Sosyal Medya

Makale

Size soruyorum: Elinizi vicdanınıza koyup öyle cevap verin!

Sadece bizde deÄŸil, 

Hemen hemen dünyanın her yerinde mülteciler ya da ötekiler olarak adlandırılan milyonlarca insanın karşılaÅŸtığı bir sorundur: 

Kin, öfke, kabullenememe ve ırkçılık. 

Özelikle de Arap Baharı denilen Müslüman coÄŸrafyasındaki ayaklanmalarla baÅŸlayan ve  büyük yıkımlara dönüşen trajediden sonra canlarını kurtarmak adına dünyanın her yerine dağılmak zorunda kalan mülteci akınları bu duyguyu daha da depreÅŸtirdi. 

BaÅŸta Avrupa ülkeleri olmak üzere, 

Mültecilere yönelik öfke daha da büyüdü. 

Bunun birçok nedeni var. 

Ama en önemlisi 2000 yılların başından beri devam eden ekonomik krizler, 

Batı toplumunda yaÅŸayan insanların ekonomiden almış oldukları payı azalttı. 

Bu azalmanın yaratmış olduÄŸu kaygı, endiÅŸe ve korku, 

Mültecilerin varlığına yönelik bir tavra dönüştü. 

Ve ekonomik kaygı artıkça. 

Mültecilere yönelik öfkede aynı ÅŸekilde artmaya baÅŸladı. 

Bunu engellemenin yolu olarak mültecilerin Türkiye’de kalması adına yeni bir siyaset geliÅŸtirdiler. 

AB’ye üyelik görüşmeleri ve vize serbestiyeti ile birlikte milyarlık yardım teklifleri sunarak… 

Mültecilerin Türkiye dışında Avrupa’ya gitmemeleri saÄŸlandı.

Bu durum Türkiye’de 4 milyona yakın mültecinin ÅŸimdilik kalma gerekçesi oldu. 

Bu iÅŸin politik yönü. 

Bir de insani yönü var ki… 

EÄŸer hakikaten Suriye’de neler yaÅŸandı konusunu içselleÅŸtirirseniz mültecilere yönelik öfke ve düşmanlığın büyük bir günah olduÄŸunu görürsünüz. 

Bir ülke düşünün, 

Adı Suriye… 

Babadan oÄŸula geçen bir sistemle yönetiliyor. 

Ve dünyadaki bütün örgütlere yer açıyor, 2 ÅŸartla: 

1)    Suriye'de hiç eylem yapmamaları koÅŸulu 

2)    Kendi ülkelerinde Suriye yönetimine destek verme koÅŸulu 

Ve bu ülke: 

Komünist, 

Miliyetçi, 

Sol,

SaÄŸcı, 

İslamcı,

Hiristiyan,

Arap,

Filistinli, 

Türk,

Kürd,

Ä°ngiliz, 

Alman,

Italyan, 

Latin Amerikalı vs.

Yüzlerce örgüte ev sahipliÄŸi yaparak kendi icerisinde de Orta DoÄŸu’nun en tehlikeli istihbarat örgütü olan El Muhaberat ile kan kusturuyor. 

Ama hayat yine devam ediyor Suriye’de

Kimi çaresizlikten,

Kimi korkudan, 

Kimi zamana bırakarak, 

Kimi de destek vererek… 

Suriye yönetimi 2010 yılına kadar sadece içerideki baskılarla örgütlere verdiÄŸi destek ve Lübnan’ı iÅŸgal etmesi ile konuÅŸulan bir ülkeydi.

Ama 2010 yılında Tunus’ta baÅŸlayan ayaklanmalar Suriye’ye de sıçrayınca 

Suriye'nin adı bu sefer iç savaşla anılan ülke olmaya başladı.

Ve bizim hikayemiz de burada baÅŸlıyor. 

Ve elinizi vicdanınıza koyun öyle karar verin! 

Suriye’ye sıçrayan ayaklanma, 

Dünyanın büyük çoÄŸunluÄŸu tarafından desteklendi. 

Esad düşecek, dendi… 

Ama olmadı!

Esad uçaklarla, tanklarla ve bombalarla kendi ÅŸehirlerini, kasabalarını ve köylerini bombalamaya baÅŸladı… 

Bunun karşısında, 

Onlarca örgüt elde silah Esad’a karşı ÅŸehirlerde savaÅŸmaya devam etti. 

Yetmedi! 

Esad yanlısı 81 örgüt kuruldu. 

Ä°ran devleti Suriye’ye girdi.

Ruslar Suriye’ye girdi.

Esad karşıtı örgütlerin sayısı yüzleri buldu… 

Neredeyse her ÅŸehir ve kasaba da bir örgüt kurulmaya baÅŸlandı. 

Ve bu örgütler hem Esad ile hem birbirleri ile savaÅŸmaya baÅŸladılar. 

Ki en lanetlisi DEAÅž oldu… 

Böyle kimin dost,

Kimin düşman olduÄŸu belli olmayan bir ortamda 

1 milyona yakın insan öldürüldü. 

1 milyondan fazla insan yaralandı. 

10 milyon insan göç etmek durumunda kaldı. 

Suriyenin 4/3 ü yıkıldı. 

Tam bir hayalet ülke haline geldi. 

Ve bu vahÅŸet, 

Bu yıkımlar milyonlar günlük hayatlarına devam ettiÄŸi bir zaman dilimi olan 2011 martından sonra baÅŸladı. 

Esad in attığı bombalar kendini yıllarca destekleyenleri de öldürdü. 

 

 

 

Muhaliflerin attığı bombalar Esad’tan nefret eden insanları da öldürdü. 

KurÅŸun ve bombalar insan seçmiyordu. 

Ä°nsanlar niçin öldürüldüklerini anlamadan öldürüldüler. 

Kimseye düşman deÄŸildiler. 

Ya da kimseye dost da deÄŸildiler. 

Sadece Suriye’de doÄŸmuÅŸlardı.

Ve Suriye onların ülkesiydi.

Tek suçları Suriyeli olmaktı.

Onlar:

Esnaftılar, 

Öğretmendiler, 

Doktor ve mühendistiler, 

Avukat, asker ve polistiler, 

Köylü ve işçiydiler, 

Memurdular, 

Kadın ve çocuktular, 

Hiç kimsenin tarafı deÄŸildiler… 

Bir gün devlet bombalıyordu.

Bir gün farklı bir örgüt, 

Bir gün örgütler birbirleri ile savaşırken bombalıyordu onları. 

Bir gün "A" örgütü ÅŸehri ele geçiriyordu. 

Bir süre sonra "B" örgütü ele geçiriyordu. 

Ve bu 7 yıldır devam ediyor. 

Ne zaman biteceÄŸi de meçhul…

Åžimdi soruyorum size:

Herkesin terk ettiÄŸi bu ülkede, 

Herkesin yanlız bıraktığı bu üllkede, 

Ä°yi ve kötünün sürekli yer deÄŸiÅŸtirdiÄŸi bu ülkede, 

Artık sizin savaşınız olmayan bu savaÅŸta, 

Siz yaÅŸamış olsaydınız, 

Ailenizi bu vahşetten uzak tutmaz mıydınız?

Siz olsaydınız,

Bu ölüm tarlalarından ailenizi kacırmaz mıydınız?

Size soruyorum:

Elinizi vicdanınıza koyup öyle cevap verin! 

Ailesini bu cehennemden kaçıran kiÅŸi 

Korkak veya hain olabilir mi!

 

 

 

 

 

 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.