Sosyal Medya

Makale

Gaybe Ä°man Etmenin Epistemik DeÄŸeri...

Bir Müslüman, gaybe iman eder. Bu onun temel bir inancını ifade eder. Gaybe iman demek, kişinin bilmediği, bilmesi kendiliğinden mümkün olmayan bir bilgiye sahip olamayacağı anlamına gelecektir. Yani mümin peşinen bazı bilgileri bilmediğini ve bilme gereğinin de olmayacağını kabul ederek inanır.

Bu inanç, mümini, Allah’a olan güvene ve O’nun bildirdiklerini tasdike taşır. Böylece sahip olduÄŸu bilgi ile de kulluÄŸunu yerine getirecek bir zekaya sahip olacağını ve Allah’a yaklaÅŸabilmenin imkanlarını sahip olduÄŸu bilgilerde bulabileceÄŸine olan güveni de tamdır.

Bu ne demektir?

Her sorunun peşine takılmanın çoğu kez insanı azdıracağını bilmekle eş değer oluşunu görmeye yarar. Kötülük problemi gibi bazı temel felsefi sorunların oluşturulduğu gerçeğini görmeye ve tıpkı meseleyi içinden çıkılmaz hale getirmenin öncüllere dayalı oluşuna dikkat kesilmeyi de beraberinde getirir. Her düşünüş biçimi öncüllere veya yargılara dayalı olarak öne çıkarlar. Bu yüzden ortaya atılan sorunun hangi yargı veya öncül tarafından ortaya atıldığını bilme zorunluluğu kaçınılmaz olandır. Peşinen insanların sahip olduğu düşüncenin yetersizliğini dikkate sunmayı önceleyen bir soru sorabilir ve buna uygun bir çözümlemeyi de yapabilirsiniz. Ancak bu öncelemeyi doğru gören kişiler o soruya nasıl bir cevap verebileceklerini doğru bir şekilde algılayabilirler.

Asıl önemlisi ise gaybe imanın insanın sahip olacağı bilginin asli itibarıyla nakıs olacağını görmeye yarayacaktır… Yani insan her istediÄŸini bilemeyecek ve her istediÄŸini öğrenemeyecektir. Bu da insanın eksik ve zaaf taşıdığını, aciz oluÅŸunu belirtmiÅŸ olur. Öyle mangalda kül bırakmayan insanların birçok konuda yeterli bilgiye sahip olamadıklarını bilmenin önemi onların ortaya koyacakları özgüvenin bir boÅŸluÄŸa dayalı oluÅŸunu da görerek onlara gerekli olan ilgiyi hakkı olduÄŸu kadarı ile vermeyi de zorunlu kılar…

Gaybe iman, kişinin söylediğinin hep bir mesafeyi hak ettiğini düşünmek anlamına da gelecektir. Yani söylediğim şey ne kadar hakikati ifade ediyor, sorusu anlamlı ve önemini koruyacaktır. Böylece keskin cümleler, kesin yargılar kurulamayacak olacaktır. Bu da bir diyalogu gerekli kılacaktır.

Gaybe iman en temelde ise; insanın sahip olduğu bilgisinin sınırlı ve eksik oluşunu görmesi, herhangi bir metne yaptığı yorumun da zaaf taşıyabileceğini görerek tevazuu sahibi olmasını sağlaması ve bunun üzerine her sahih, doğru ve olumlu bilgiye kulak kesilmesini gerekli kılacaktır. Bu insanların karşılıklı birbirlerine olan ihtiyaçlarını gösterecek ve birlikte bazı şeyleri bilmenin daha doğru ve daha sahici olacağını işaret edecektir.

Bilgi mümkün, ama bu mümkünlüğün sınırını doğru kavramak da önemlidir. Verili bilginin varlığı yanında o verili bilgiyi sahada uygulamaya dönük yorumun da kuşatıcı olabilmesi için gerekli olan yardımlaşmayı hesaba katmak hakikat sevdalıları için elzem bir davranıştır. Bu noktada bilgi ile ilişkimizi iman üzerinden kurduğumuzda bize gönderilen ilahi bilginin değerini öğrenmede birincil öneme sahip olduğu gibi onun anlaşılmasını da o değerde kabul ederek meseleyi ortaya çıktığı vasatı dikkate alan ve o vasatı bize aktaran kişilerin önemini de kabul ederek bilgi ile ilgimizi kurmalıyız.

Gaybi olan, Allah’ın varlığı… O’nun sıfat ve isimleri üzerinden yaratılış ile iliÅŸkisi… Varlığın onun emri ve izni ile nasıl hayatiyetlerini sürdürdüklerini de içinde tutan, vahyi göndermesi… Elçi seçimi, ahiret ve orada olabileceklerin neler oluÅŸu gibi… Soyut ve bu dünya zamanı ile iliÅŸkili olarak doÄŸru bir ÅŸekilde yorumlayamayacağımız bilgilerin peÅŸine takılarak kesin, ısrarlı bir ÅŸekilde öyle olduklarına dair görüşlerin bir karşılığının olmadığını bize göstermesi bir epistemik deÄŸer olarak yeterli bir öneme haizdir.

Ayrıca bu epistemik deÄŸer, bize bilimsel bilgi, akli bilgi, mantıki bilgi, dil bilgisi gibi bilme türlerinin, hatta keÅŸfi bilgi, sezgisel bilmenin diÄŸer türleri de dâhil olmak üzere bilginin hakikati ihata edemeyeceÄŸi, sınırlı ve tikel bir meselede o da yine tek boyutlu bir ÅŸekilde gerçeÄŸe bizi ulaÅŸtırabileceÄŸini de kabul etmek anlamına gelecektir. Sezgisel boyutta elde edilen bilginin ÅŸahsi tecrübe olması ve onun dile dönüştürülmesi zorunlu olarak bir eksilmeyi içinde taşıyacağı için mutlak bilgi kategorisinde ele alınamaz. Bu bilmenin mümkün ama mutlak olmayışını bize öğretir. Böylece her sözün, düşüncenin doÄŸru veya yanlış olma ihtimalini dikkate alarak deÄŸerlendirmek ve böylece hakikate ayarlı bir akla, kulaÄŸa ve sezgiye açıklığı öncelemeliyiz.

Bu epistemik deÄŸer, bizi bilgiden uzaklaÅŸtırmayı deÄŸil bilakis, bilgiye yönelmeyi ve hakikatin neliÄŸi konusunda çok daha güçlü bir istek ve çabaya sahip olunması gerektiÄŸini, her bilmenin hakikati bilme olmadığını gösterdiÄŸi için hakikat bilgisine sahip olmanın nasıl bir deÄŸer, hazine ve kurtarıcı rol olduÄŸunu da anlamak anlamına gelecektir. Yoksa nasılsa biz bilmeyeceÄŸiz, o zaman oturalım ve bekleyelim… Bu kiÅŸinin hüsrana uÄŸrayışını tescil eder. Güven, sadakat ve istikamet üzere bir iliÅŸki üzerinden kurulacak yardımlaÅŸma ve paylaÅŸma bizi bilgiye yakın kılacaktır. Tevazuu bizi kanadımız olmalı, yetersizliÄŸi aÅŸma bizim duamız olmalı, kurtuluÅŸ ise bizim emelimiz olmalıdır. O zaman bilgiye ulaÅŸacak bir vasatı kurmak insana kolaylaÅŸacaktır. Yani tam bir teslimiyet ve tam bir güven bizi bilginin kucağına bırakacaktır. Ama ben bilirim dediÄŸimizde ise o kadar bilgi bizden uzaklaÅŸacaktır. Bugün sahip olunan bilginin cesametini bize söyleyecek dostlara ise bu bilginin insanlığın kurtuluÅŸunu saÄŸlayacak en küçük bir adımı dahi atamadığının milyarlarca tanığı durumundayız. Müslümanların da bu bilme türünden uzaklaÅŸmaları onların bu halinin neye dayandığını gösteriyor. Calut karşısında kalan bir avuç mümin, nice azınlıkların nice kalabalıklara galip geldiÄŸini Allah’ın izni ile göreceÄŸiz demesi de buna iÅŸaret eder…

Bu gaybe iman, teslimiyeti ve bu teslimiyet ise bilmeyi mümkün hale getirir. O yüzden kibir ve üstünlük aracına dönüştürülmüş bilme türleri peÅŸinen kendi kurtarıcılığını kaybetmiÅŸtir zaten…

Selam, kendi acziyetini kabul eden ve bunun gereÄŸi olan teslimiyet ve güvenini ortaya koyanlaradır. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.