Sosyal Medya

Makale

Bir düğünün kördüğümleri..

40-45 yıllık bir dostluÄŸum bulunan ve 12 Eylûl Askerî Darbesi sonrasında, ‘fakir’in tehlikelerden korunması için kendisini tehlikelere atmayı göze alıp, darbecilerin etki alanından çıkmama yardımcı olan bir arkadaşımın oÄŸlunun düğünü vardı, Ã‡Ä±raÄŸan(ÇeraÄŸan) Sarayı’nda.. -Åžahsen o gibi yerlerden sıkıldığım için uzak durmayı prensip edindiÄŸim halde-, istisnaî bir durumdu oraya gidiÅŸim... 

*** 

BeÅŸiktaÅŸ’tan biraz ileride, BoÄŸaz kıyısında ve gençlik yıllarımızda sadece dört duvarı kalmış olan ve Özal zamanında, hayata yeniden döndürülüp lüks bir otel olarak kullanılan bu mekâna girince, bu sarayın, birçok netâmeli tarihî hadiseye sahne oluÅŸunu da hatırladım. 

*** 

Sultan Abdulaziz’in tahttan indirilip (büyük ihtimalle, ‘intihar etti’ süsü verilerek) Ã¶ldürülmesinden sonra tahta çıkarılan Sultan 5. Murad, henüz saltanatının üçüncü ayında, -üzerindeki üniformasıyla havuza atlamak vs. gibi anormal davranışlar sergilemesi hasebiyle- tahttan alınıp, yerine 1876 sonunda 2. Abdulhamîd’in tahta çıkarılması ve hemen akabinde 1877-78 Osmanlı /Rus Savaşı’nda (Hicrî-qamerî takvimle, 1293 tarihinde gerçekleÅŸtiÄŸi için ’93 Harbi’nde) alınan ağır yenilgi atmosferinden istifadeyle; azledilen sultan Murad’ı yeniden tahta geçirmek için, onun ‘mecburî ikamet’e tâbi tutulduÄŸu ay Ã‡Ä±raÄŸan Sarayı’nı 1878’de, yüzlerce isyancıyla birlikte basıp kaçırmaya ve tahta geçirmeye çalışan ve o darbe sırasında öldürülen Ali Suavî isimli bir maceraperest - darbeci fikir adamı tarafından sahnelenen baskın ve isyan hareketinin merkezdi bu saray..   

*** 

Bir de, 1910 yılında yanması/ yakılması hadisesi vardır bu sarayın.. 

Sarayın zenginliklerinin Ä°ttihadçı’larca yaÄŸmalandıktan sonra yakıldığı iddia edilmiÅŸtir. 

Åževket Süreyya (Aydemir) 1975’lerde, Taksim- Osmanbey civarındaki bir mekânda yaptığı sohbet toplantılarından birinde, yangınla sonuçlanan Ã‡eraÄŸan Soygunu’na Mahmûd Celâl Bey’in de katıldığının belgelerine ulaÅŸtığını ve bunu yazdığını; ama (3. C. BaÅŸkanı) Celâl (Bayar) Bey’in bu iddiaya hatırâtında hiç deÄŸinmediÄŸini söylediÄŸinde, ‘Ãœstad, o soygun Mustafa Ä°smet ve öncekinin de bulunduÄŸuna dair ortaokulda iken bir kitap okumuÅŸtum, ama o kitap sonra bir koruma kanunu gereÄŸince toplatıldığından bir daha bulamadım. Bu gerçek midir’ diye sormam üzerine, o da, ‘Genç kardeÅŸim, ben tarihçi deÄŸilim.. Ben bir dünya görüşünün adamıyım. Onun belgesini de, onlara karşı çıkanlar belgelesinler!’ diye, dürüst ve de düşündürücü bir cevap vermiÅŸti.   

*** 

Evet, iÅŸte o saraydaki ve 2600 davetlinin olduÄŸu düğüne ‘fakir’ de katıldı. Takım elbise ve kravatlı deÄŸil de, günlük kıyafetiyle- gömlekli olarak gittiÄŸi için, giriÅŸte, ‘Davetli misin?’diye soran ‘güvenlikçi’lerce karşılaÅŸtı. İçerde günlük kıyafetiyle gelen birkaç kiÅŸi daha vardı. 

CumhurbaÅŸkanı’ndan Bakan’lara, yüksek bürokratlara, eski-yeni m.vekillerine gıyaben veya vicahen tanıdık büyük bir kitle.. Ama, hele de bunaltıcı- terletici havada sarılmaların çekilir gibi olmadığı yüzlerden anlaşılıyordu. Karadenizli bir hemÅŸehrimin, tanımadığım yeni Bakan’lardan birine, ‘Uyy Pakan’um!’ diye sarılışı gibi tebessüm ettirici sahneler de ayrı.. 

*** 

Kur’an okunarak baÅŸlandı programa.. 

Öyle ya, davetlilerin çoÄŸu, gençlik yıllarında inançlarına göre bir dünya ideali için fikrî mücadelelere ve hattâ eylemlere katılmış kimselerdi. Hanımlar büyük ekseriyetle tesettürlüydüler, amma, arada aşırı dekolte giyimli olanlar bile vardı. (Davetlilere, ‘ProÄŸram’a Kur’an okunarak baÅŸlanacağı hatırlatılsaydı..’ diyenler de olmuÅŸtu.) Sunulan yemekler doÄŸrusu, oldukça sâde idi. 

Ama 40 yıl öncelerdeki bazı idealistler, ‘Biz buralara gelebilir miydik?’ diye mutluluk duyarken; ‘O ideallerden bu noktalara mı gelmeliydik!’ diye hayıflananlar da vardı. 

Bu kadar gözlemlemeyle yetiniyorum. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.