Makale
Oslo akil adamlar ve siyasi meÅŸruiyetin deÄŸeri
“..Ezcümle çok hayırlı bir iÅŸ çıkardılar. Lâkin onlar da tarihsel misyonlarını tamamladılar. Ä°çte ve dışta ÅŸartlar büyük oranda deÄŸiÅŸti. Bu nedenle, olur da bir gün yeni bir müzakere süreci baÅŸlarsa, Akil Ä°nsanlar gibi bir yapının ihtiyaca cevap vermeyeceÄŸi kanısındayım. Akil Ä°nsanlar kıymetli bir tecrübeydi; hakkı teslim edilmeli -- ama gelecek için daha kompakt bir yapı üzerinde düÅŸünülmeli.’’ diye baÄŸlıyordu “Akil Ä°nsanlar ve MeÅŸruiyete Açılan kapı” adlı yazısının finalini sevgili Vahap CoÅŸkun. Vahap CoÅŸkun’un yukarıda ifade ettiÄŸi tespitlerine katılmak ile beraber, ben Akil Ä°nsanlar tecrübesinin yeniden canlandırılması gerektiÄŸine ÅŸiddetle inananlardanım. Çatışma ve çözüm süreçlerinin sona erdirilmesinde ekmek ve su kadar meÅŸruiyet saÄŸlayıcı aktörlere ihtiyaç var. Sorunun siyasi yollar ile çözülmesi için öngörülen ‘’kompakt’’ yapılar hangi kapsam ve düzeyde ÅŸekillendirilmiÅŸ olurlarsa, olsunlar esas itibariyle onlara hayat ve can verecek olan ÅŸey Akil Ä°nsanların saÄŸlayacağı meÅŸruiyet zeminidir.
Kürt meselesinin çözümü, esasen siyasi meÅŸruiyetini yitirdiÄŸi için siyasetin gündeminden düÅŸtü. Yeterli siyasi meÅŸruluÄŸa sahip olmayan, bu potansiyeli, kendi doÄŸasına taşımayan hiçbir sorun, kendi çözümünü sadece kendi dinamikleri ile olgunlaÅŸtırıp çözüm rotasına sokamaz. Siyasi meseleler eÄŸer siyasi yollar ile çözülecekse, bunun biricik kriteri herkes tarafında siyasi bir mesele olarak algılanıp anlaşılması gerekmektedir. Bir tarafın bu sorun siyasi bir sorundur demesi o sorunu otomatik olarak siyasileÅŸtirmez. Bir sorunun siyasi olabilmesi için bütün tarafların siyasi çıkarlarına hizmet ediyor olması gerekir. DiÄŸer bir deyimle o sorunun çözülmesi ve o çözümden doÄŸacak sonuçların herkesi güçlendirmesi ve herkese yeni bir siyasi mevzi kazandırması gerekir. Tek taraflı sorunlar siyasi sorun kimliÄŸini taşıyamazlar.
Nesnel ve tarihsel anlamda bir sorun toplumsal bir meÅŸruiyete sahip olabilir. Genellikle de nesnel ve tarihsel kimi sorunlar ancak siyasi meÅŸruiyet yolunu açabilirler. Ama kendi başına ne nesnellik ve ne de tarih bir soruna siyasi sorun kimliÄŸi kazandırmaz. Bu noktada siyasetin o sorunu nasıl algıladığı çok önemlidir. Hatta siyasetin siyasi meÅŸruiyeti olmadan, o sorunun siyasi bir sorun olma ÅŸansı hiç yoktur. Bizim gibi ülkelerde siyaset bir itiÅŸ kalkış faaliyetine dönüÅŸtürüldüÄŸü için herkes kendi gündemini ve kendi sorunlarını yek diÄŸerine siyasi sorun olarak dayatır. Kendi tecrübelerimizden çok iyi biliyoruz ki, bu siyaset kültürü kriz ve kargaÅŸadan baÅŸka hiçbir sonuç üretmez. Süreç biraz daha zorlandığında da baÅŸta dil olmak üzere her kavram ve söylem sertleÅŸir ve ÅŸiddeti içeri davet eder. Oslo ve Akil Ä°nsan süreçlerinin yeniden baÅŸlatılmasına çok büyük ihtiyaç vardır.
GeçmiÅŸte yaÅŸanılan tecrübelerin ışığı altında yapılacak olan bu çalışmalar, Kürt Türk bahsinde çok ciddi bir normalleÅŸmeye imkan saÄŸlayabilir. GeçmiÅŸ süreçlerin baÅŸarısızlığına takılmadan, o dönemin hatalarının faturasını taraflara kesmeden yeni ve yeniden baÅŸlatılması lazım gelen bu çabalar Türkiye’ye ciddi bir nefes aldıracaktır. Çok karmaşık siyasi talep ve çözümlerin dar koridorunda kaybolmadan hemen önce çok basit ama çok çarpıcı bir uygulamaya gönderme yapmak isterim. Yaklaşık üç yıldır Amedspor taraftarlarına uygulanan bir deplasman yasağı hala yürürlükte. Amedspor taraftarları güvenlik gerekçeleri nedeniyle deplasmanda maç izleme imkanına sahip deÄŸildirler. Bunun anlamı nedir? Bunun anlamı ÅŸudur. Kürt ve Türk taraftar toplulukları aynı stadyum içinde, ayrı tribünlerde maç izleme meÅŸruiyetine sahip deÄŸiller. Oysa devletin gücü ve imkanları bu sorunu güvenlik içinde çözmeye yeter. Ama bu sportif olayda bile yeterli meÅŸruiyet olmadığı için, deplasman yasağı bütün hızıyla devam etmektedir. Bu durum Kürt Türk kardeÅŸliÄŸini gölgelemeye devam ediyor.
Henüz yorum yapılmamış.