Sosyal Medya

Makale

Alkolün Dokunulmazlığı mı Var?

Bugün sigarayla topyekûn bir mücadele var; kapalı alanlarda sigara içilmesine, 18 yaşından küçüklere satışına, reklam ve tanıtımına izin yok ki doğru yapılıyor. Çünkü sağlığa olan zararları apaçık belli.

Sigara içip kendini kaybeden, cinayet işleyen, tecavüz eden, trafik kazası yapan kimse duydunuz mu?

Ama içki yüzünden işlenen cinayetlerin, tecavüzlerin, kavgaların, trafik kazalarının, ölümle sonuçlanan ihmal ve kazaların, alkol bağımlılığı yüzünden sönen ocakların, tükenen hayatların haddi ve hesabı yok. Ama sigarayla yapılan mücadelenin yarısı yapılmıyor.

Sigara kullanımına kısıtlamalar gelirken kimsenin sesi çıkmadı ama alkol kullanımıyla ilgili sınırlama ve düzenlemeler yapılırken büyük bir kitle yaşamlarına/özgürlüklerine müdahale edildiği gerekçesiyle bayağı gürültü çıkardılar.

Adana’da yaklaşık 10 yıldır her Aralık ayının başında “Rakı Festivali” düzenlenir (geçen yıl gelen tepkiler üzerine ismini “Şalgam ve Kebap Festivali” olarak değiştirildi).

Şehir dışından gelenlerle katılım, her yıl artarak katlandı.

Adana’nın tarihi mekânlarında binlerce insanın sabahlara kadar içmesi, bunu özendirmesi aklıselim insanları rahatsız etmeye başladı.

Son 3-4 yılda STK’ların tepkisine rağmen “Rakı Festivali” yapıldı. Fakat bu yıl Adanalı STK’lar ciddi bir tavır ortaya koydular.

Festival demek, tanıtım/reklam demek, teşvik demek.

İçkinin/Alkolün tanıtımı ve teşviki kanunen yasak; bu yasağı ihlal eden kişilere kabahatler kanunu çerçevesinde işlem yapılması gerekir, işletmelere ise idari cezalar uygulanır. Fakat gelin görün ki bu festivali düzenleyenlere bırakın ceza vermeyi, belediyeler direkt veya dolaylı destek verdiler.

Valilik ve Emniyet, normalde yasal olmayan bu festivale izin vermeyip organizatörler hakkında yasal işlem yapması gerekirken STK’lara baskı yapıp festival karşıtlığını kırmaya çalıştılar. Bu protestoya ön ayak olan STK temsilcilerine “şayet bir olay çıkarsa sorumlu tutulabilecekleri” dile getirerek aba altında sopa gösterildi.

STK’lar tüm bunlara rağmen kararlı durdular. Aklıselim insanları göreve çağırdılar. Konuyu medyaya taşıdılar.

Özellikle sosyal medyadaki büyük tepki sonucu Adana Valiliği, güvenlik gerekçesiyle (yasak olduğu için değil), festivali iptal etti.

İşin ilginç yanı; Adana’daki STK temsilcileri Diyanete ulaşıp festival öncesindeki Cuma günü Adana’daki camilerde verilecek hutbenin konusu “İçkinin Zararları” olsun diye teklifte/ricada bulundular ama Diyanet bunu ciddiye almadı.

Gerçek şu ki bu ülkede Alkolün/İçkinin dokunulmazlığı var.

Yeşilay bile sigara, internet ve madde bağımlılığıyla tam gaz mücadele ederken neredeyse alkolden hiç bahsetmez oldu.

Türkiye’deki Müslümanlar başörtüsü nasıl ki İslam’ın/kendi inançlarının sembolü olarak görüyorsa İslam karşıtı/seküler düşünceye sahip kesimler de Alkolü/İçkiyi kendi dünya görüşlerinin sembolü görüyorlar.

Bu yüzden alkole/içkiye yönelik her tavrı kendilerine/dünya görüşlerine yapılan bir saldırı addediyorlar.

Tabii ki bunda İslamcıların takındığı tavrın/söylemin etkisi büyük.

Oysaki alkol meretinin hiçbir faydası olmadığı gibi ne türlü zararları/felaketleri olduğunu herkes biliyor.

Müslümanların alkole karşı yeni bir tavır geliştirmesi gerekiyor:

Siz-bizbağlamlı söylemler, alkol yerine alkol kullananı hedef almak vs. insanları alkolden uzaklaştırmak yerine adeta alkole daha da bağlıyor.

İçene değil alkolün bizzat kendisine tavır aldığımız net şekilde ifade edilmeli.

Alkolün onca zararına karşı yine de alkol kullanmak isteyenlere karışamayacağımız ama alkol illetinin genç dimağlara özendirilmesine, alkol kullanımından kaynaklı diğer insanlara verilecek zararları da kabullenmeyeceğimiz bilinmeli.

Ötekileştirmeyen, hedef almayan bir dil geliştirilebilse inanıyorum ki başta alkol kullananalar alkol meretine karşı çıkacaktı.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.