Gelsin Dost Kervanı

Ayrılıp uzaklaştıkça korku; varıp yakınlaştıkça güven veren;

Sözüdinleyip de en güzeline uyanların kervanı.

ÂdemoÄŸlunun verdikleri ile deÄŸil, emeÄŸi ile “âdem” olmuÅŸların,

EmeÄŸi ile “âdem” olmaya karar verenlerin kervanı.

Peygamber kaderi olan öksüz ve yetimlerle beraber yola çıkanların,

Sıcak bir kucağa, yaslanacak bir duvara hasret kalanların,

Duvar dibinde, soÄŸuk rüzgârlarla ısınan yüreklerin,

Bırakın şımarmayı, gülmeyi bile öğrenememiş çocukların,

Sermayesi; emek, bilgi ve edepolan gençlerin,

Merhamet ve adaleti ahlak edinen yöneticilerin,

Verip paylaştıkça zenginleşen, zenginleştikçe paylaşanların,

Cennet ve Cehennem vaadi henüz yapılmamışken, ilk teslim olan eşlerin,

GeldiÄŸi “mahallenin” “hiçbir ÅŸeyi”; vardığı “mahallenin” ise “her ÅŸeyi”ilk ÅŸehit anaların kervanı.

Tüm iyilik ve güzellikleri, kendine yapılan kötü ve çirkinliklerden öğrenip yapmayan babaların,

Tüm kötüve çirkinlikleri yapmış olup da, güzellik ve iyilikler yapmaya karar veren kardeÅŸlerin kervanı.

Bir baÅŸlangıç, hem de öyle bir baÅŸlangıç ki;

Eline taş bile alamayacakların, bundan sonrası için ilk taşı atabileceklerin,

Geride bıraktığı iyi ve güzel olanlar adına hüzünlenmeyen,

Gideceğiyere varmaktasa bredemeyenlerin başlangıcı.

Hakikati Kitap’tan, onu yaÅŸamayı da Hakikatin Elçisi(s)’nden öğrenerek,

Hakikati hayatla buluÅŸturana dekyolda olacakların kervanı.

Caferlerle beraber; Hicret Yurdunun Kralı NeçaÅŸilere, Meryem’i ve MeryemoÄŸlu Mesihi anlatana kadar,

Anlam, anlayışa;

Kavram kavrayışa;

Akıl, aklediÅŸe ulaşıncaya kadar yürüyen bir kervan.

Saldırı, zulüm ve zorbalık karşısında sadece meşru müdafaa yapan,

Söz ile Kelam ile gönülleri fethetmek üzere Hicret eden Elçilerin izinde;

Ali, Ammar ve Bilal;

Ebu Bekir, Ebu Zer ve Hamza;

Halid, Hüseyin ve Musab;

Ömer veSelman ile beraber;

Kâbe’den Kudüs’e,

Yedi kıtayı dolaşıp da,sonrasında Medine’ye varan.

Yeni başlangıçlar içinyine ve yeniden,

Yeni nesilleri, “Eskimez Yeni” ye, yeniden davet etmek üzere, Mekke’den yola revan olan,

A’raf’ta kalmadan, yüksek tepelerden alçak bir sesle,

A’raf’ı hatırlatıp Arasat’a ulaÅŸana kadar...

Gelsin dost kervanı.