Hepimiz Meryem miyiz?

Yine ucu Kudüs'e dokunan bir gündem. Yapılan çaÄŸrı çerçevesinde Kudüslü kadınların maruz kaldığı zulmün tüm dünyaya duyurulması hedefleniyor.

"Hepimiz Meryemiz" kampanyası, Uluslararası Kudüs EÄŸitim Kültür ve AraÅŸtırma DerneÄŸi'nin öncülüÄŸünde ilk olarak Türkiye'de hayatageçirildi. Elli ülkede gerçekleÅŸmesi planlanan kampanyanın 8 Mart tarihine kadar devam etmesi bekleniyor. Söz konusu kampanya çalışmaları Türkçe, Arapça, Ä°ngilizce,  Fransızca olmak üzere dört dilde yürütülüyor. Kampanyanın açılış konuÅŸmalarındaki ortak vurgu ise Kudüs tarihi ile özdeÅŸleÅŸen Hz. Meryem'in mücadele ruhunun örnekliÄŸi. Açıklamalarda ayrıca "Kudüslü hanımların sesini duyun ve etrafınıza duyurun" çaÄŸrısı yapıldı.

Kampanyanın her ne kadar 8 Mart tarihine kadar devam edeceÄŸi açıklansa da satır aralarında yer alan 'Kudüs özgür olana dek' ÅŸeklindeki ifade ironik durumumuzu gözler önüne seriyor. Trajik olan ise bu kampanyanın baÅŸlamasından sadece iki gün sonra Ä°srail askerlerinin DoÄŸu Kudüs'te okuldan dönen on altı yaşındaki Semah Mubarek'i sokak ortasında ÅŸehit etmesi oldu. Bir Ä°srail askerini bıçakladığı iddia edilen ve terörist olarak suçlanan Mubarek'in sırt çantasından kitap, defter ve kalem çıktığı kaydedilmiÅŸ.

Åžimdi tüm bu haber dilini bir kenara koyalım ve Müslümanca düÅŸünelim. Acaba tüm bu kampanyalar kapsamında ne kadar bilinçli hareket ediliyor? Hepimiz Meryem miyiz sahiden? KeÅŸke olabilsek, o mücadele ruhunu, o sabır timsali örnekliÄŸi anlayabilsek. Hepimiz Meryemiz demek büyük bir iddiadır ve beraberinde bir duruÅŸ sahibi olmayı gerektirir. Hem Hz. Meryem annemizin mücadelesini, kavramayı hem de Kudüs davasına hakkıyla sahip çıkmayı gerektirir.

Umarım stk'lar ses getirip, popüler olmanın derdinden vazgeçip hayat bulan, kalplere dokunan porojelere imza atarlar bir gün. Yapılan örnek çalışmalar var elbette. 'Öncü Müslüman Kadınlar' baÅŸlıklı sunumlar misâl.

On bir ay evvel dünyaya teÅŸrif eden yeÄŸenime Hz. Meryem'in örnekliÄŸine yani mücadelesine, tevekkülüne, sabrına ve iffetine olan hayranlığımızdan ötürü Meryem ismini verdik. Hayalim ise Mescid-i Aksâ'nın avlusunda koÅŸup oynaması. Neden anlattım bunu, zira Müslümanların deÄŸerlerimizle olan irtibatlarını yeni nesle aktarırken hassasiyet göstermelerini önemsiyorum. EÄŸer görmezden gelir isek bu hassas noktayı isimlerinin manaları ile büyümelerine rehberlik etmez isek Kore hayranı Zeynebler, Meryemler, AyÅŸeler çoÄŸalacak çevremizde. Ve yine hashtag paylaÅŸma heyecanı beraberinde Hz. Meryem gibi olma ve onu anlama heyecanını getirmiyor ise bir yerlerde ciddi boÅŸluk bırakıyoruz demektir.

Yeni nesil ne dediÄŸini anlamadığı müzik gruplarına hayran. BTS misal. Dertli bir anne on üç yaşındaki kız evladının bu gruplara olan hayranlığından yakınırken bir diÄŸer Müslüman anne "nasılsa geçer bu dönem normal" ÅŸeklinde özetleyebiliyor durumu.

Åžahit oluyor ve dinliyorum. Allah Resulü giriyor devreye:

"Kim bir kötülük görürse onu eliyle deÄŸiÅŸtirsin. Åžayet eliyle deÄŸiÅŸtirmeye gücü yetmezse diliyle deÄŸiÅŸtirsin. Diliyle deÄŸiÅŸtirmeye de gücü yetmezse kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir."           Müslim

Durum oldukça net hasılı. ZarifoÄŸlu üstadın deyiÅŸiyle bir duruÅŸu olmalı insanın, bir bakışı, bir anlayışı ve bir davası. Çünkü hemen her sabah bir salâ duysa da kulaklarımız yaÅŸayanlarımız için hayat devam ediyor. Bizim için hayat slogandan öte bizatihi iman ve cihad olsa gerek. Cihad ruhunu yeniden kazanmaktan baÅŸka yol yok.

"Ne yapıyorsun" dedi bir dost. Ne soru basitti ne de cevabı. Sonra "bir ÅŸeyler yapmalıyız" cümlesi girdi araya. Çevrenizde dava ruhuna sahip dostların varlığı için ÅŸükredin ve yola çıkın bir gün. Yanınıza kendinizden baÅŸka kimseyi almayın. Sadece iç sesinizi dinleyin. Ä°sterseniz cihad ruhunu ÅŸaha kaldıran ezgiler de dinleyebilirsiniz.

Yanardağlar hep kıskanır
Gönlümün muradını
Ateşler fersiz alınır
Bilseler yandığımı
Bir yıldızla konuşurum
SusmuÅŸum Meryem gibi
Söz iÅŸlemez yüreklere
Sükutum daÄŸlar gibi