Sosyal Medya

Makale

ABD İran Çekişmesi ve İdlib Saldırıları

Malumunuz ABD geçen aydan beri Basra Körfezinde, savaş gemileriyle savaş uçaklarıyla İran'a gözdağı veriyor.

İran da ABD’yi yapacağı herhangi bir saldırıda pişman edeceklerini söyleyerek tehdit ediyor.

Trump’un başkan olmasıyla ABD-İran ilişkilerinde yeniden bir kırılma başladı.

Akıllara şu soru geliyor; 2015’te İran’la yapılan Nükleer Antlaşma sonrasında başlayan yumuşama süreci niçin tekrar sertleşti?

Birçok sebep sayılabilir ama en önemlisi “İsrail’in Güvenliği” meselesidir.

Özellikle İran’ın, İsrail’in burnu dibinde Suriye’de oluşturduğu askeri güç İsrail’i tedirgin ediyor.

Lübnan’da İran’a bağlı Lübnan Hizbullah’ı ve Suriye’deki İran’a bağlı birlikler ve İran’ın buralara yığdığı silahlar, olası bir İran İsrail çatışmasında İsrail’i ciddi ciddi tehdit ediyor.

2015 yılında yapılan antlaşma sonrasında Batının uyguladığı ambargolar yumuşayınca İran, yurtdışındaki birçok varlığına kavuştu ve artan petrol ihracatıyla büyük ekonomik kazanımlar elde etti.

İran bu ekonomik kazanımlarını ağırlıklı olarak; Irak, Yemen, Lübnan ve Suriye’deki askeri yapılanmalarına aktardı.

İran; Irak, Yemen, Suriye ve Lübnan’da yerli halktan oluşturduğu veya Pakistan, Afganistan ve Yemen’den devşirdiği Şii milislerle İsrail’i ve ABD’nin Ortadoğu’daki çıkar noktalarını adeta kuşattı.

ABD’nin Ortadoğu’daki önceliği İsrail’in güvenliği olduğunu sağır sultan bile biliyor.

İsrail, sık sık Suriye’deki İran hedeflerini vuruyor ama İran’ın Suriye’deki etkisini kıramıyor.

İsrail’in güvenliği için İran’ın Suriye’den çıkartılması gerekiyor.

Trump geldiği günden beri İsrail için çalışıyor. İran’ı Suriye’den çıkartmak için İran’a sıkı bir ambargo uygulatmaya çalışıyor. Bu konuda ciddi mesafe de elde etti. Ama İran hala Suriye’den çıkmamak için direniyor.

ABD, İran’ın bu direncini kırmak için savaş filosunu Basra Körfezine yığdı. Amaç, İran’ın en büyük ekonomik geliri olan petrol ihracatını engellemek. ABD filosu, ambargoya uymayıp İran’dan petrol alan petrol tankerlerine gözdağı veriyor.

ABD’nin, İran’ın petrol ihracını tamamen engelleyemeyecek gibi görünüyor ama önemli bir darbe vuracağı aşikâr.

Bunun bir adım ötesi, (zayıf bir ihtimal olsa da) İran’ın başta Suriye ve diğer yerlerdeki askeri gücüne sınırlı askeri harekâtlar olması bekleniyor.

İran, Suriye’den bir şekilde çıkarılacağını biliyor.

Dünya kamuoyu önünde çıkıyor gibi yapıp olabildiğince askeri gücünü örtülü olarak Suriye’de bırakma çabasında.

Bazı kaynaklar, İran’ın Afganistanlı Şii milislerden devşirdiği “Fatimiyyun Tugayını” Suriye’den çekmeye hazırlandığını söylüyor.

Pakistanlı seçkin ve eğitimli Şiilerden oluşturduğu daha az sayıdaki “Zeynebiyyun Tugayını” da yine kendisine hizmet edecek şekilde Esed güçleri arasında kamufle etmeye çalıştığı bir diğer iddia.

Sonuçta İran, Suriye’den az veya çok çekilecek.

İran, çekilmeden önce İdlib’teki muhaliflere son bir darbe vurup etkisizleştirmeye çalışıyor. Son bir aydır İdlib’teki aralıksız saldırıların gayesi budur.

Aslında ABD ve İsrail’in yapacağı bir askeri harekât (Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn buna katılmaya dünden razıdırlar) İran’ın bölgedeki etkinliğini büyük ölçüde kırar. Ama İran’ın varlığı ABD ve İsrail’in işine yarıyor.

İran’ın mezhepçi ve milli politikaları İslam coğrafyalarında büyük kırılmalara sebep oluyor. Suud’un Selefi ekolü de işin içine girince ümmet içi çatışmalar kaçınılmaz oluyor.

Ortadoğu’da Müslümanlar,Suud ve İran yüzünden İsrail ve ABD ile mücadele etmek yerine birbirileriyle mücadele ediyor.

Suud, Mısır, BAE ve Bahreyn zaten ABD ve İsrail’e hizmet ediyor. ABD ve İsrail, İran’ı yok etmeden ama kendilerine de zarar veremeyecek şekilde ayakta tutmaya çalışıyorlar.

ABD ve İsrail’in Ortadoğu’daki varlığı İran, Suudi Arabistan ve Mısır sayesindedir.

Özetle ABD’nin yaptığı gövde gösterisi İran’ı bitirmek için değil, İsrail’in güvenliği için Suriye’den çıkartmak içindir.

 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.