Sosyal Medya

Makale

Kara Delikler Yerine Beyaz Deliklerin Zamanı...

Fizikte kara delikler yok etmeyi temsil ediyor. Yani kara deliÄŸe düşen yok olur. Kısa bir tanım yapmak gerekirse, Kara delik; uzayda bulunan ve ışığın dahi kaçamadığı çok çok güçlü bir çekim gücüne sahip olan kozmik gökcismidir. Einstein’ın genel görelilik kuramıyla tanımlanmış olan kara delikler ışık yaymadığı için kara olarak nitelendirilir.

Temel olarak 3 çeşit kara delik vardır. En küçük kara delikler ilksel kara delikler olarak bilinir. Bilimciler, bu tür kara deliklerin bir atom kadar küçük olduklarını ancak büyük bir dağ kadar büyük bir kütleye sahip olduklarını düşünüyorlar.

En yaygın kara delik tipi ise yıldızsal olarak isimlendirilen orta-büyüklükteki kara deliklerdir. Bir yıldızsal kara deliÄŸinin kütlesi GüneÅŸ’in kütlesinden yaklaşık 20 kat daha büyük olabilir ve yaklaşık olarak 16 km çapındaki bir topun içerisine yerleÅŸtirilebilir. Samanyolu Galaksi‘sinde düzinelerce yıldızsal kara delik bulunabilir.

En büyük kara delikler ise “süper kütleli” olarak isimlendirilir. Bu kara delikler bir milyon tane GüneÅŸ’in bileÅŸiminden daha büyük kütlelidirler ve çapı, yaklaşık olarak GüneÅŸ Sistemi büyüklüğünde olan bir topun içerisine yerleÅŸtirilebilir. Bilimsel deliller; büyük galaksilerin her birinin merkezinde bir tane süper kütleli kara delik bulunduÄŸunu gösteriyor. Samanyolu Galaksimizin merkezinde olduÄŸu düşünülen süper kütleli kara deliÄŸin ismi ise Sagittarius A‘dır. Bu kara delik, yaklaşık 4 milyon tane GüneÅŸ’in kütlesine eÅŸit bir kütleye sahiptir ve yaklaşık bir güneÅŸ büyüklüğünde çapı olan bir topun içerisine yerleÅŸtirilebilir.

 Ama bir de beyaz deliklerin olduÄŸu da artık biliniyor. Beyaz delik ise ilk büyük bing bang patlaması ile sınırlı iken yakınlarda yeniden böyle bir patlamaya tanıklık eden belgeler yayınlandı. 2006 yılında bir örnek patlama görüldü. Yüz on iki saniye süren bu patlamanın baÅŸka bir ÅŸeye benzemediÄŸi için beyaz delik olma ihtimali güçlendi. 

Aynı kara delikte gördüğümüz gibi sonsuz enerji kaynağına sahip olan beyaz delikler, uzayın boÅŸluÄŸunda maksimum seviyelere kadar artan entropiyi, yani faydasız enerjiyi düşürürler. Faydasız enerji, çıkış yerine hiçbir türlü getiri saÄŸlamayan enerji türüdür. Bu duruma örnek olarak GüneÅŸ'in Dünya'yı ısıtması gösterilebilir. Dünya'da bulunan canlılık, GüneÅŸ'ten gelen enerjiyi kullanarak evrenin entropisinin düşürülmesine katkıda bulunur. 

Ancak Güneş'in Dünya'ya gelmeyerek sozsuzluğa giden ışınları, bu entropiyi artırır. Beyaz delikler, yapıları bakımından herhangi bir enerji emilimi ve soğurumu göstermediğinden dolayı entropiyi düşürürler. Varlıklarına karşı çıkan bazı bilim adamları, beyaz deliklerin bu özellikleri nedeniyle evren yasalarına aykırı olduklarını savunurlar.

Bu iki deliÄŸi aÅŸağıdaki görüntüde de göreceÄŸimiz gibi alt üst olarak betimlenmektedir. Yani aslında her olguda olduÄŸu gibi bu kara ve beyaz deliklerde de görüleceÄŸi gibi olgunun iki yüzü vardır. Tıpkı iyi ile kötünün ve doÄŸru ile yanlışın ya da hakikat ile sahtenin vesaire…

 

 

 

Varlığın ve yokluğun beyaz ile kara olarak betimlenmesi ilginç... Üzerinde düşünülmesi gerekli... Ayrıca sembolik olarak siyah rengin Allah'ın remzi olduğu da ariflerce dile getiriliyor.

Sorun varlık ve yokluk olarak betimlendiÄŸinde bu iki deliÄŸin biri yok’a tevdi ederken diÄŸeri vara çıkarmaktadır. Beyaz deliÄŸin yaÅŸamın; yokluktan varlığa çıkışın tüneli olduÄŸunu bildiÄŸimizde aydınlığın ve nurun temsil ettiÄŸi karakteristik olguyu daha iyi anlamlandırma imkânı bulabiliriz...

Bunları salt fiziki olgular olarak düşünmeyelim; örneğin, günah ve zulüm yok ederken iyilik ve güzellik ise var kılıyor. Anlamsızlık yok ederken anlamın kendisi ise var olmayı önemli kılıyor.

Hayatımızda var ile yok olmak eş olgular olarak varlık kazanıyorlar. Yani ölmek ve yaşamak bizim elimizde. Var etmek ve yok etmenin de bizim elimizde olduğu gibi... Tabii ki her şeyin sahibi kudreti sınırsız olan Allahın elindedir her şey. Fakat yaşam başladığı andan itibarın insanın arzusunun bu dünya sona ulaşıncaya kadar belirleyici bir özellik kazandığını da tanık olarak biliyoruz. Ki bu sorumluluğumuzun da dayanağıdır.

Bu temel gerçekliÄŸi dikkate alarak yol almalı ve düşüncelerimizi bu temel gerçekliÄŸe uygun bir ÅŸekilde yeniden düşünmeye ve kritik etmeye baÅŸlamalıyız…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.