Sosyal Medya

Makale

Ortak Bir Algının Oluşumu

Ortak bir düşünce zemini kurulamadığı sürece bize dayatılan görüşlerin girdabında debelenmeye devam edeceğiz. O yüzden bize dayatılan temel kavramlarla hesaplaşmaya başlamayı öneririm...

Avrupa merkezli bir kültür ve bilgi evreninden beslenen zihnin kendini tanımlaması veya baÅŸka kültür evrenlerini dinlemeyi becerebilmesi mümkün görünmüyor. Çünkü Avrupa merkezli bakış, Avrupa dışındaki bütün kültür ve bilgi havzalarına uzak durmayı gerektiriyor. Ä°nsanlık tecrübesi baÄŸlamında ele alındığında, Avrupa tecrübesi asgari olana tekabül etmektedir. Avrupa merkezli bakışın çok güçlü bir yabancılaÅŸma hissi uyandırdığı açıktır. 

YabancılaÅŸmanın psikolojik hastalıkların temelini oluÅŸturduÄŸu gibi psikoloji dışı hastalıkların stresten kaynaklı olduÄŸu düşünüldüğünde onların da kaynağı durumunu korumaktadır. Yani her türlü hastalığın sebebi olan yabancılaÅŸma modernlik baÄŸlamında kaçınılmaz gibi durmaktadır. YabancılaÅŸmanın temelini ise modernliÄŸin sahip olduÄŸu kurgusallığın yattığını söylemek bir aydın sorumluluÄŸudur. Batı düşüncesi, muhataplarını gerilikle, cahillikle, yetersizlikle akılsızlıkla itham ederek var olmaya çalışıyor. Bu ithamların doÄŸal sonucu olarak bir aÅŸağılık duygusunun varlığını ilzam ederek çift yönlü bir yabancılaÅŸmayı öne çıkarmaktadır. Hem muhataplarında derin bir aÅŸağılık kompleksi oluÅŸturarak yabancılaÅŸtırdığı gibi kendisinde de bu yalana olan güvenin pratik veya akli aksiyomlarda yanlışlanabilmesi yüzünden tepkisel bir yabancılaÅŸmaya kapı aralamaktadır. O yüzden Avrupa bunalımlı bir kiÅŸiliÄŸi içselleÅŸtirerek yaÅŸamaya devam ediyor. Bu durumu Avrupa merkezli kiÅŸiler nasıl yaşıyor sorusuna verilen cevaplarda bulmak her zaman mümkün… 

Ä°nsanların eÅŸitlik, özgürlük ve demokrasi yalanları ile nasıl aldatıldıklarının canlı tanıklarıyız. Özellikle eÅŸitlik ile adalet duygusu yok edildi. Özgürlük ile hak ve hukuk gibi temel mefhumlar ve bununla birlikte psikolojik zemini kuran utanma, edep gibi temel davranışlar da ortadan kaldırıldı. Demokrasi ile de kocaman bir tiyatro kurularak ÅŸovmenliÄŸe pirim verildi. Demokrasi, Avrupa dışında kalan bütün ülkelere kan ve gözyaşından baÅŸka bir ÅŸey getirmedi. Ayrıca en önemli etkisi ise liyakat ve ehliyeti yok etmesi ve totaliterliÄŸi meÅŸrulaÅŸtırması... Bir avuç kapitalist ailenin çıkarına bütün insanların hak ve hukukları rahatlıkla göz ardı edilebilir oldu… Daha ötesi eÅŸitlik öyle bir noktaya taşındı ki bugün toplumsal cinsiyet kavramı ile bütün cinsellikler eÅŸ deÄŸer hale getirilerek yeni sapkınlıkların kapısı sonuna kadar aralandı. EÅŸitlik diyerek yarın yapay zekâların insanla aynı haklara sahip olacağı yeni bir düzenin kurulması da an meselesi...

Yapay zekâ denilince hemen bir itiraz yükseltiliverir. “O kadar da deÄŸil.” Aslında tam da o kadar yani… Meselenin özü; bugün tartıştığımız bir konu eÄŸer bilinçli bir tercihle gündeme getirilmiÅŸse ki genelde öyle olur; o zaman yirmi yıl sonrasının zeminini kurmaya yaramaktadır. Sadece şöyle zihinsel bir tarihsel geçmiÅŸe gidelim ve bugüne kadar oluÅŸturulan kırılma anlarına bakalım, nasıl geleceÄŸimizi belirlemeye devam etmektedir. Sadece 90lı yıllarda Ä°slamcıların tartışmaya baÅŸladığı sivilleÅŸme, demokratikleÅŸme ve Medine sözleÅŸmesi baÄŸlamında oluÅŸa gelen tartışmalar Ak Parti’nin desteklenmesine ve meÅŸruiyetini kazanmasına neden olmuÅŸtur. Bugün tartıştığımız toplumsal cinsiyet eÅŸitliÄŸi meselesi ise yirmi yıl sonrası geleceÄŸi belirleyecektir. Yapay zekanın bütün bir hayatı kuÅŸatacağı zeminde kendisine meÅŸru bir zemin oluÅŸturma adına bugün bu tartışmaları planlı bir ÅŸekilde devam ettirmektedirler. Çünkü yeni nesiller bu tartışmaların göbeÄŸinde büyüyecekleri için yarın bu tartışmaları dikkate almadan meseleyi halletmenin yolunu ve yöntemini arayacaklardır. Bugün meÅŸru görülmeyen durumlar yarın meÅŸruiyet kazanacak; tıpkı, seksenli ve doksanlı yıllarda reddettiÄŸimiz birçok ÅŸeyi bugün yapar hale geldiÄŸimiz gibi…

Gerçekten aklımızı başımıza alıp yeniden düşünmeliyiz ve bize dayatılan kavramların günlük hayatımıza ne kadar etki ettiÄŸini gözlemleyerek gerçek anlamlarını deÅŸifre ederek yeni kavramlara ulaÅŸmanın yollarını aramalıyız. Özgürlük diyorsak eÄŸer ve bunda samimi isek öncelikle Avrupa merkezci bir bilgi ve kültüre karşı özgürlüğümüzü savunmalıyız. EÅŸitlikte samimi isek Avrupalı beyaz insanla eÅŸit olmalı ve kendi düşüncemi onun düşüncesinden aÅŸağı görmeyecek bir zemini önce beyaz Avrupalıya kabul ettirmenin yöntemini bulmalıyım…

Meseleleri derinlikli kavramalı ve kimsenin etkisinde kalmadan düşünce geliÅŸtirmeyi öğrenmeliyiz. Mesele dinin her hangi bir yorumunu kabul etmek deÄŸil. Dinin bugünkü yorumunun insanlığın karşı karşıya kalacağı sorunları çözme konusunda göstereceÄŸi imkân ve güce göre deÄŸerlendirilmesidir.

Tabii ki dinin yorumlarının şartlarla malul olan boyutları olacaktır. Bugün yapılan yorumun da şartlarla malul olacağı açıktır. Ama her yorumu veya yeniden yorumlama denemesini de şartlarla malul olarak görmemek gerektiği konusunu da ciddiye almakta yarar vardır.

Öncelikli olarak kendimize olan güvenimizi yeniden kazanmalıyız. Özgüven üzerine bina edilen bir düşünce zemini üzerinden bize sunulan bilgi ve yorumları eleştiriye tabi tutmalıyız.

Ayrıca ortak bir algı ve idrak çerçevesi için gerekli olan akıl, bilim, yorum gibi modern epistemenin eleştirisini yapmak ve bugüne kadar insanlığa kattığı iyi ve güzel bir şeyler varsa onları tartışmaya başlamak ilk adım olabilir...

O zaman temel ve kadim soruyu sorarak başlamalıyız: Erdem nedir ve nasıl elde edilir? Hangi davranışlar erdeme aittir? Bizi erdeme taşıyacak olan episteme nedir?

 Erdem üzerinden bir ortak tasavvura sahip olduÄŸumuzda din ve dinin yorumları ile din alanının dışında kalan bilme edimleri ve erdeme dair bakışları da deÄŸerlendirecek bir ölçümüz olacaktır...

Ä°slam’ın bu konulara cevabı açık ve nettir. Ä°slam’ın yeni bir yorumunun iÅŸlevselliÄŸini tartışmaya açmak mevcut sorunları aÅŸabilmenin imkânlarını yoklamada önemli bir avantaj saÄŸlayacaktır. Mesele Ä°slam’ın bugüne dair söyleyeceÄŸi ÅŸeyleri düşünecek bir zihni çabaya sahip olabilmeye cesaret etmektir. Bunun meÅŸru zemini ise neyle hesaplaÅŸma yapılacaksa hakikate ulaÅŸmayı ÅŸiar olarak ön görmekten geçmektedir. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.