Sosyal Medya

Makale

Doğu Akdeniz'e ilişkin skandal açıklamalar gösteriyor ki, mesele ciddi ve derindir.

Türkiye, Doğu Akdeniz'e ikinci sondaj gemisi olan Yavuz'u göndermesinden sonra, skandal açıklamalar peş peşe gelmeye başladı. İlk skandal tepki Avrupa Birliğinden geldi.

Avrupa BirliÄŸi Dış Ä°liÅŸkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini şöyle skandal bir açıklama yaptı: "Türkiye Kıbrıs'ın kuzeydoÄŸusunda illegal ÅŸekilde yeni bir gemi göndermesi büyük bir endiÅŸe oluÅŸturmuÅŸtur. Avrupa Konseyi, atılan bu adıma "uygun önlemler" almayı düşündüğünü ve Kıbrıs'la dayanışma içinde olacağını ‘’ söyledi.

Her ÅŸeyden önce Türkiye, Kıbrıs’ta Garantör bir devlet olmanın gereÄŸi olarak hukuken Kuzey Kıbrıs Türklerinin hakkını savunmak zorundadır. Türkiye DoÄŸu Akdeniz’de arama yapmasının ruhsatını Kuzey Kıbrıs Türk hükümetinden almıştır. Dolaysıyla aramalar hukukidir ve Avrupa BirliÄŸinin iddia ettiÄŸi gibi illegal deÄŸildir.

DiÄŸer bir skandal açıklamaysa, Rusya’dan geldi. Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sisteminin alımı konusunda, ABD ve bazı Avrupa ülkeleriyle iliÅŸkilerinin gerildiÄŸi bir zamanda, Rus Dış Ä°ÅŸler Bakanlığının sitesine koyduÄŸu ÅŸu açıklaması dikkat çekicidir: ‘’ Türkiye yeni bir araÅŸtırma gemisini, Kıbrıs'ın münhasır ekonomik bölgesine gönderdiÄŸi haberlerinin ardından, bölgedeki geliÅŸmeleri kaygıyla izliyoruz. Kıbrıs'ın egemenliÄŸinin ihlâl edilmesinin, Kıbrıs sorununa kalıcı, adil ve uygulanabilir bir çözüm için ÅŸartların saÄŸlanmasına yardımcı olmayacağına inanıyoruz.

DoÄŸu Akdeniz'deki krizin kapasitesini artıracak adımlardan kaçınılması; ölçülü davranma ve siyasi akılla hareket edilmesi; sorunlu konuların çözümü için diyalog ve karşılıklı çıkarlar dikkate alınarak çaba gösterilmesi çaÄŸrısını yapıyoruz.’’

 

Zaten Türkiye’de diyor ki, karşılıklı diyalog ve adil bir paylaşım olsun ancak burada diyalog ve kalıcı bir çözümden kaçan Türkiye deÄŸil Yunanistan’dır. Rusya bunu bildiÄŸi halde bu skandal açıklaması akıllara ‘’acaba Kudüs’te yapılan üçlü zirvede alınan bir kararın sonucu mu?’’ Sorularını getirdi.

Hatırlanacağı üzere geçen ay Ä°srail’in talebi üzerine Kudüs’te, ABD, Rusya ve Ä°srail’in ulusal güvenlik baÅŸkanları bir toplantı yapmışlardı. Bu toplantının konusu görünürde Ä°ran’ın Suriye’deki rolünü sınırlandırmak olduÄŸuydu. Ancak biz buna pek inanmamıştık ve 05.06 tarihinde ‘’kritik üçlü zirve Ä°srail’de’’ baÅŸlıklı yazımızda: ‘’ DoÄŸu Akdeniz’deki zengin enerji kaynaklarında Rusya’ya bir pay mı vermek istiyorlar? Bekleyip göreceÄŸiz.’’ DemiÅŸtik.

Bu yazımızdan sonra 26.06 tarihinde ‘’Kritik üçlü zirve Kudis’te’’ baÅŸlıklı yazımızda şöyle bir soru sormuÅŸuz: ‘’ Zihnimi kurcalayan baÅŸka bir soru, Ä°srail’in önemli gördüğü ‘’deÄŸiÅŸimin’’ kapsamı son günlerde Türkiye’nin canını sıkan Ä°dlib’e yapılan saldırlar ve Yunanistan’ın DoÄŸu Akdeniz enerji paylaşımında Türkiye’ye karşı şımarık tutumunu kapsıyor mu?’’ Bu yazıları yazdıktan kısa bir zaman sonra Rusya’nın bu skandal açıklaması aslında beni ÅŸaşırtmadı. Özellikle büyük devletlerin dış politikalarını anlamaya çalışırken, ne dediklerine deÄŸil ne demediklerine hep dikkat etmiÅŸimdir.

GeliÅŸmeleri dikkatle takip edeceÄŸiz ama DoÄŸu Akdeniz’e iliÅŸkin peÅŸ peÅŸe gelen bu skandal açıklamalar gösteriyor ki, mesele ciddi ve derindir.

1 Yorum

  1. Samim

    Temmuz 10, 2019 Çarşamba 09:05

    Bana kalsa asıl savaş ülke içinde olacak içeride vatandaşı iktidarı muhalefeti bir olursak atlatırız lakin türkiye de aç karınla ve ekonomik enkazın altında kalan halkla ve liyakatsız iktidarla nasıl atlatacağız odasıda muamma

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.