Sosyal Medya

Makale

İdlib halkı için

tarihinde yayınlandı.

Sene 2012; ortalıkta ne IŞİD var, ne de İran ve Rusya orduları.

 

Makul ve mutedil devrimci gruplar, Suriye topraklarının hatırı sayılır bir kısmına vaziyet ediyor.

 

Halep’in yarısı ve Rakka da onların elinde.

 

Suriye’nin Türkiye ile sınırını da büyük ölçüde onlar kontrol ediyor.

 

Devrimciler öyle güçlü ki, Åžam’da Esed rejiminin karargâhlarına bile operasyonlar düzenleyebiliyorlar.

 

Esed’in kara kuvvetleri büyük ölçüde dağılmış vaziyette.

 

Esasen hava kuvvetleri de yetersiz, fakat devrimciler bu yetersiz hava kuvvetleriyle baş edecek imkânlara bile sahip değiller.

 

O imkânları da elde etseler, ezip geçecekler vahşet rejimini.

 

Hiç deÄŸilse kara savaÅŸları için sahip oldukları imkânlar geliÅŸtirilse, ağır ve geliÅŸmiÅŸ silahlarla desteklenseler (ki o zamana kadar dışarıdan aldıkları destek fena halde sınırlı kalmış, devrimciler daha ziyade iç piyasadan temin ettikleri yahut ganimet aldıkları silahlarla yetinmek zorunda kalmıştılar) belki Esed’in hava kuvvetlerine raÄŸmen de nihai zafere ulaÅŸabilirlerdi.

 

Sahayı bilenler “Gün bu gündür. Moral üstünlüğü ele geçiren devrimciler gerekli askerî yardımı hemen alır ve büyük taarruza geçerse rejim dayanamaz, çöker” diyordu.

 

Ne yazık ki basiretler baÄŸlandı, devrimciler oyalandı, IŞİD’in neÅŸvünevasına ve Ä°ran ile Rusya’nın bütün haÅŸmetleriyle Suriye’nin üstüne çökmesine zaman tanındı ve -bu süreçte yapılması gerekenler de yapılmayınca veya yapılamayınca- çark öyle bir tersine döndü ki, devrimciler mevzi kaybede kaybede -en parlak liderlerini de kaybede kaybede- Ä°dlib’e kadar geri çekildi. (Ä°dlib’de sadece Kaideciler varmış gibi bir algı oluÅŸturulmaya çalışılıyor. Halbuki orada makul ve mutedil devrim savaşçıları da var.)

 

Ä°ran ve Rusya destekli Esed ordusunun zulmünden kaçan çoluklu çocuklu kalabalıklar da Ä°dlib’e sığındı; ÅŸehrin nüfusu üç milyona dayandı.

 

Güya “çatışmasızlık bölgesi”ydi Ä°dlib; öyle olacağına dair uluslararası bir garanti vardı.

 

Srebrenitsa’nın “güvenli bölge” olması gibi bir garanti!

 

Şimdi Kaideciler gerekçe gösterilerek o garantinin içine tükürülüyor; Esed ordusunun işgali için ön bombardımanlar yapılıyor.

 

Esed rjimi nihai zafer kutlanmalarına başladı bile.

 

***

 

Ne acıdır ki, diktatörlüğün yıkılacağı beklentisinin yerini can pazarından can kurtarma telaşı aldı.

 

Devrimcileri doÄŸru dürüst desteklemedik, iÅŸlerin buralara varmasına çanak tuttuk, ÅŸimdi de -Rusya ile kafa kafaya gelmemek için- Ä°dlib’deki devrimcilerin yardımına koÅŸmaktan geri duruyoruz; geriye, cankurtaranlık vazifemizi bihakkın yerine getirmek kalıyor.

 

Ä°HH BaÅŸkanı Bülent Yıldırım’ın sosyal medyada paylaşılan video mesajı çok önemli:

 

“Ä°dlib halkı korkuyla, açlıkla, evlatlarını kaybetmekle imtihan oluyor. Bizler ise onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Åžu anda büyük bir saldırı hazırlığı içerisinde Rusya, Esed rejimi ve yandaÅŸları. DoÄŸal olarak halk Türkiye’ye sığınmak istiyor. Sınıra doÄŸru koÅŸacak. Çünkü herkes evladını korumak istiyor. Canını korumak istiyor. Artık çocuklarının parçalanmış vücutlarını görmek istemiyor. O nedenle bizim de hazırlıklı olmamız lazım. Ä°HH olarak hazılıklarımızı yapmaya çalışıyoruz, ama imkânlarımız yetersiz. Tüm halkımızı, sivil toplum kuruluÅŸlarımızı, cemaatleri, herkesi Ä°dlib halkına yardım etmeye çağırıyoruz. Gerekirse arabalarınıza binin; elinizde ne varsa sınıra götürün. Sokaklarda yardım toplayın. Zenginlerimiz ellerini ceplerine atsın. Herkes gönlünden kopanı versin. EÄŸer bu saldırı olursa -ki olacak, durum onu gösteriyor- en az 3-4 milyon insan yardıma ihtiyaç duyacak. Bizler de onların yanında olacağız; çünkü biz Müslüman’ız, maÄŸdur ve mazlum olan herkesin yanındayız.”

 

KARAR

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.