Sosyal Medya

Makale

CHP, Ak Parti'ye benzediği için kazandı; Ak Parti de CHP'ye benzediği için kaybetti

Nihayet İstanbul seçimleri sonuçlandı. Sonuç, malumun ilanı oldu.

Ak Parti, İmamoğlu’nun 13 bin farklı tartışmalı başkanlığını iptal ettirip 800 bin oyla açık ara galibiyetini ilan ettirdi.

Bana göre bu başarı İmamoğlu’nun değil Ak Parti’nin başarısıdır(!)

2010 Anayasa referandumundan bu yana Ak Partiye gönül veren insanların önemli kısmı her seçimde “Yetmez ama evet” diyerek destek veriyor.

İlk başlarda gayri demokratik güç odakları ve bürokratik oligarşi yüzünden Ak Parti’nin yanlışlarını/eksikliklerini anlayışla karşılanıyordu.

Fakat her yeni seçim sürecinde iktidar gücünü artıran Ak Partiye karşı yapılan serzenişler bir süre sonra yüksek sesli itirazlara dönüştü.

Son birkaç seçimdir Erdoğan ve kurmayları, “sandıkta verilen mesajı aldık…” diyor ama beklentilere cevap verecek adımlar yerine, göstermelik ve günü kurtaracak adımlar atıyorı. Birkaç kişiyi/teşkilatı değiştirmeyle sorun çözüldü zannettiler.

İstanbul seçiminden sonra kurdukları cümle “kendimizi seçmene anlatamadık…” oldu.  Oysaki olması gereken cümle “seçmeni anlayamadık…” olmalıydı.

CHP niye kazandı veya Ak Parti niçin kaybetti sorusunun cevabı aslında apaçık ortada:

CHP, Ak Parti’ye benzediği için kazandı; Ak Parti de CHP’ye benzediği için kaybetti.

Dikkat edilirse CHP, Ak Parti’nin ilk kurulduğu dönemdeki siyasetini takip etti:

(Şahsen CHP’nin samimiyetine inanmıyorum ama sonuçta) Kucaklayıcı, kendinden farklı düşüncelere saygılı, mazlumun hakkını arayan, statükoya başkaldıran bir siyaset/söylem izledi.

Ak Parti ise CHP’nin 2000’li yıllardaki siyasetini yaptı:

Statükocu, devleti ve kendini korumaya alan, ülkenin selametini kendine bağlayan, kendinden olmayanı ötekileştiren/aşağılayan/hain ilan eden, kartel medyasını ahlaksızca kullanan vs bir siyaset izledi.

Sonuçta, seçmen 2002’de oy verdiği söyleme tekrar oy verdi. Yani seçmen değişmedi; olduğu yerde duruyor. Demek ki değişen Ak Partinin kendisi.

Kaybeden sadece Ak Parti olmadı; bu millet de kaybetti. Bana göre CHP zihniyeti, bu ülkenin başına gelmiş en büyük felaketlerden biridir. Ak Parti gelseydi bu yapısıyla belki CHP’den bir tık daha iyi olurdu ama istediğimiz eski Ak Parti olmayacaktı.

İstanbul seçimleri, Ak Parti açısından bir başka bitmişliği de ortaya koydu: Erdoğan artık kurtarıcı değil.

Düne kadar Ak Parti, sıkıştığı yerde Erdoğan’ı meydana çıkartıp bir miting yaptırarak insanları tekrar yanına çekebiliyordu. Ama İstanbul seçimlerinde (ben öyle sanıyorum) Erdoğan’ı özellikle seçim ortamından uzak tuttular.

Anlaşılan 31 Mart seçimlerinde Erdoğan’ın seçim sürecine müdahil olması halk da antipati oluşturdu. İnsanlar Erdoğan’ın en azından Belediye Seçimlerine müdahil olmasını istemiyor.

Son bir yılda Erdoğan’a olan güvende ciddi düşüş var. (Fanatik Erdoğancılar dışında) Erdoğan’a destek veren/vermiş insanlar, Erdoğan’ın son dönem siyasetini, duruşunu, psikolojisini yüksek sesle tartışıyor.

Ak Parti içinde Erdoğan’ın (uygulamada) tek belirleyici olması, etrafındaki mevcut kadronun güven vermemesi, partide kendini uyaracak/nasihat edecek pek fazla kimsenin kalmamış olması, Erdoğan’ın yanında durmayan eski Ak partililerin hemen hain ilan edilmesi Ak Partiye gönül vermiş tutarlı kesimi rahatsız ediyor.

Ak Partiye dava gözüyle bakanlar, her geçen gün partiden uzaklaşırken/uzaklaştırılırken; Ak Partiyi, ganimete ulaşma yolunda bir fırsat görenlerin sayısı artıyor.

2002’deki Statüko karşıtı, antimilitarist, ümmetçi, kucaklayıcı Ak Parti gitti yerine statükocu, militarist, milliyetçi ve ötekileştirici bir parti geldi adeta.

Bu son siyaseti bu millet kabullenmedi ve kabullenmeyecek.

Ak Parti, yokuş aşağı giderken freni patlamış bir kamyon gibi hızla uçuruma doğru gidiyor. Bu saatten sonra yapacağı değişikliklerin bir işe yarayacağını sanmıyorum. Bir istisna hariç; “kendi içinden başlayarak yolsuzlukla mücadele…”

Ak Partiyi uçurumdan çevirirse “Yolsuzlukla Mücadele” çevirir ama o da imkânsız gibi.

Parti içinden/dışından yolsuzluğa bulaşanlar bunu engellemeye çalışacak. Hatta karanlık güçler devreye girecek, hükümeti devirmeye, mücadeleyi saptırmaya çalışacak.

Özetle Ak parti için bundan sonrası büyük sıkıntı.

Ak Parti giderse sadece Ak Partililer kaybetmeyecek; bu millet hatta Türkiye’yi umut gören yüz milyonlar kaybedecek. Bu ülkede uzun bir süre ( en azından bir nesil boyunca) İslami siyasete/siyasetçilere olumsuz gözle bakılacak.

Buna sebep Ak Parti’nin kendisidir; bir türlü bitmek bitmeyen hırsların sahipleri ve uçurumun kıyısına gelinmesine rağmen hala gözünü açmayan, kör biatte ısrar eden destekçilerdir

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.