Sosyal Medya

Makale

Ä°ktidar Neden Talep Edilir (2)

Toplumsal hayatımızın birikmiÅŸ olan problemlerini çözmek için iktidara talip olmak, iktidar talep etmenin en yaygın ve en meÅŸru sebebidir. Her toplumun kendi tarihsel süreci içinde sorunlar biriktirdiÄŸi bilinen bir gerçekliktir. Toplumun daha adil bir yönetime kavuÅŸması ve yöneten-yönetilen iliÅŸkisinin daha çok demokratikleÅŸtirilmesi için, toplumun deÄŸiÅŸik katmanları, bir mutabakat etrafında kenetlenerek bu talebi dile getirirler. Çetin bir seçim yarışından sonra irade sandığa yansır ve bu iradenin temsilcileri de iktidar olarak, toplumun hayatını daha kolay hale getirmek için çaba içine girerler. 

Aslında denklem tam da böyle kurulur ve süreç iÅŸlemeye baÅŸlar. Her iktidar, demokrasi ve toplumsal refah meselelerini çözme vaadiyle iÅŸbaşına gelir. Bunun istisnası yoktur. Hiçbir siyasi güç umutsuzluk vaat ederek, toplumun genel çoÄŸunluÄŸunun desteÄŸini saÄŸlayamaz. Söylemler umut doludur ve yarınlar bugünden daha iyi olacaktır. Peki ama neden bu söylem ve vaatler kesintisiz bir süreç olarak yaÅŸamaz ve iktidar sahipleri kısa bir süre sonra bambaÅŸka mecralara savrulur? 

Bunun bir tek cevabı yoktur. Dolayısıyla bu savrulma, kopuş ve başkalaşma sürecini tek bir bağlam içinde izah edemeyiz.

Ama bütün dünyada bilinen en tipik neden ‘’güç zehirlenmesi’’ olarak ifade edilir. Ne pahasına olursa olsun iktidar olma arzusu, daha doÄŸru bir ifade ile iktidarda kalma arzusu, bu zehirlenmenin biricik nedenidir. Toplumun ihtiyaçlarına zamanında ve yeterli çözümler üretmeyen iktidarlar, çok kolayca iktidar olmanın imkanlarına sığınarak, daha dar ve daha sert bir politika izlemeye baÅŸlarlar. 

Ä°ktidarın konum olarak kendini daraltıp sertleÅŸtirmesi, her ÅŸeyden önce onun toplumla kurduÄŸu baÄŸlarını zayıflatır. Çünkü daralıp merkezileÅŸen her iktidar adımı, toplum hayatının demokratik gözeneklerini yıkar ve bu kılcal damarları iÅŸlevsiz hale getirir. Bu durum sadece siyasi alanların daralması anlamına gelmez, daha da ileriye giderek merkezileÅŸip kendi özerk alanlarını da silikleÅŸtirip zamanla yok etmesi anlamına gelir. 

Bir iktidarın kendi ilk amaçlarına yabancılaÅŸması olarak ifade edebileceÄŸimiz bu durum, toplumun geriye kalan bütün katmanlarında bu yabancılaÅŸma ruh halini taşır. Ä°ktidar topluma yabancılaşır, toplum da iktidara yabancılaşır. Zaten ilk sertleÅŸme emareleri de bu yabancılaÅŸma sürecinde ortaya çıkar. Önce dil ve söylem sertleÅŸir, sonra da icraatlar ve siyaset yapma biçimleri. 

2013 yılından bu yana yaÅŸadığımız ÅŸeylerin toplam resmi budur aslında. 2013 yılından bu yana siyasi iktidar hiç bir kriz ve kaos sürecinde toplumun dinamiklerine baÄŸlı olarak pozisyon almadı. Siyasi iktidar öncelikli olarak devlet aygıtı içindeki pozisyonunu sertleÅŸtirerek, kriz ve kaosları aÅŸmaya çalıştı. 

Aslında halkın dinamizmine baÄŸlı olarak çözümler bulmanın ve uygulamanın en ÅŸahane fırsatını 15 Temmuz’da deneyimlemiÅŸ olmamıza raÄŸmen, bu yola itibar edilmedi. 15 Temmuz gecesi bu halk sokaklara çıkarak bedenini tanklara karşı siper etti ve  FETÖ’cü darbeyi Beylerbeyi çöplüğüne gömdü.  Bu muazzam dinamizm neden siyasetin omurgası haline getirilmedi? 

Halkın demokrasiyi canı pahasına savunması neden demokratikleÅŸmenin en temel perspektifi haline getirilmedi?  Bu büyük demokrasi sınavı neden sadece FETÖ’cü cadı kazanına çevrildi. FETÖ’çülükle bu düzeyde mücadele etme imkanı, neden demokrasinin sınırları geniÅŸletilerek yapılmadı? Devleti demokratikleÅŸtirmek yerine neden iktidarı saÄŸlamlaÅŸtırma yoluna gidildi? Devleti demokratikleÅŸtirmek en saÄŸlam ve köklü iktidar olma yolu deÄŸil mi?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.