Makale
İdamlar Dursun Demekle Zulüm Bitmiyor
Bitti sandığımız ama aslında hala devam eden ne çok ÅŸey var hayatta. Meselâ bir önceki yazıyı bitirdiÄŸim cümleden devam ederek baÅŸlıyorum bu kez. Belki de her daim baÅŸladığımız noktaya geri dönmenin döngüsüdür bu.
O halde tekrar baÅŸa döndüÄŸümde cümleyi ÅŸöyle kurmam ve devam etmem gerekecek: Åžehadet ayı Åžubat ÅŸehitlerine yenileri eklendi. Mısır'da ülkenin seçilmiÅŸ ilk cumhurbaÅŸkanı Muhammed Mursi ve iktidarının askeri darbe ile görevden uzaklaÅŸtırılmasının 6. yılına idamlar damga vurdu.
Darbe karşıtı dokuz genç daha darbeci Sisi yönetimi tarafından idam edildi. EÄŸer Dünya gereken tepkiyi göstermez ise darbe karşıtı elli kiÅŸinin daha idam edilmesi gündemde. Ne Mısır halkı ne de Ä°slam Dünyası infazı gerçekleÅŸtirilen idamlara yabancı deÄŸil. Tarihsel süreçte her firavun yönetimi benzer sahnelere imza attı. Sahnenin son örneÄŸini ise darbeci Sisi yönetiminde izliyoruz. Tüm bunlar medya kanallarının verdiÄŸi çerçevede malum olanlar. Mevzunun bir de baÅŸka boyutları var ki orası meçhul. Åžimdi biz aklımız elverdiÄŸince filmi geriye saralım ve tarihsel süreci biraz hatırlayalım.
Nil'in bereketi ile ikramlandırılan Mısır, yeryüzünde meskun olan en kadim coÄŸrafyalardan birisi. Antik dönem sonrası 640 yılına kadar Roma idaresinde hüküm süren Mısır, Hz. Ömer'in gönderdiÄŸi birliklerce fethediliyor. Müslümanların fethi ile siyasi, fikri ve dini açıdan en önemli merkezlerden birisi oluyor. Ä°stilalardan yana nasibi bir hayli fazla olan bölgede Fransızların istilası ile yeni bir sayfa açılıyor. Osmanlı'nın dağılması ile bu kez Ä°ngilizlerin hakimiyeti altına giren Mısır, sömürge günlerine devam ediyor.
Mısır denilince Müslümanların hafızasında çaÄŸrışım yapanlar arasında ilk sırayı Hasan El-Benna'nın kurduÄŸu Ä°hvan-ı Müslimin alır dersek abartmış olmayız herhalde. Aynı ihvan, rejimin üzerinde en çok baskı kurduÄŸu cemaatlerin başında yer alıyor. Ä°hvan baÄŸlantılı tutuklamaların özellikle seçim dönemlerinde artışa geçtiÄŸini aktarıyor kayıtlarda yer alan bilgiler.
Nasır, Sedat ve Mübarek ise Mısır'ın yakın tarihine damgasını vuran üç isim. Despot zihinler her fırsatta ulemaya yönelik baskıcı tutum sergilese de ibre her zaman Ä°slami uyanışın biraz daha yükselmesine sebep olmuÅŸ. CoÄŸrafya nasıl kader ise coÄŸrafyaların tarihi de kader. Tarih skalasında daha da geriye uzandığımızda bu saptamayı daha net yakalamak mümkün. Hazreti Musa ile mücadeleye kalkışan dönemin Firavununun derdi ilahlık iddiasına yeltenmekti. Rahman olan Allah, Hazreti Musa'nın zulmün ve zorbalığın ayyuka çıktığı bir dönemde doÄŸmasını murad ediyor. Normal ÅŸartlarda hayatta kalması mümkün deÄŸil. Zira Firavun tarafından doÄŸacak tüm erkek bebeklere ölüm fermanı var. Oysa hakikate gözleri ve kalpleri kör kesilenlerin hesabı tutmuyor. Musa peygamber Allah'ın mucizesi ile doÄŸuyor, büyüyor, peygamber oluyor ve firavunla karşı karşıya geliyor. Hazreti Musa sihrin ve büyünün hakim olduÄŸu atmosferde yine rabbin mucizesi ile tüm yalanları yutan bir asâ tutuyor elinde. Asâ hakikâti iÅŸaret ediyor, ancak sonra ÅŸeytan akıllılar yeniden yeni yalanlar düzenliyor.
Tekrar yaÅŸadığımız çaÄŸa dönerek geçtiÄŸimiz günlerde infazı gerçekleÅŸen idamlara daha doÄŸrusu ÅŸehadetle taçlanan genç ÅŸehidlerin hayat hikayelerine bakalım istiyorum. Tabi ki yüreÄŸimiz yeterse notunu ekliyorum peÅŸi sıra.
Darbeci Sisi yönetiminin idam ettiÄŸi dokuz gençten kimi mühendislik, kimi hukuk, kimi ilahiyat okuyordu.Bu gençlerin haklarında idam kararı verenler ise Mısır’da idam hakimleri olarak biliniyor. Her biri Sisi tarafından muhaliflerin susturulması için kurulmuÅŸ olan terör mahkemesinin üyeleri. Bu notu buraya yerleÅŸtirdikten sonra ÅŸehidlere dönelim yeniden. Onlardan birisi Ahmet Vehdan, hapishanedeyken baba oldu. EÅŸi ona bebeklerini mahkeme salonunda gösterebildi. Eliyle iÅŸaret ederek diÅŸinin çıktığını haber verdi. Kucağına alıp, baÄŸrına basamadığı yavrusuna ÅŸöyle bir mektup bıraktı Vehdan:
"Canım kızım bil ki baban hiç bir suç iÅŸlemedi. Tek kaygım büyük bir zindan olmayacak korunaklı bir vatan bırakmaktı, beni bağışla seni kucaklayamadım, temiz alnını öpemedim, ama deÄŸerlim seni ayrılığın ve vedanın olmadığı cennetin kapısında bekleyeceÄŸim."
Mahmud el-Amedi ise 23 yaşında. Tercümanlık Fakültesinde öÄŸrenim görüyordu. Elektrik verilerek itirafa zorlandı. Amedi'den geriye ise hakimle aralarında geçen konuÅŸma kaldı:
-Kıyamet günü Allah'ın huzurunda senin davacın olacağım. Benim ve beraberimdekilerin mazlum olduklarını sen de çok iyi biliyorsun.
-Ancak sen itirafta bulundun.
-Bana o elektrik düzeneÄŸini getir seninle bir odaya geçelim. Sana Sedat'ı öldürdüÄŸünü itiraf ettiririm. Bize verilen elektrik Mısır'a yirmi sene yeter.
Sadece erkekler deÄŸil kadınlar da Sisi zulmünün odağında. Üzerinde beyaz idam elbisesi, saÄŸ elinde kelepçe olan bir annenin fotoÄŸrafı gündemden haberdar olanların zihnine kazınmış durumda. Bu anne sol eliyle de çocuÄŸunu son kez kucaklıyor. Halen zindanlarda onlarca kadının idamı beklediÄŸi ise gelen bilgiler arasında. Ä°damı bekleyen kadınlar hamile olduÄŸu için doÄŸum sonrasına tehir edilen Firavun merhameti!
Kalbim sözün bittiÄŸi yere gelse de zihnime yeni kelimeler hücum ediyor. Müslümanlar olarak oynuyoruz. Sisi vuruyor, hoop meydanlardayız. Ä°lk olarak gıyabi cenaze namazları kılınıyor sonra sloganlar havada uçuÅŸuyor. Ä°ÅŸin bir de sosyal medyada organize olma boyutu var. Ä°damlar dursun hashtagli paylaşımların arasına karışan bir yorum trajikomik bir itiraf aslında:
Sayımız kırk olunca Kabe'ye yürüyeceÄŸiz, üç yüz on üç olunca Bedir'de kıyam edeceÄŸiz. Henüz bir buçuk milyarız.
Özetle ne "kahrol Sisi" deyince kahroluyor zalim ne de "idamlar dursun" talebi karşılık buluyor. Hz. Ali'nin iÅŸaret ettiÄŸi üzere "bir zulme engel olamıyorsanız onu herkese duyurun" çaÄŸrısına hayat verenler olsun elbette. Zira evvel emirde Allah Resulü'nün zulme ÅŸahit olduÄŸumuzda onu deÄŸiÅŸtirmek için yapmamızı iÅŸaret buyurduÄŸu adımları biliyoruz. Demem o ki sloganlardaki ironiye teslim olmaktansa "ahiret de dünya da Allah'ındır. Allah azizdir, intikam sahibidir" buyruÄŸuna yeniden iman etmek en iyisi.
Henüz yorum yapılmamış.