Sosyal Medya

Makale

Güvensizlik ve yalnızlık

Dünyevileştikçe bireyselleşen bireyselleştikçe şahsiyetini kaybeden. Kaybettikçe emanete ihanet eden , bu ihanet sürecinde kendini hepten kaybeden ve hayatı organizmanın varlığına indirgeyen,yeme içme eğlenme nefsini tatmin etme gibi hedonist zevk felsefesine pop kültürüne kendini kaptıran böylece kendi kendine en büyük hakareti yapan çağdaş insan , Allah’a olan güvenini, kendine olan güveni kaybetmiş olup trajik yalnızlığını yaşıyor , Allahsızlığı yani...

   Bunun yanında hayatı kutsaldan arındırılmış alanları hızla büyüyüp gelişiyor, kutsaldan boşalan yerleri modern hurafeler, çağdaş irili ufaklı görülen görülmeyen putlar dolduruyor . 

Derin bir güvensizlik , büyük bir umutsuzluk duygusuna kapılan insanlar, ölüm terleri döktüren yalnızlıkla karşı karşıyadırlar.  

Özellikle uyuşturucu ve içki kullanımın arttığı dünya kentlerinde insanlar yok gibi yaşıyorlar,bir gölge gibi...

Kendini kaybetmiş, fıtratı bozulmuş durumda...

''Ölü kadar yalnızım'' dizelerinde olduğu gibi kalabalık yalnızlar arasında sanki başkasıyla konuşuyormuş gibi, kendi kendine konuşup gülmektedirler... 

'' Susman seni ürkütmesin içimde çağlar var.'' dediği herkesin hayatının bir kesitinde yakalamak isteyip de kolay kolay yakalayamadığı katı bir yalnızlık vardır . İnsanlar yalnız oluşuyla hayatın sıfır noktasındadırlar. İnsanlar yalnızlığın derinliğinde uzun yolculuklara çıkararak hayatlarını zenginleştirdikleri gibi akıl almaz bir biçimde yoksullaştırabilirler.

 

 

Sezai Karakoç’un dediği gibi '' Yalnızlık sigara külü kadar yalnızlık'' İnsan kalabalıkta  yalnız kalmayı öğrenmeli anlamlı yalnızlık tatmak istiyorsa Hz.Muhammed (a.s) gibi yalnız bir başına tek başına mağarada kimsesiz taşın üstünde tefekkür dünyasında beyni zonklarcasına düşünmekte, zayıf düşmüş bedeni, kafası çatlıyor adeta... Anlamlı yalnızlık budur. Kalabalıkta yalnız kalmak nitelikli yalnızlık içi dolu yalnızlık budur...

Bütün boyutlarıyla hayatı  zenginleştirenler yalnız kalabalıklar değil, kalabalıkta yalnız olanlardır . Onların bir eli görülen dünyada bir elide görünmeyen dünyadadır. Onlar görünmeyen dünyadan aldıklarını görülen dünyaya verirler . Onların oldukları yerde güvensizlik yok, onların hayatı korku ile değil ümitle dolu...

  Yalnız kalabalıkların dünyasında ölüm büyük bir korku kaynağı olduğu için hayatın dışına atılmakta yok sayılmakta ve görmezlikten gelinmektedir. Ölüm hayatın dışına atıldıkça insanların yalnızlığı artıyor yalnızlık ölümün yeryüzüne düşmüş gölgesidir.Çünkü ölüm hayatın gerçeğidir. Herkes yalnız doğduğu gibi yalnız ölecektir. 

Kalabalıkta yalnız kalmasını bilmeyenler ölüm korkusunu yenemezler ve herkesin yüzü asık ve mutsuzluk moda bir kavram olmaya devam edecektir . Hayatı anlam bulamadığımız sürece. 

Şimdiye kadar yürüdün ey insan, mutsuz, yarınsız, yalnız ve umutsuz. Yürüdün şimdiye kadar hiç bir zaman hayatını tutunabileceği şeyler üzerine kurmadın ve hiçbir zaman nereye sorusuna verilecek cevabın olmadı... Artık yabancı olmadığın yerde bile toprağın işleyen kökün  yok...

 

 

 

Dışarıdaki dünyanın kavurucu sıcaklığına ve içinde dünyanın da ıssızlığına, sızılarına,susuzluğuna ve korkularına karşı elbiseye sarılmış,betonlaşmış şehirlerde yatıyorsun... Issızlığın yalnızlığın,umutsuzluğun kefenine sarılmışsın öylece kalakalmışsın hayatın kuytu yerinde ölüm bekler gibi ... 

Ölümü bekleyenlere...Acelesi olmayan ölülerle birlikte... Ölülerin dirilere hükmettiği yeryüzünde .

Tüm bunların karşısında hayatın anlamını keşfedenler anlamlı yalnızlığı, dertlenmeyi , hüzünlenmeyi sevmişlerdir.

Hz.Muhammed (a.s) ın  ''Ben hüzünlerin peygamberiyim.'' dediği gibi çünkü anlamlı bir hayatın acıları da , sancıları da anlamlıdır,anlamsız bir hayatın sevinçleri de anlamsızdır.

Son söz olarak şunun altını çiziyorum vesselam .Gözlerimiz yüzümüze sığmıyor , varlıktan çok yoklukla ilgilensek diyorum,iman yokluğu... İnsan yokluğu...

İnsansızlık, maalesef yalnızlık,derin ; bir ah çekelim . Şimdi ... Beşer çoğalıyor insan azalıyor... Ayazın vurduğu kaldırımların olmadık yerine düşmüş gül yaprağı mısın sen . Riyasız bir tebessüme adayacak ne çok şeyin var. Anlamlı  nitelikli  yalnızlıkta; hüzündür yakamızda iyi duran... 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.