Sosyal Medya

Makale

'Öteki'ne tahammülü olmayan toplumların geleceği olmaz

Sanılanın aksine, akıldan önce duygular kirlenir.

Merhamet duygusunu kaybetmiÅŸ bir toplum, kirlenmiÅŸ bir toplumdur. Muhabettin olmadığı yerde kirlilikten oluÅŸan sis bulutları iyi ve güzel olan ne varsa hepsini zamanla yutar ve geriye "kılçık niyetine" esamesini bile bırakmaz.

Kirlenmenin en büyük kriterleri, çalıp çırpmak, soyup soğana çevirmek ya da başkasının malına mülküne ırzına göz dikmek değildir. Bunlar en son evrede ortaya çıkan şeytani iblisli sonuçlardır.

TemizliÄŸin aynası “öteki”dir. “Öteki”nin aynasında suretimizin gülümseyen ifadesini koruduÄŸumuz müddetçe korkulacak bir ÅŸey yoktur. Ama “öteki”nin suretinde kaybolmaya baÅŸlayan yüz ifademiz kirliliÄŸin ilk çan sesidir; kirliliÄŸin alarm zili çalmaya baÅŸlamıştır.

Unutmayın; hepimiz kendimizi “öteki”nden ödünç alan varlıklarız. Bizi tanımlayan, tarif eden, bir dile sahip olmamızı saÄŸlayan “öteki”lerin varlığıdır.

Bir an için, bir adada yalnız başınıza yaÅŸadığınızı hayal edin. “Öteki”nin olmadığı koÅŸularda bir yüze sahip olmayı bile önemsemezdik. Bir sese, o güzelim kelimelere sahip olan dile ve bizi insan yapan diÄŸer o ÅŸahane bütün duygulara ihtiyaç hissetmezdik. Biyolojik bir varlık olarak sadece yemek yeme, uyuma ve belki de sadece barınma ihtiyacı için, kılımızı kıpırdatmak zorunda kalırdık.

Sevgi olmazdı. Zevk olmazdı. Dayanışma olmazdı. Dostluk, arkadaÅŸlık olmazdı. Åžiir olmazdı. Edebiyat, sanat olmazdı. Uzatmama gerek yok; her sabah yüzümüzü bile yıkamamıza gerek kalmazdı.

Unutmayın; en derin kiÅŸisel tatminler bile ancak “öteki” var olduÄŸunda, “öteki”nin üstünden yaÅŸayabildiÄŸimiz duygulardır.

“Öteki”nin varlığı hayatımızda bu kadar büyük bir yer ve deÄŸere sahipken, ÅŸimdilerde neden “öteki”ni bir paçavraymış gibi ayaklarımızın altında paspas yapmaya hazırlanıyoruz?

Neden “öteki”nden sevgimizi esirgiyor, ona merhamet duymayı reddederek hayatlarını karanlık zindanlara çevirmeye çalışıyoruz?

Unutmayın; herkes sevginin ne anlama geldiği meselesinde, ya da kendini gerçekleştirmenin koşullarının ne olması gerektiği bahsinde, ya da hangi erdemlerin daha önemli veya daha değerli olduğu konusunda, ya da hangi siyasal modelin daha iyi yaşam koşullarını garanti edeceği sorununda hemfikir olmayabilir. Bu makul, çünkü herkes bir parça kendi kişisel tarihinin ürünüdür ve sonuç olarak bizden farklı bir mana dünyasından gelir.

Çok parçalı, özelleşmiş ve çok çeşitli olan modern varoluş biçimi, her soruna aralarından basitçe bir seçim yapmamızı güçleştirecek oranda, çok fazla çözüm biçimiyle bizi baş başa bırakır. Böylesi bir durumda doğru olanı isabetli bir tercihle bir çırpıda teşhis etmek ve ondan yana bir tutum almak çok zor olur.

Sırf bu nedenlerden ötürü daha merhametli, daha sevgi odaklı, daha hoşgörülü olmak gerekmez mi?

“Öteki”ne tahammülü olmayan toplumların geleceÄŸi olmaz.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.