Sosyal Medya

Makale

İslamcılık: "Pireye Kızıp Yorgan Yakmak"

Modern dünyaya muhalif tek akım İslamcılıktır.

Her ÅŸeyine; kurgusuna, yapaylığına, ÅŸovuna, saltanatına, zulmüne, haksızlığına ve sınıflar arasında oluÅŸturduÄŸu uçuruma, tüketimine, üretimine, yani modernliÄŸi modern yapan her unsuruna karşıdır. Yoksa Ä°slamcı olunamaz…

Ä°slamcılık bitti savı, klasik Ä°slamcılık için geçerli ve iktidar merkezli bir hareket iktidara geldiÄŸinde bu hareketin sonunu ilan etmek makul görünebilir. Ancak Ä°slamcılık salt iktidar merkezli bir hareket deÄŸil ki; aynı zamanda dini bu dünyada siyasal ve sosyal çerçevesi içinde yaÅŸama tekabül ettirme arayışıdır da… Ä°slamcılık, yaÅŸamın her alanında ilahi rızaya uygun bir davranışın ortaya konulmasına zemin oluÅŸturan bir siyasi ve düşünsel fikri akımdır. Siyasal boyutun baskın karaktere dönüşmesi bazı yanlış yorumların kapısını aralamış olabilir. ancak birçok farklı yorumu kendi içinde taşıyarak ümmetin neredeyse yegane yaklaşım biçimi olmayı kazanmıştır.

Ä°slamcılık bitti… Ä°slamcılar bitti olarak yorumlamayı gerektirir. Yoksa bir düşünce bitmez, bitirilemez. En zor ÅŸartları yaÅŸayan siyasi akımlar bile varlığını sürdürmeye devam ederken Ä°slamcılık bitti demek bir isteÄŸi belirtir sadece… Siyasal ve iktidar eksenli yaklaşım üzerinden nemalanan kesim bitti…  Bende bu tarz Ä°slamcıların kulvar deÄŸiÅŸtirdiÄŸini görüyorum… O yüzden kendi tanımımı yapıp, kendi yoluma devam ettiÄŸimi ve o bitenlerin Ä°slamcılıkla bir iliÅŸiÄŸinin kalmadığını da ilan ediyorum. Yarım ağızla muhafazakâr olup Ä°slamcılığı da yerin dibine geçirmeye çalışanlar üzerinden Ä°slamcılık eleÅŸtirisi yapanların bilgisizlikleri yüzünden deÄŸilse din veya dini hayatla bir iliÅŸkileri kalmadığını düşünmek zorunda kalıyoruz…  

İslamcılık öldü mü?

Düşünce ölmez… Hele yoruma ve geliÅŸmeye açık bir düşünce hiç ölmez… Ölmemeli de…

Ä°ktidar olma üzerinden Ä°slamcılığa yöneltilmiÅŸ eleÅŸtirileri dikkate almalı mıyız? EÄŸer, siyaset yürütme biçimi Ä°slamcılık üzerinden gerçekleÅŸmiÅŸ olsaydı haklılık payı bulabilirdik. Ancak tam tersi, ortada Ä°slamcılığın söyleminden baÅŸka ne var ki… O da uluslar arası iliÅŸkilerde elini güçlendirme pozisyonu üzerine tercih ediliyor. Birde mazlum ümmet vurgusu var. Bunun dışında kültür, eÄŸitim, hukuk vesaire ile ilgili herhangi bir Ä°slamcılık projesi yoktur, olmamıştır da…

ModernliÄŸin bir algı olarak bize kazandırdığı bir ÅŸey var: ortada olan olguya bakarak yorumlama biçimi… Hâlbuki bir olguyu deÄŸerlendirirken sonuçları üzerinden deÄŸil, hedefleri ve hedeflerini gerçekleÅŸtirecek yöntemini dikkate almalıyız. BitmiÅŸlik ve tükenmiÅŸlik hissi ortada olana dairdir. Kendinde olan/kalan ve arı duru olan düşünce 'den taviz vermeyen nitelikli insanlar var ve olmaya devam edecekler. Bu varoluÅŸ ise Ä°slamcılığı beslemeye ve dinamizmini sürdürmeye imkân tanıyacaktır.

 Herhangi bir soru ve cevabı düşüncenin yöntemi üzerinden her zaman tartışabiliriz. Olanı olması gereken gibi algılamak da modern kültürün bir tepkisidir. Tepkisel olmadan deÄŸerlendirme esas olmalı. Tepkileri anlıyorum. Ama tepkilerin kaynağı olan durumu olumlamadığım gibi bu durumun düşünce ve Ä°slamcı düşünce ile de bağı olmadığını düşünüyorum...

 Ä°slamcılık hayatı Müslüman’ca yaÅŸama kaygısıdır.

Ä°slamcılık özü itibarı ile Müslüman’ca bir kaygı ile yaÅŸama iradesidir. Bu tanım üzerinden ister meÅŸrutiyet Ä°slamcılığı, ister cumhuriyet Ä°slamcılığı olsun eleÅŸtiriye tabi tutulacak tarafları olacaktır. Ama bir ÅŸey var ki; Ä°slamcılık, ne olursa olsun, dinin bugün yaÅŸanabilir oluÅŸuna dair bir umuttur... Bu yüzden öyle kolay harcanacak bir düşünce ve olgu deÄŸildir

Ä°slamcılığın birçok tanımı yapılabilir. Ama benim tercihim Boby Seyyid Said’in tanımıdır: “Ä°slamcılık; dinin bugünkü koÅŸullarda yeniden yorumlanabilmesidir.”  Kendi tanımımı ona yakın bir ÅŸekilde yapıyorum. Yukarıda yaptığım tanım gibi… Ä°slamcılığın tanımının ihtilaflı oluÅŸu, mevcut durumunu dikkate aldığınızda oluÅŸan bir ÅŸey... Ama salt düşünce üzerinden ve hala kirlenmemiÅŸ Ä°slamcı zihin ve dimaÄŸların varlığı bu mevcudun iyi bir ÅŸey olmadığını gösteriyor zaten... Bir olgu olarak düşünsem bende benzer ÅŸeyler söylerim, baÅŸka yerlerde de söyledim... Ama Ä°slamcılık, çıkışı ve ortaya koyduÄŸu düşüncesinin özü itibarı ile bugünkü halini göstermez. Büyük iddiaları olan bir düşünüş biçimi ve imkânıydı... Meseleye buradan bakalım...

Dindarın günahı dine yüklenemeyeceÄŸi gibi Ä°slamcıların hataları ve yanlışları Ä°slamcılığa yüklenemez…  Mevcut Ä°slamcılık eleÅŸtirilerinin kahır ekseriyeti bu çerçevede duruyor. Ä°slamcıların ahlaksızlaÅŸması, harama bulaÅŸması, günahtan kaçınmaması üzerine eleÅŸtiri yapanlar, ciddi anlamda sorunlu yaklaşıyorlar. Ya da baÅŸka bir ideoloji adına avantajını kullanıyorlardır.

İslamcılar daha ahlaklı, yani muttaki olmakla yükümlüdür. Çünkü bir bilinç üzeredirler. İslamcıları diğer dindarlardan ayıran en önemli şey bir bilince gönderme yapmalarıdır. Bu bilinç hem siyasal bir karaktere hem de sosyal bir duruşa sahiptir. Bu yüzden daha muttaki ve daha ahlaklı olmayı dini yaşamın vazgeçilmezi kılarlar.

Ä°slamcılık tartışmaları ‘pireye kızıp yorgan yakmaya’ benzedi…

Maalesef durum bundan başka değildir. Yeniden bir İslamcılık tartışması başlatılacaksa bunun hem yöntemi hem de hangi zeminde olacağını yeniden düşünmeliyiz. Tabii ki İslamcıların hataları bizzat İslamcılıktan kaynaklı hatalarsa bunu göz ardı edemeyiz. Ama bunun açık seçik bir şekilde gösterilmesi gerekir. Bizzat İslamcılık düşüncesinin kendisinden kaynaklı hatalar vardır. Bende bu hataları seri makalelerde gündemleştirdim. Milat gazetesinde bu makalelere ulaşılabilir.

Ä°slamcılık ümmetin bir umudu olmakla yükümlü ve bu umudu diri tutma zorunluluÄŸu da Ä°slamcılara düşmektedir. Yeter ki saÄŸduyulu eleÅŸtiriler ve hakikati ortaya çıkarma çabası olsun… Muhakkak karşılık bulacaktır… Vesselam…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.