Sosyal Medya

Makale

Yeni Zelanda katliamının arkasında İsrail mi var?

Yeni Zelanda’da savunmasız Müslümanları camide hunharca katleden caninin eylemini televizyonlarda, internet sitelerinde, gazetelerde hepimiz izledik ve okuduk. Dolayısıyla bilinenleri tekrar etmemek için bu olay hakkındaki detayları geçiyorum.

Bu olayın işleyişi, biçimi, vermeye çalıştığı mesajı dikkatlice incelediğimizde iki husus dikkatimizi çekiyor. Birincisi, bu olayın bireysel bir eylem olmadığı, ikincisi, bu olayın uluslararası bir mesele olduğu ve bir amaca hizmet ettiği anlaşılıyor.

Birincisi, katilin silahının üzerinde çizilen tarihi olayların ve ÅŸahsiyetlerin isimlerinin yer alması bu katilin arkasında bir gücün olduÄŸunu gösteriyor. Tarih profesörü Murat Bardakçı, bir kiÅŸinin tek başına 14. ve 15. Yüzyılda tarihi olayları detaylı bir ÅŸekilde hiç ÅŸaşırmadan hazırlayıp silahın üstüne kazımasının çok zor olduÄŸunu şöyle ifade ediyor: “caniyi bir tarafa bırakın, en baba bir tarihçinin bile tek başına hazırlaması imkânsızdır!’’ Bir tarih profesörü için zor olan bu listenin hazırlanması ‘’okumayı sevmediÄŸini derslere sınıf geçecek kadar ilgilendiÄŸini üniversiteye gitmediÄŸini’’ söyleyen cahil bir katilin tek başına hazırlaması mümkün olabilir mi? Belli ki bu katilin arkasında bir güç var.

İkincisi, Hristiyan bir ülkede tüm Müslümanların cem olduğu camilerde katliamın gerçekleşmiş olması bu katliamın uluslararası bir mesele olduğunu ve bir amaca hizmet ettiğini gösteriyor.

Bu tespitten sonra, iki soru karşımıza çıkıyor. Birincisi, eğer bu katliam bireysel bir hadise değilse, bu terörist kimin maşası olabilir? İkincisi, uluslararası ilişkileri etkileme potansiyeli olan bu olayla ne hedeflenmek istendi? Bu iki soruya cevap vermek için hiç komplo teorilerine başvurmadan somut verilerin ışığında sebep ve sonuç ilişkisini kurarak cevaplamaya çalışalım.

Bu katilin CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ı hedef alan sözleri, Ä°stanbul için söyledikleri ve Avusturalya’da yaÅŸadığı halde cinayet yerinin Yeni Zelanda olmasından dolayı bu iÅŸin arkasında Siyonist Ä°srail gizli servisinin olabileceÄŸini gösteriyor. Amacı da Türkiye ile Hristiyan dünyasını karşı karşıya getirip yeni bir cephe açıp, DoÄŸu Akdeniz’de keÅŸfedilen enerjinin kullanımında Türkiye’yi denklem dışı bırakmaktır.

Ä°srail’in izlediÄŸi politikayı izlediÄŸimizde ÅŸu hususları görürüz. Ä°srail OrtadoÄŸu’da tek hegemon güç olmak için çalışıyor, bunu saÄŸlamak için bölgenin kaynaklarından istifade edip nükleer silah dâhil askeri yatırımlarını artırıyor. Ä°stihbarat ve manipülasyonlara yatırım yapıyor, nihai hedefi olan Nil ile Fırat arasındaki coÄŸrafyaya hâkim olmak istiyor. OÄŸul Netenyahu, ErdoÄŸan ve Ä°stanbul ile ilgili söyledikleriyle teröristin söyledikleri arasında paralel bir söylemin olması tesadüfi deÄŸildir.

Bu cinayetlerinin arkasında Ä°srail’in gizli servisinin olma ihtimalinin bir diÄŸer nedeni ise, cinayet yerinin Y. Zelanda’da olmasıdır. Katilin yaÅŸadığı yer Avusturalya ve orada da Müslümanların camileri olduÄŸu halde bu cinayetlerin Y. Zelanda’da olması çok manidar. Çünkü Y. Zelanda Dış Ä°ÅŸleri Bakanı Murray McCully, resmi temaslarda bulunmak üzere gittiÄŸi Avusturalya’da yaptığı açıklamada ‘’OrtadoÄŸu’daki barış sürecini engelleyen tek ülke Ä°srail’dir.’’ DemiÅŸti. Haaretz’ in haberine göre Netenyahu Murray McCully arayarak ÅŸunları söylemiÅŸ: ‘’Bu açıklamanız tam bir skandal. Bunun sonuçları olacak.’’

Cevabını aradığım soru ÅŸudur; Yeni Zelanda’yı sarsan bu cinayetler, Netenyahu’nun kast ettiÄŸi sonuçları mı yaşıyor?

Milat

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.