Makale
Savaş Mümtaz İçin Bir Huzursuzluktur
Ahmet Hamdi Tanpınar 'Huzur' romanına bir savaş trajedisi ile başlar. Bu trajedi romanın sonuna kadar başkarakter Mümtaz'ın psikolojisi üzerinde etkili olur. Mümtaz huzursuz bir karakterdir, tedirdindir. Özellikle yaklaşmakta olan büyük dünya savaşı onu diğer herkesten fazla tedirgin etmektedir. Bu tedirginliği ve trajediyi Ahmet Hamdi Tanpınar'ın savaş karşıtlığına yormak da mümkündür, ancak bütün çıkarsamalardan önce Tanpınar'ın savaş fikrini 'Huzur' romanında ele alış biçimini incelememiz gerekir.
Tanpınar “Huzur”un ilk sayfalarında Albert Sorel’in çarpıcı bir sözünü okura sunar: “Dünya gömlek deÄŸiÅŸtireceÄŸi zaman hadiseler sakınılmaz olur.” Mümtaz'ın yorumu ise bizim için daha önemlidir: “Avrupa’nın sonu…” (s. 19) Ardından bizlere hemen Ä°hsan’ın hastalığından bahsedilir. Bu bizi ilerleyen sayfalarda da anlaşılacağı üzere savaÅŸ Mümtaz için bir yıkımı temsil eder. Onu; anne ve babasından koparan savaÅŸ yeniden kapıdayken, onu bu yıkımdan koruyup hayata tutunmasını saÄŸlayan amcasının oÄŸlu Ä°hsan hastadır. Her ne kadar Ä°hsan’ın hastalığı savaÅŸla doÄŸrudan bir baÄŸlantı taşımasa da yazar savaÅŸtan bahsettiÄŸi satırların hemen arkasına Ä°hsan’ı ölüm döşeÄŸinde resmetmesi okuru Mümtaz karakterinin huzursuzluÄŸunu düşünmeye sevk ediyor.
Mümtaz henüz küçük bir çocukken ansızın baÅŸlayan telaÅŸ ve gürültü arasında babasının cesedinin karşısında yıkıldığına ÅŸahit olur. Bu telaÅŸ karşısında olup biteni kavrayamaz; ama sonra korkunç bir duygu içini kaplar: Babası artık yoktur ve hiç olmayacaktır da. Bir kurÅŸun gibi Mümtaz’ın içine oturan bu duygu karakterinde belirleyici olacaktır, belki Ä°hsan’ın hasta döşeÄŸindeyken Mümtaz’ın büründüğü o boÅŸluk ve korkuyu yeniden bir baba kaybetme tehlikesinin verdiÄŸi endiÅŸe ile açıklamamız mümkün olacaktır.
Henüz Babasının ÅŸokunu atlatabilmiÅŸ deÄŸilken annesinin karşısında eridiÄŸine ÅŸahit olur. Bu yolculuk tamamlanmadan Mümtaz annesi de kaybedecektir. SavaÅŸ ondan önce babasını aldı. Ardından yaÅŸadığı, oyunlar oynadığı ve çocukluÄŸunun hatıralarının bulunduÄŸu topraklardan göç etmesine sebep oldu. Belki de en ağırı ve romanın sonuna kadar hakim olacak o malum kargaÅŸa; anne boÅŸluÄŸunun oluÅŸmasına sebep oldu. Hayatındaki iki kadınla iliÅŸki biçimini de annesinin boÅŸluÄŸu ya da ortaya çıkan travma üzerinden okumamıza imkan veren bir metin ile karşı karşıyayız. Ancak bu konudan bizi uzaklaÅŸtırma riskini de beraberinde taşıyor, çünkü Mümtaz’ın karmaşık dünyasını tekdüze indirgeyecek açıklamalar bizi hataya sürükleyecektir.
Son tahlilde görüyoruz ki savaÅŸ Mümtaz’ın elinden sahip olduÄŸu her ÅŸeyi ellerinin arasından hoyratça almıştır. Satır aralarına sıkıştırılan yeni bir savaşın beklentisi karakteri üzerinde bu denli etkili olmasının sebebi de budur, çünkü savaşın ÅŸu an elinde olan her ÅŸeyi de elinden almaya muktedir olduÄŸunu bilmektedir. Bu yıkımlar üzerine ÅŸahsiyetini inÅŸa etmiÅŸ olan Mümtaz savaÅŸa karşıdır.
Romanın bütününde okuduÄŸumuz Mümtaz karakteri birçok yönü ile Tanpınar’ın kendisini anlattığı sayfalarla doludur. ÖrneÄŸin Ä°hsan ile Mümtaz’ın iliÅŸkisi bize Tanpınar ile Beyatlı iliÅŸkisini hatırlatır. Bu vesileyle Mümtaz’ın savaÅŸ karşıtlığı ve tedirginliÄŸini Tanpınar’ın savaÅŸ karşıtlığına da yorumlayabilmek mümkündür. Mümtaz’ı savaÅŸ karşıtı bir aktivist gibi gösteremeyiz belki ama ondan son derece tedirgin olan hazzetmeyen bir karakter olduÄŸunu söyleyebiliriz.
Henüz yorum yapılmamış.