Sosyal Medya

Makale

İki Koldan Zehirleniyoruz

Yaklaşık 250 yıl önce Avrupa’da başlayan milliyetçilik akımı Avrupa kıtasını ayağa kaldırırken, İslam coğrafyasını yerle bir etti.

Neredeyse her köyünün/şehrinin bir beylik/prenslik olduğu Avrupa, o dağınıklığını milliyetçilikle ortadan kaldırıp büyük devletler haline geldiler.

Buna karşılık 3 kıtada ümmet olarak yekvücut olan Müslümanlar, din birlikteliğini/ümmet birlikteliğini bırakıp daha alt bir kimlik olan ırk/millet birlikteliğine dönünce, işin doğası olarak parça parça oldular.

Avrupa, son 50 yılda bir adım daha öteye gidip Avrupa Birliği adı altında ümmet olurken Müslümanlar var oldukları devletleri bile bir arada tutamayıp daha da bölündüler, devletçikler oldular.

Bugün Avrupa bizim 200 yıl önceki halimize gelirken, Osmanlı İmparatorluğu şemsiyesi altında Ümmet olan bizler de Avrupa’nın 200 yıl önceki derebeylik ve prenslikleri haline geldik.

Birazcık aklı olan, milliyetçiliğin bizim bünyemiz için bir zehir olduğunu anlar.

Tarih boyunca kavimlerin hep iç içe geçtiği/kavşak olarak kullandığı bu topraklar (Ortadoğu),onlarca ırkın aynı topraklarda yaşadığı bir yer olageldi.

Durum böyle olunca, bu topraklarda körüklenen her milliyetçilik ateşi, toplulukları ayrıştırdı; imparatorluğu devletlere ve şimdi de devletleri devletçiklere kadar böldü/bölüyor.

Bu topraklarda yaşayan İslami bilinç sahibi insanlar uzun yıllar bu milliyetçilik zehrine direnç gösterdiler. Çoğu ülkede hapis, işkence ve idam olma pahasına milliyetçiliği kabul etmediler.

Ülkemizde de aynı süreç yaşandı. İslamcılar milliyetçiliğe hep mesafeli davrandılar.

Lakin son 5-6 yıldır gözle görülür şekilde İslamcılar arasında yükselen bir milliyetçilik var.

Derin Kemalist Sistem, 90 yıldır milliyetçiliği empoze edemediği İslami Camianın önemli bir kısmı, Ak Parti Hükümeti aracılığıyla biraz vatanseverlik, biraz da Osmanlıcılık sosuyla önlerine konan Milliyetçilik zehrini almaya başladı.

Buna paralel, Doğu ve Güneydoğu’da medrese kökenli İslami hareket mensupları içinde de gözle görülür şekilde Kürt Milliyetçiliğiyükselmeye başladı.

Batıda ve Doğuda daha önce tanıdığım birçok İslamcı insanı artık tanıyamıyorum.

AK Parti ve derin Kemalist yapının ittifak içine girmesi, Ak Partinin devletçi muhafazakar role evirilmesi, Atatürk’e olan mesafeyi ortadan kaldırması ve son dönemde MHP ile yapılan ittifak neticesinde yükselen milliyetçi politika neticesinde Ak Parti’ye gönül vermiş İslamcılar da bir şekilde bu çizgiye kaydı. Son dönemde Batı ile gerilen ilişkiler Ak Partili İslamcıların milliyetçiliğe kayışlarını hızlandırdı.

Ak Partinin Ümmetçi çizgiden milliyetçi çizgiye kayışı, son dönemde yüksek dozda süren milliyetçi söylemler; Doğu’daki İslamcıları hayal kırıklığına uğrattı. Ciddi bir kitle hayal kırıklığının getirdiği bir tepkiyle Kürt Milliyetçiliğine kaydılar.

Batıda Türk Milliyetçiliği Doğuda Kürt Milliyetçiliği; iki koldan zehirleniyoruz.

İki taraftan yükselen milliyetçilik, akli ve fikri bir dayanaktan değil tamamen duygusal tepkiler sonucu ortaya çıkıyor.

Her iki tarafın kendine göre gerekçeleri olsa da İslam’ın kabul edeceği bir duruş/fikir değil.

Batı’nın Türkiye’ye takındığı düşmanca tavır, Suudi Arabistan önderliğinde bazı Arap ülkelerinin altımızı oymaya çalışması, İran’ın sinsi politikaları, Batının elinde kukla olmuş Kürt guruplar, bizim Türk Milliyetçiliğini savunmamızı haklı kılmaz.

Aynı şekilde, Ak Partinin/Erdoğan’ın milliyetçi söylem ve eylemleri; Fars, Türk ve Arapların Kürtlere üvey kardeş muamelesi yapması Kürt Milliyetçiliği için haklı bir gerekçe değildir.

İslam’ın milliyetçiliğe/ırkçılığa bakışı nettir; İslam ve milliyetçilik/kavmiyetçilik aynı yerde barınmaz.

Müslümanlar silkinip asli duruşlarına dönme zamanları gelmedi mi..?

 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.