Sosyal Medya

Makale

İnsanın Ontolojik Yolculuğu

Yol, yolcu ve yolculuk, insani hayatiyetin nirengi noktasıdır. Yol olmadan yolcunun bir anlamı olmadığı gibi yolcunun olmadığı bir yol da anlamını tamamlayamaz. Yolculuk, insani varoluşun temel özelliğidir. İnsan yolcudur ve yolculuğa yazgılıdır. Bütün varlık bur yolculuğa yazgılıdır. "Dileyerek veya dilemeyerek bana doğru gelin" emri ilahisi bu yazgının temelini oluşturur. Her varlık, bir dönüş öyküsünün sahibi olmaya mahkumdur. Bu mahkumiyet, kişiyi dünyaya mıh gibi çakılmaya izin vermez! Böylece varlığın dünya ile ilişkisi geçici olarak kurulmuştur.

Varlığa üflenmiÅŸ ruhla insan, varoluÅŸ macerasına baÅŸladı. YolculuÄŸun bu ontolojik zeminini insan unutmadan yaÅŸamına dair kaygıları dile getirmeli… Varlığa üflenen bu ruh, insanda farklı bir mümeyyizlik oluÅŸturuyor. Varlığın beka sorunu da burada gizli… Bu ruh aynı zamanda dinamik ve hareketli bir iÅŸleyiÅŸi ve iÅŸlevi üstlenir. Hareket berekettir yargısı da buna dahil olmalı… Ali Åžeriati’nin deyimiyle durgunluk kokuÅŸmuÅŸluktur. Ama dinginlik, serapa huzur olmalı. TaÅŸların yerli yerine oturması anlamını taşımalı deÄŸil mi?

Kaygı, insani maceranın nihai yönelimini iÅŸaretler. Ä°stikamet üzere bir yaÅŸamın varlık alanında mümkünlük kazanması, kaygının yoÄŸunluk derecesine baÄŸlıdır. Kaygı üzere bir yolculuÄŸun istikamet belirleyen yapısı, insanı diri tutan ve ayak çelmelere karşı uyarıcı iÅŸlevi unutulmamalı. ‘Ä°nsan, nisyanla malul’ yargısını ülfetle gidermeye çabalamalı ki kiÅŸi, varlığın karşı karşıya kaldığı tuzaklardan sıyrılabilsin… Yol, yolcu ve yolculuk, kaygının ana eksenini oluÅŸturur. Yolun ve yolculuÄŸun tuzaklarına karşı yolcunun sığınacağı bir zaman ve mekan oluÅŸumudur kaygı… Her kaygı bir arayışı tetikler. Arayış varlığın sancısıdır. Her sancı beraberinde bir hareketliliÄŸi taşır. Arayış bu hareketliliÄŸin içinde bir mekan tutar.

Arayış, insani varoluÅŸun mütemmim cüzü! Ä°nsanın ayağının çelme yemesine zemin hazırlaması baÄŸlamında da arayışın olumsuz boyutunu dikkatle iÅŸaretlemeliyiz. Kaygı, arayışın yönünü belirler. Ancak kaygının neliÄŸi ve niteliÄŸi, yönelimin istikametiniiÅŸaret eder. Arayış, tökezlememe halinin itiyat kazanmasına yönelik bir beklentinin adıdır. Kaygı ve arayış birbirini tetikleyen ve tamamlayan öğelerdir. Biri diÄŸerini ıskalayamaz…

Yolculuk halinin oluşturduğu acelecilik ve çabuk bezme hallerinin insani boyutu, yolun anlık sıçramaları ve kısa sapmaları meşru zemine taşıdığını öğrenmeliyiz. Bu meşruluk, meşruiyetin dışındaki zihni aldanıştır. Sınama hali, aldanışın ontolojik temelini oluşturur. Zaman ve mekanda sınama insani yanılmanın ve aldanışın oluşumunu belirginleştirir. O yüzden hayatın bir sınama olduğu kabulü, olaylar karşısında daha teennili bir yaklaşımı olgunlaştırır ve aldanmayla aldatılmayı engelleyen bir pozisyonu sağlamlaştırır.

Her arayış bir beklentiyi doğurur. Beklentiler ise, kişinin istikametine etki eder. Beklentilerin olumlu ve olumsuzluğu kişiliğin hayır ve şerrini etkiler. Kaygı, arayış ve beklenti, kişilik oluşumunun başat öğeleridir. Bunlar birbirlerini besleyen ve tetikleyen unsurlardır. Beklentinin tanımlanması ve betimlenmesi sahih ve sağlıklı kriterlerle gerçekleştirilebilirse istikametin yönünü ve niteliğini belirler. Beklentinin iki boyutlu olduğu ve negatif ile pozitif boyutu içinde taşıdığını görmemiz gerekir. Bu görüş, bizi hangi boyutu öne çıkaracağımız konusunda etkin kılar. Beklentinin gecikmesi ve ulaşılmasının imkansızlaşması karşısında kişilik bunalımının başlangıcını oluşturacağı gibi farklı bir arayışın pençesine düşmeyi de kolaylaştırmış olur. Birde beklentinin bizzat kendisinin yanlışlığı müsellem ise, zaten yol, yolculuk ve yolcunun hali duman olur.

YolculuÄŸun tek boyutlu ve tek katmanlı olduÄŸunu düşünmek bir aldanıştır. Ä°nsan çok boyutludur, bu boyutluluÄŸunu da varlığın çok boyutlu olmasından almaktadır. Yaratılış, çok katmanlı ve çok boyutluluk üzerine bina edilmiÅŸtir. Ä°nsan imtihan içindir. Ä°mtihan insani bir eylemdir. Her imtihan yeni bir yolculuÄŸun dışavurumudur. ‘Her an bir iÅŸ üzere oluÅŸ’ ilahi boyutun yadsınamaz bir gerçekliÄŸi ise; varlığın bu her an oluÅŸun gerçekleÅŸmesindeki zemini üzerine derin düşüncelere dalmak, varlığın çok katmanlı yapısını biraz da olsa çözümleme konusunda bir izlek sunacağını söyleyebiliriz.

Zihinsel yolculuÄŸun siyasal yolculuktan, bedensel yolculuÄŸun, toplumsal yolculuktan, duygusal yolculuÄŸun ise akli yolculuktan farkı üzerine derin teemmüllerde bulunmaktan imtina etmemeliyiz. Ki ancak insani yolculuÄŸun aÅŸamalarını doÄŸru bir okumaya ve iÅŸaretlemeye imkan bulalım…

Duygu ve düşünce dünyası ile mantık ve kalp iliÅŸkisini bir kez daha derinden kavramadan yolculuÄŸun istikametinin sahih ve saÄŸlamlığını garanti edemeyiz…

Hayatın kendisi Allah’a doÄŸru bir yolculuÄŸa çıkmaktadır. ‘Ä°steyerek veya istemeyerek bana doÄŸru gelin’ fermanı ilahisi, varlığın yolculuÄŸunun istikametini belirlemektedir. Hayat kendisi içinde de deveran ederek yolculuÄŸunu sürdürmeye azami gayret göstermektedir. Topraktan insana ve insandan topraÄŸa yapılan yolculuÄŸu sürekli gözlemlediÄŸimiz halde halen hakkıyla bunu bilmenin eÅŸiÄŸinde deÄŸiliz.

Varoluşsal yolculuğu bu zeminde doğru kavradığımızda, kaygı, arayış ve beklentinin oluşturduğu zemini, yeni yolculukların mekan ve zamanı haline dönüştürmeli. Beklentinin bir hedef ve sonucu imlediğini kavrayarak, yanlış sonuçlara kapıları kapatmalıyız. Hedef ve sonuç beklentisi ise, maceranın yanlış kollara yönelimini temellendirir. İlke ve sonuç arasındaki doğru ilişki amaç ve hedefin neliğini belirler.

Hedefle sonuç arasındaki korelasyonu belirleyen araç, insani hasletin bütün ağırlığı ile yaşamsal hale dönüştüğünü açıklığa kavuşturur. Aracın meşruiyeti zemini, amacın kutsallığına halel getirmemeli. Amacın kutsallığı, aracın kutsallığını kutsamalıdır. Pragmatik ve geçici yolculuklar için aracı yanlış kulvardan seçme, insani aldanışın başlangıç adımı olur. Her başlangıç adımı, sonun ilanı anlamında bir öneme haizdir.

Böylece yolcu, yolculuÄŸun çok katmanlı ve çok boyutlu olduÄŸunu idrak ederek hayatın kendi tabii yolculuÄŸunda kendi yolculuÄŸunun anlamını algılayarak yola revan olur. Yolculukta yolun kendisinin de yolculuk kadar önemli olduÄŸunu bilir ve istikametini bu bilinç ile donatarak dönüşün mutlaklığına teslim olur…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.