Makale
Bayram, jeeplere binme işi değil, sırattan geçme işidir
Zamanın kollarında yeni fırsatlar kollarken, kendimizi Şehr-i Ramazan?ın kucağında bulduk. Rahmet ayı kulları yine kuşattı.
Kahredici bir hayatın kavurucu sıcağında rahmet meltemleri yüreklerimizi okÅŸuyor, ruhumuzu besliyor…
Ruhun açlığını, kalbin açıklığını başka nasıl giderebilirdik? Hamdolsun ki; Ramazan ayı yetişti bize.
Rahman, Ramazan, Kur’an, Furkan birbirinin mütemmimi… Ne muhteÅŸem kelimeler… En güzel kelimeler, en güzide insanların gündeminde ve gönlünde yer etti. Bu kelimelerle yürüyen yürekler, yeryüzünün efendileri, vahyin ÅŸahitleri olma ÅŸerefi ile arzın imarını, nesillerin ıslahını üstlendiler…
Oruç günleri, Allah gündemli günlerdir. Kendini Allah’tan gayrısına kapatmış oluyorsun. Allah’tan baÅŸkasına geçit yok, diyorsun…
Ramazan orucu Âlemlerin Rabbine râm olmaktır. Tüm benliÄŸi ile kulun Kur’an’a raptolmasıdır…
Oruç tutmak aslında kendini tutmaktır. Yani durulması gereken yerde durmaktır. İçgüdülerin güdümünden kurtulup Allah’ın habline/ipine ve Habibine tutunmaktır…
Ramazan hilali ile yeni bir hâle ve yeni bir hayata doÄŸru hareketlenmiÅŸ oluyoruz. Dağınık, belirsiz, bulanık ve boÅŸ bir yaÅŸamın kuÅŸatmasından kurtulup, kullukta toparlanmak için oruç en güzel bir fırsattır. Bu vesile ile hayatı rotasına oturtma imkânı bulmuÅŸ oluyoruz…
KulluÄŸun saÄŸlaması, hataların telafisi için oruç önümüzü açtı. Kırık-dökük, derme-çatma bir yaÅŸama çeki-düzen vermek için ele geçen bu fırsatı basiretli kullanmalıyız. Çünkü oruç saatleri, sahihleÅŸmenin, salihleÅŸmenin, safileÅŸmenin süreci olarak bize sunuluyor… Çamurumuzu tesviye, ruhumuzu tezkiye, nefsimizi terbiye, kalbimizi takviye bu günlerde gerçekleÅŸir…
Evet, bedenin yorgunluÄŸunu atıp, dünya yükünü hafifletip emaneti taşımaya, teklifi yaÅŸamaya daha bir kararlı olmaktır…
Gerçek olan ÅŸu ki; Ramazan ayı ayılma ayıdır. Günahtan ayrılma ve arınma hâlidir. Lezzetler, ÅŸehvetler, istekler hepsi ama hepsi geri çekilir, öne çıkan sadece O’nun sözüdür…
Doyumsuz nefisleri durdurmanın yolu oruçtur… Hamlıklardan kurtulmanın, tutkuları aÅŸmanın, tutsaklığı kırmanın ÅŸifresini Ramazan bize veriyor…
Ramazan bir seferdir. Rutin dışı bir çıkış… İçsel bir inkiÅŸaf… AÅŸkın bir atılım… İçkin bir fetih…
Ramazan; bilmek, bilenmek ve bilinçlenmektir. Birlikte olmanın ruhuna ve huzuruna ermektir… Tek kiÅŸilik dünyalardan sıyrılıp biz iklimine yürümektir…
Oruç, deruni bir hicret, enfusî bir cihad, engin bir urûctur.
RabbanileÅŸme yolunda ince bir rikkat, derin bir dikkat üzere olmaktır…
Hayattan kopmadan, hayatın içinde kalarak Hayy ve Kayyum olanla iletiÅŸim kurmuÅŸ oluyoruz. En azından süreli de olsa dünyevileÅŸmeye ara vermiÅŸ, Hedonizme “dur” demiÅŸ oluyoruz…
Arada kalan insanlar aradıklarını ancak Ramazanda bulur…
Evet, oruç üzerinden kendimizi bakıma almış oluyoruz… Tevbe ile durulup kendimizi tamamlamış oluyoruz… Dua ile doyum ve dolum gerçekleÅŸiyor…
“Ol”manın, olgunlaÅŸmanın, onurlanmanın zemini ve zamanı Ramazan günleridir… Çünkü oruç Allah’tan kuluna verilmiÅŸ açık bir çektir… Aklını kullananlar için tükenmez bir kredidir…
Kulluğun kalitesi, ruhun rehabilitesi oruçla gerçekleşir.
Åžeytanı savmak için, savm…
Saim ve kaim olanlar sırat-ı müstakimde daim oldular… O halde savm ü salât üzerinden feyz ü necata yürüyoruz…
Abid olmak… Arif olmak… Akif olmak… Yani adam olmak… Ä°ÅŸte bunun mektebi Ramazandır… Çünkü onda Kur’an indirildi…
O Kur’an ki; beyan, furkan, hidayet onda…
Bir Ramazan ayında indirilen Kur’an, bu Ramazanda bizim hayatımıza inecek mi, yürekten yürürlüğe girecek mi? Yoksa Mushaf hafızalarda mahfuz mu kalacak?
“Gerçek ÅŸu ki; Biz onu (Kur’an’ı) kadir gecesinde indirdik.
Kadir gecesinin ne olduÄŸunu sana bildiren nedir?
Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır” (Kadir, 97/1-3)
Kadir gecesi ile kıymet kazanmanın eÅŸiÄŸindeyiz. Kadir gecesinin kadri nereden geliyor? Çünkü o geceye Kur’an indi. Neden bin aydan daha hayırlı? Çünkü Kur’an’ı bize taşıyan geceydi…
O halde kendisine, hayatına Kur’an inen kiÅŸi binlerce kiÅŸiden hayırlı olmaz mı?
Kendisine Kur’an inen toplum binlerce toplumdan daha hayırlı deÄŸil midir?
Kendisine Kur’an inen evin binlerce evden daha hayırlı olduÄŸuna kuÅŸku kalır mı?
Ama merak ediyorum; acaba mirasla ilgili ayetler ailemize indi mi?
Faizle ilgili ayetlerin iÅŸyerimize indiÄŸinden emin miyiz?
Adalet ve ahlâkla ilgili ayetlerin toplumumuza ulaÅŸtığını söyleyebilir miyiz?
Evet, öncelikle ten toprağımızdaki fıtrat tohumunu vahiy yaÄŸmuru ile sulamamız gerekiyor. Çürümemek ve çamurlaÅŸmamak için…
Ramazan hasat zamanıdır, harman vaktidir…
Ä°tikâfla, ittika ile ve tüm ihlâsımızla bu ilahi gündemden nasiplenmeye bakalım. Evet, inziva deÄŸil itikâf…
“Şüphesiz ben yakınım” diyene yakın durmaktan daha büyük devlet olabilir mi? Ä°ÅŸte oruç tutmak, Allah’a yakın durmaktır…
Bize düşen görev; “Åžah damarımızdan daha yakın” olana tüm benliÄŸimizle bende olmaktır…
Rüştümüzü ispat etmek istiyorsak, temyiz gücümüzün ortaya çıkmasını bekliyorsak ve temiz kalmak niyetinde isek ne yapacağımız bellidir…
Allah’a firar etmek… Rabbe rücû etmek… Ä°ÅŸte feraset budur, beklenen fırsat da bu günlerdir…
Ä°stemez miyiz, “Allah yürüyen ayağımız, tutan elimiz, konuÅŸan dilimiz, gören gözümüz”olsun?
Yoksa kör, kötürüm, topal ve lâl olmaktan kim bizi kurtarır?
O halde, hazır mıyız? Ä°tikâf ile Allah katında itibar kazanmaya… Ä°lahi nefha ile soluklanmaya… Allah ile iliÅŸkileri yoluna koymak için itikâf bulunmaz bir fırsattır.
Ruhun yorgunluÄŸunu, zihnin dağınıklığını, kalbin kasvetini ne ile gidereceÄŸiz? Bu sorunun cevabı Ramazan programımız ve yoÄŸunluÄŸumuz ile ilgilidir…
Oruç, Rabbe razı olanların eylemi ve rızayı arayanların seferidir…
“Allah sizi daru’s-selama/barış yurduna davet eder.” (Yunus, 10/25)
Åžayet Ramazanımız Ramazan, orucumuz oruç olursa sonrası; selamdır… Daru’s-selamdır… Ve de bayramdır…
Bayram bir “hak ediÅŸ”tir…
Bayram, rengârenk elbiseler giyme iÅŸi deÄŸil, takva elbisesi giyme iÅŸidir…
Bayram, yaÄŸlı-ballı yemek iÅŸi deÄŸil, takva azığına nail olma iÅŸidir…
Bayram, jeeplere binme iÅŸi deÄŸil, sırattan geçme iÅŸidir…
Bayram, diploma ve kariyer iÅŸi deÄŸil, kitabı saÄŸ tarafından alma iÅŸidir…
Meryem oÄŸlu Ä°sa (as)’ın dili ile diliyoruz ki;
“Öncemiz ve sonramız bayram olsun.” (Maide, 5/114)
Henüz yorum yapılmamış.