Makale
DÄ°NÄ°M Ä°SLAM ADIM MÃœSLÃœMAN ... GELELÄ°M MÃœSLÃœMANLIÄžIMIZA !
Ä°slam dış görünüÅŸüyle ,Allah'ın emir ve yasaklarına uymaktır. o halde müslüman da Ä°slam’ın ortaya koydugu esaslara uyan kimsedir. Yani islam,müslim kelimesi aynı zamanda ortak mana içerirler . Bir ayeti kerimede ÅŸöyle buyuruluyor: "Ä°steyerek ve istemeyerek gökte ve yerde ne varsa ona teslim olmuÅŸtur". Allah'ın yarattığı ne varsa ona teslim olmuÅŸtur. Tamamen fiziki,fıtri sünnetullah konularını yaÅŸamakta ona boyun eÄŸiÅŸ ve itaat içindedir. Buna göre Allah iman edenlere müslüman ismini seçtiÄŸi ve bundan hoÅŸnut olduÄŸunu zikretmektedir.
" Allah'a çağıran,salih amelde bulunan ve ben gerçek müslümanlardanım diyenden daha güzel sözlü kim olabilir" (Fussilet 41/33).. (Ayrıca bk2 :37/44-6/71-163-46/15-51/36)
Hal böyleyken yaÅŸadıgımız realitede adlarının müslüman olmanın dışında müslüman artı bir takım sıfatlar isimler veren insanlara haddinden fazla rastlıyoruz. sucu-bucu- cı-cu ekleri sürekli gündem teÅŸkil ediliyor. Sonuç ne oluyor, parçalanmış,dağılmış,bölük pörsük,yırtık pırtık olmak küfrün ve emperyalizmin iÅŸine geliyor. Müslüman halkları çil yavrusu gibi ezip geçen,dağıtan yeraltı ve yerüstü zenginliklerini sömüren; ÅŸu emperyalist devletler her türlü tefrika tohumlarını ekmeye devam etmektedirler..
Ä°ÅŸin gerçek noktası insanlar kısım kısımdır. Cennet,cehennem kelimeleri karşısında yerini almışlardır, konumlarını belirlemiÅŸlerdir bir noktada. Kimi Allah'ın uyardığı,tehtid ettiÄŸi cehennemden kurtulmaya çalışmak ve vadettiÄŸi cennete kavuÅŸmak için Allah'a teslim oluyorlar, yalnız ona itaat ediyorlar. Kimi,desinler,sevsinler,hoÅŸlansınlar kahraman desinler gibi riya kokan gaye ve idaallerden dolayı islami görünüyorlar ve ÅŸöylece dünya dünya ve nefsi boyuttaki insanlar,kendilerine müslüman isminden baÅŸka isim de kabul etmezler buna kendilerini layık görmezler.Ä°kinci kategoride ki insanlarsa ben,ÅŸucuyum, ben bucuyum,ben falancıyım diyenler ve insanları bir olan Allah’a ve tek din olan Ä°slam'a çağırmak yerine benim grubuma,hizbime,tarikatıma,tabelama,cemaatime giriniz bizim gemi Nuhun gemisidir ancak bizim trene binerseniz cennete gidebilirsiniz gibi cennete tren kaldırıp uzaktan yakından islamla baÄŸdaÅŸmayan bir davranış içindedir. Bunlar Allah katında mesuldürler,Niçin? grupçuluk, hizipcilik propagandası teÅŸvikçiliÄŸi yaptıkları için Allah resulünün pratikte bize gösterdiÄŸi islamda ÅŸöyle cılık-culuk söz konusu deÄŸildi ve onlar ilk nesil toryekün müslümandı ve müslüman isminden uzak ve farklı bir isimle sıfat kazanmamışlardı... Müslüman ismi onlara yeterliydi çünkü Allah bu ismi vermiÅŸti.
Kur’anda ihtilaf hiçbir ÅŸekilde bir övgü vesilesi olarak kullanılmamıştır; "Allah indinde din ÅŸüphesiz islamdır" "Ancak kitap verilelenler kendilerine ilim geldikten sonra aralarında ihtiras yüzünden ihtilafa düÅŸtüler" ((Ali Ä°mran.19). bu manada Kur’anda daha bir çok ayet vardır ki hepsinde ihtilaflar yeriliyor.
"Dinlerini parçalayıp fırkalaÅŸan insanlara gelince sen onlardan deÄŸilsin onların iÅŸi Allah'a kalmıştır" diyen ayet vardır ki burada itilafa düÅŸenleri Allahu teala ,Rasulün ümmeti olmaktan uzaklaÅŸtırmıştır.
Yine Rum suresinde "Allah'a yönelerek ona karşı gelmekten sakınınız,namaz kılınız,dinlerinde ihtilafa düÅŸüp müÅŸriklerden olmayın" (30/31-32)
Ä°ÅŸte tefrikaya girenler ,müslümanda olsalar müÅŸriklerin amelini yapıyorlar. yani islami bir amel yapmış olmuyorlar. Bir de bunun yanında "ümmetimin ihtilafı rahmettir" diye bilinen ve Rasulullah'a isnad edilen söze gelince resulullah böyle bir söz söylememiÅŸtir ya da ümmetimin ihtilafı zahmettir felakettir demek istemiÅŸtir. Yani kısaca Kuran'da yerilen kınanan bir ÅŸeyi rasulullah'ın övmesini bekleyemeyiz. Böyle bir ihtilaftan her gerçek müslümanın Allah'a sığınması lazım ve gereklidir.Çünkü,yaÅŸadığımız çaÄŸda müslümanlar arasında ki ihtilaflarda, Allah aÅŸkına rahmet görenler varmı? Varsa bilmek isteriz. Åžimdi gelelim müslümanlığımıza; hiç ÅŸüphesiz Allah'ın Resulü insanların kendi kiÅŸiliÄŸini Allah'ın iradesine teslim edip olgunlaÅŸtırma sürecinde doÄŸruyu temsil eder. O Allah'ın korumasında ve terbiye edici nimetinden hiçbir zaman mahrum bırakılmadığı halde kendisini risalet göreviyle onurlandıran Rabbinin hoÅŸnutluÄŸuna ve yüce sevgisine daha çok layık olmak için harcayabileceÄŸi hiçbir çabayı eksik etmiyor hatta geceler boyu ayakları ÅŸiÅŸinceye kadar namaz kılıyordu.. Yani O rasul kuranın bütününü hayatının her alanında uygulayan insandı...
Biliyoruz ki, Peygamberin risalet amacı insan hayatını tevhitle anlamlı kılmaktadır. Tevhid, Allah'ın birligini ilan etmek.Hiçbir ÅŸeyi de dışarda bırakmaksızın ilahi mesaja göre düzenlemektir.Tevhidin bulundugu yerde ÅŸirk olmaz.Åžirk tevhide temelde karşıdır.Åžu halde tevhidin hayat bagışlayan çaÄŸrısına kendini teslim eden bir insanın tüm davranışlarında, çeliÅŸki,münafıklık,ayrılık,hizipçilik,sahtekarlık,lavubalilik, ve benzeri ÅŸeyler kalmaz.EÄŸer hala müslüman olduÄŸumuzun tam ÅŸuuruna erdigimiz ve inandıgımız halde gündelik yaÅŸamımızda aykırılıklar,çeliÅŸkiler yüz kızartıcı hadiseler, utanç verici haller Allah'ın hoÅŸuna gitmeyen davranışlar varsa cahiliyyenin,ÅŸirkin üzerimizde izleri kalıntıları var demektir.Yani islami bilgilerimiz henüz imana dönüÅŸmemiÅŸ demektir.Nasıl Kuranda çeliÅŸkiler yoksa,onu yaÅŸayan yürüyen bir kuran olan Allah'ın Rasulunde de tutarsızlıklar yoktu. Çünkü o ilahi mesajın diliyle aktarmakla kalmıyor pratikte de islami hal ve hareketlerinde ahlaki boyutta gösteriyordu. Ä°ÅŸte Kuran ile sünnet arasındaki uyum bundandır. Oysa biz onun ümmeti olduÄŸumuzu idda ettiÄŸimiz halde,inandığımız islamı sırf bir ideoloji ve slogan boyutlarında ele aldığımızdan maalesef büyüÄŸünden küçüÄŸüne islamın ahlak cephesi ihmal edilmiÅŸ ve müslümanlar kendi aralarında bir tür davranış bozuklukları ,ahlaki tutarsızlıklar ve mücerret imana sahip olmuÅŸluÄŸun şımarıklığını yaşıyor ve kendimizi bu yüzden müstaÄŸni görüyoruz.
Peygamber (a.s) ve ashab -ı arasındaki kurani bir baÄŸ vardı. mesela peygamber ve sahabe hayatında vakti geldiÄŸinde ertelenmiÅŸ ibadete rastlanamaz. herÅŸey bir bütündür ve her parça baÄŸlı olduÄŸu bütün içinde bir anlam kazanır. müslümanın hayatı çeliÅŸki ve boÅŸluk kabul etmeyen hayattır. esasen insan fıtratı boÅŸluk kabul etmez. bugün yapılması gereken ibadet yarına ertelenmez,cihad ibadet ;nama ve kendimizi bu yüzden müstaÄŸni görüyoruz.
Peygamber (a.s) ve ashab -ı arasındaki kurani bir baÄŸ vardı. mesela peygamber ve sahabe hayatında vakti geldiÄŸinde ertelenmiÅŸ ibadete rastlanamaz. herÅŸey bir bütündür ve her parça baÄŸlı olduÄŸu bütün içinde bir anlam kazanır. müslümanın hayatı çeliÅŸki ve boÅŸluk kabul etmeyen hayattır. Esasen insan fıtratı boÅŸluk kabul etmez. Bugün yapılması gereken ibadet yarına ertelenmez,cihad ibadeti, namaz , infak gibi farz olan ibadettir. Yoksulun yetimin hakkı,mustazafların korunması ile tüm mazlumlara kol kanat gerilmesi sahip çıkılması, zalimin karşısında olunması sorumluluÄŸumuz olarak ibadet bilinciyle yerine getirilmesi gerekir. Çünkü islam,hayata müdahele etmeyen, yönlendirmeyen mücerret kuru bir bilgiler yığını, kültür deÄŸildir. Sahabe, her ezberlediÄŸi ayeti hayatına geçirmedikçe öbürüne geçmiyor idi .Ä°ÅŸte sahabe böyleydi,peygamber onlar için iyi bir örnekti, onlarda o örneÄŸe yetiÅŸmek için çabalıyorlardı. onlar imanlarındada dürüst kimselerdi. dinleri ile bizim gibi alay etmiyorlardı,ciddye alıyorlardı. Kur’an akleden kalplere gerçekten nüfus etmiÅŸti. Çünkü onlara kurandan önce iman verilmiÅŸti. Onlarda bizim gibi sever,üzülür,acı çeker, nefret gösterir,korkar,ürperi,titrer, cesaret gösterirdi ama sevgi ve nefretleri dostlukları düÅŸmanlıkları, bakışları yanlızca Allah içindi. Bizim gibi iÄŸrenç nefsimizin, zannımızın peÅŸine takılıp, bakışlarımız, duyuÅŸlarımız sevgilerimiz nefretimiz onlarda yoktu. Ä°ÅŸte bizler, kendimizi müslüman zanneden ve islamı temsil hakkını bulan, baÅŸkalarına kaptırmayan ve bununla zevk duyan bizler... Haddimizi bilmeyen bizler... Hizipler, cemaatler, klikler, cıcılar,cucular... Hayatımızda taÄŸuti otorite taht kurmuÅŸken, paçamızdan günahlar akıyorken herekesin gönlünde bir koç yatıyorken, çevremizi kuÅŸatmış sayısızca haramlara karşı kör ve sağır kesilmiÅŸ, davarlaÅŸtırılmışken rahat evlerimizde sigortalı iÅŸlerimizde kıyak ticaret hanelerimizde HZ. Ebubekir'in cömertliÄŸinden bahsediyoruz. Ebuzer'den bahsediyoruz.Gürbüz evlatlarla övünüyoruz! O çocuklar ki pejmurde ÅŸekilde çılgınca yetiÅŸiyor. Ondan sonra da HZ. Nuh (a.s)dan örnekler getirip, kendimizi teselli ediyoruz. Ucuzluk ve beleÅŸcilik hastalığı tüm organlarımızı sarıp sarmalamış. ensesi kalın kapitalist müslüman patronlar lüks ve ÅŸatafat içinde yaÅŸarken çalıştırdıkları iÅŸçilerin alın terlerini gasp ederek acaba zulüm iÅŸlediklerini ne zaman anlayacaklar.Omükeller sofralarında yemeklerini yerken o yemeÄŸin içinde iÅŸçisinin alın terinin boÄŸazına takıldığını acaba kaç zengin ,müslüman geçinen toklar hissedecek..
Biz bu bahtsız gidiÅŸin insanlarına yürüyen Kur’an olmalıyken sıradan bir vatandaşın dahi seviyesini tutturamıyoruz. kuru bir bilgi yığını olan bilgimiz ortada sırıtıp duruyor.Bir fakire verdiÄŸimiz çeyrek ekmekle nenneti hayal ediyoruz.
Yoksula zekatımız riya,kibir ibadetlerimiz ruhsuz ve Allah rızasından uzak, sevdalarımız sahtelik kokuyor. Kalbimize dünya çarpıyor,bir çok tutkuların esiri olmuÅŸuz. Kuranla aramızda bir tutarlılık olmayınca Allah bize layık olduÄŸumuz hayatı vermiÅŸtir. Niye neden ÅŸikayet ediyoruz...
Ama yine her çeÅŸit hadsizlik,laubalilik,utanmazlık içinde islamdan söz açılınca her ÅŸeyi silip süpüren yine bizleriz. Ne biçim dini anlayışlarımız var,ne biçim adımız müslüman! Ey inandık diyen insanlar....
Dinimizi parça parça hizip hizip edipite biz kurtuluÅŸ ehliyiz diyerek çığırtkanlık yapmak bedbahtlığını gösteririz .
Dinimiz islam adımız müslüman bu bize yetmiyor mu?
Allah'ın koyduğu ismi beğenmiyormuyuz?
Henüz yorum yapılmamış.