnişini salt kendi şahsına yapılan destek gibi görürse 15 Temmuz ruhunu saptırır, hata eder. O gece hiçbir partiyi desteklemeyenler olduğu gibi başka partiden insanları da gördüm. Örneğin o gecenin ilk saatlerinde sokaklardaki MHP’lilerin sayısı Ak Partililerden az değildi.

Özetle; 15 Temmuz, silahlı zorbalığa ve keyfiliğe karşı halkın bir tepkisiydi. Bundan sonra olabilecek silahlı zorbalıklar için bir örnek ve derstir/kazanımdır. Bu direnişi mitleştirmek veya ekonomik/siyasi ranta çevirmek bu kazanımın hebası olur.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.