Sosyal Medya

Makale

Döngüselliğin bütünlüğü: İnsan ve Kâinat

Anlamın sonsuz katmanlara sahip oluÅŸu gibi yaratılışın da sonsuz katmanlara sahip olduÄŸunu düÅŸünmemizin önünde bir engel yoktur. Bu sonsuz döngü, bir birini tetikleyerek, etkileyerek ve deÄŸiÅŸime uÄŸratarak, birleÅŸtirerek varlığını idame eder. O yüzden sürekli bir yenilik, çöküÅŸ ve baÅŸlangıç oluÅŸabiliyor.

Kâinat, kendi sürekliliÄŸi içinde sürekli bir devinim üzere olduÄŸunu biliyoruz. Allah’ın anbean yaratıcı vasfını harekete geçirdiÄŸini ‘haber’ üzerinden biliyoruz. Anbean müdahale ve yaratılışın devrede oluÅŸu demek, sürekli bir devingenliÄŸin kaçınılmaz oluÅŸuna göndermedir. Bu noktada her varlığın bir etkileÅŸim içinde oluÅŸunu dikkate aldığımızda etkileÅŸimin mihenk noktasını veya nasıllığı kestirmek o kadar kolay olmasa gerek…

Allah’ın müdahilliÄŸi meselesinin özgürlük meselesi ile birlikte deÄŸerlendirdiÄŸimizde mesele biraz daha vuzuha kavuÅŸur. Ä°nsan, bu anbean müdahilliÄŸin sebebi olarak düÅŸünülmelidir. Çünkü insan yapıp ettiklerinden hesaba çekileceÄŸinden dolayı, doÄŸal olarak eylemlerinin sonuçlarının olması kaçınılmaz olacaktır. Bu noktada insan, varlığın ÅŸekil almasında önemli bir etken olduÄŸunu ileri sürmek akıl açısından bir sorun teÅŸkil etmeyecektir.

Ä°nsan, kendi döngüselliÄŸi içinde sürekli yeni hamle yapma imkânını içinde barındırır. Ä°nsan, ya yaÅŸam koÅŸullarına tabi olur ve yaÅŸamın peÅŸi sıra sürüklenir gider. Ya da kendi yaÅŸam tarzını hayata geçirerek yaÅŸamın yönünü belirler. Tarihe müdahale etmiÅŸ büyük ÅŸahsiyetlerin varlığı bu tezimizi doÄŸrular. Aslında büyük küçük tarihe müdahale insan tarafından sürekli yapılmaktadır. Ä°yi ve kötünün varlığının oluÅŸumuna yaptığı katkı ile de sorumluluÄŸu üstlenmek durumunda kalıyor… Çünkü bu sorumluluÄŸu bizzat ‘haber’ belirlemektedir.

Meselenin açıklığa kavuÅŸturulması gereken bir noktası da insanın müdahilliÄŸinin ilahi müdahale açısından konumudur. Allah, müdahil sıfatını temel, genel ve kapsayıcı olarak betimlemektedir. ‘O’nun izni olmadan bir yaprak düÅŸmez’ ‘haberi’ bize Allah’ın izni olmadan hiçbir varlığın hayata müdahil olmayacağına dair bir göndermedir. Ancak teklife muhatap olan ve sorumluluk tevdi edilen insan fiillerinin deÄŸiÅŸimi baÅŸlatma imtiyazı da kazanmıştır. Bu da bize kendi fiillerinin sorumluluÄŸunu üstlenen bir varlığın müdahil oluÅŸunun sınırlarını da belirler. Yani özgürlüÄŸü sorumluluÄŸunun sınırlarını içerir.

Varlığın etkileÅŸime açık oluÅŸu insanın etkileÅŸime açık oluÅŸu üzerinden betimlenebilir. Ayrıca bugüne kadar varlıkla insanın kurduÄŸu iliÅŸki de bunu gözlemleyebiliyoruz. EtkileÅŸime açık olmak demek müdahaleye de açıklığı iÅŸaret eder. Bu noktada müdahilliÄŸi tam olarak öÄŸrenmek mümkün müdür? Bu soru önemli ve deÄŸerli… Sınırlı bir öÄŸrenimin varlığı biliniyor. Ama bütün açısından bilmenin imkânsızlığı katmanın sonsuzluÄŸu ile iliÅŸkili ve insanın bu sonsuzluÄŸu kavraması neredeyse imkânsız oluÅŸuna dairdir.

DüÅŸünme insana tevdi edilen en önemli yetidir. Ve insan, düÅŸünce sayesinde neler olup bittiÄŸini öÄŸrenme imkânı elde ediyor. DüÅŸünme ise kendi içinde yine katmanlıdır. Zeki olmak, etki tepki meselesinde aktif olmak, çabuk kavramak gibi bazı zekâ olumluluklarını düÅŸünme olarak algılamamak gerekiyor. DüÅŸünce, insanın varlık karşısındaki hayretinin söze ve yazıya dökülmesidir. Bu hayret, Yaratıcının mükemmelliÄŸi karşısındaki lal olma halini de içerir.

Sebep sonuç baÄŸlamında insanın öÄŸrenimi önemli ve önemli olmakla birlikte sınırlı oluÅŸunu kavramak daha önemlidir. O zaman kibir sahibi olmanın zeminini ortadan kaldırmış oluruz. Ä°nsan yeterli düzeyde bilmeye sahip olmadığı zaman sahip olduÄŸu bilgi üzerinden tekebbür edebilir. Dünya ve insanlık tarihi bunun örnekleri ile doludur.

Bir ÅŸeyin varlığını hissetmek o ÅŸey hakkında belli belirsiz bir bilgiye sahip olmayı da içerir. Hissetme yoÄŸunlaÅŸtırıldıkça bilme de yoÄŸunlaÅŸtırılmış olur. Böylece fark etmenin insan açısından önemini de vurgulamış oluruz. Fark etmek, bilmenin eÅŸiÄŸinden içeri giriÅŸ biletidir. Bu giriÅŸ saÄŸlanmadıkça bilme eylemi de gerçekleÅŸmiyor zaten… EÄŸer döngüselliÄŸi ve bu muazzam anlam katmanlarını fark edecek bir duyarlılığa ve bakışa sahip deÄŸilseniz, zaten doÄŸal olarak dışarıda kalıyorsunuz bu bilme imtiyazından…

Ä°yi veya kötü bir davranış ortaya konduÄŸunda o davranışın sonucunun gelip seni bulduÄŸunu anlaman gerekiyor. Bu durumu anlamadıkça bir ÅŸey başına geldiÄŸinde hemen feveran ediyorsun, ‘niye bu ÅŸey başıma geldi’, hâlbuki biraz düÅŸünsen başına gelen ÅŸeyin bizzat senin bir davranışının sebep olduÄŸunu anlayabilirsin, anlamasan da bu bir ÅŸeyi deÄŸiÅŸtirmez zaten… O yüzden bir durum karşısında sessiz kalmak, müdahale etmemek, geri çekilmez, müdahil olmak, önüne set çekmek, önünü açmak gibi onlarca seçenek sunulur size; siz hangi seçeneÄŸe hangi saikla katıldığını belirlemekle yükümlüsünüz.

Tam bu noktada ÅŸu tespiti yapalım: ben hiçbir ÅŸey yapmasam da hayat kendi rutin akışını sürdürmektedir. Ben katılsam bu rutin akışın ana karakterini deÄŸiÅŸtirmesem de ufak tefek deÄŸiÅŸikliklere gidildiÄŸini tespit edebiliyorum. O zaman bu ufak tefek deÄŸiÅŸiklikler ana karakteri deÄŸiÅŸtirir mi? Bu soru umut edebilmeyi ve umudun ne olduÄŸunu kavrama ile iliÅŸkili bir durumu gözler önüne serecektir.

Varlığın rutin akışının dışında bir baÅŸka akış veya akışlar mümkün mü? Aslında bunu kendi tecrübelerimiz üzerinden anlamlandırabiliriz. Ve cevabımız evet olmalıdır. O zaman akışların belirlendiÄŸi ana omurganın neliÄŸi üzerine düÅŸünmekle yükümlü oluruz. Kendimize ve varlığa dikkatli bir gözle baktığımızda her ÅŸeyi derinden etkileyebilecek ve rutini alt üst edebilecek bir durum var mı? Var… Ve bu sevgi diye tanımlanan durumu ihtiva eder. Hem Allah ve varlık arasındaki iliÅŸkinin niteliÄŸini, hem de varlığın kendisi arasındaki korelasyonu da bu sevginin belirlediÄŸini söylemek ‘haber’ üzerinden mümkün…  Yine ‘haber’e dayanarak kainatın insanın yaÅŸamını kolaylaÅŸtıran bir özellikle donatıldığını ve insanın rahmetle kuÅŸatıldığını söyleyebiliriz. Yoksa kendisine yabancı olan her ÅŸeye duyarlı olan yaratılış insana yaÅŸama imkanı sunmazdı. Bu yüzden kainat insanın varlığını idame etmesi için ona yaÅŸamı kolaylaÅŸtırıyor. Bizim de bir sorumluluk olarak kainatın iÅŸleyiÅŸine müdahil olmadan onun fıtratına uygun bir ÅŸekilde davranmamız önemli… Bunu yaparken de sevgi ile yaklaÅŸmamız çok daha önemlidir. Hepimiz, kendi yavrusu için canını feda eden hayvanlara rastlamışızdır. Yeni bilgiler eÅŸliÄŸinde aÄŸaçların, bitkilerin birbirleri ile iletiÅŸim içinde olduklarını ve birbirlerine yardım ettikleri de bugün bilinmektedir. Aslında varlık kendi içinde sevgi ile birbirini korumakta ve kollamaktadır. Ä°nsan da bundan azade deÄŸildir. Kendi çocuÄŸu için gözünü kırpmadan ölüme koÅŸan anne ve babaları biliyoruz.

Sonuç sevgi ile attığımız her adım, yaptığımız her davranış, kurduÄŸumuz her iliÅŸki dönüp hayatı sevgi ile donatarak bizi sevgi ile karşılanmamıza neden olur. Bu döngüsel varlığı, samimiyet, sadakat ve sevgi ile donatarak huzurlu bir yaÅŸamı sekinet üzere yaÅŸama imtiyazı kazanabiliriz. Bütün bu hayatın karmaÅŸası ve kargaÅŸası üzerine onun derununda var olan o ÅŸefkat ve merhameti açığa çıkararak anlamı yaÅŸanılır kılabiliriz.

Bunu çoÄŸu kez yapamadığımızı biliyorum, çoÄŸu kez kendi nefretimize yenik düÅŸtüÄŸümüze tanıklık ediyorum, çoÄŸu kez de çıkarlarımız ile örtüÅŸmediÄŸini de fark edebiliyorum, ama baÅŸka çıkış ve anlama giden yol da bilmiyorum…

Hayatın rutin akışına teslim olmadığımızda hakikat bize göz kırpar…

Allah doÄŸru sözün sahibidir…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.